25 Mayıs 2010 Salı

MICHAEL FRANKS NEDEN GEL(E)MİYOR ???

Diye her İstanbul Caz Festivali programının belli olmasından önce ve sonra ve arada aklıma geldikçe Gülda’nın ve açılışlarda veya etkinliklerde her gördüğümde Harun’un başının etini yedim. Sonra İstanbul Caz Festivali’nin bu yılki programı açıklanınca bir de ne göreyim? Michael Franks 05. Haziran. 2010’da Sepetçiler Kasrı’nda beni benden alacak…tı.




Evet alacaktı çünkü dün Gülda’ya hangi biletleri alacağımız hususundaki soru listesine cevap yazacakken şeytan dürttü ve bir bakayım dedim İKSV’nin web sitesine. Programı gösteren takvimde ayın 5’ini “tıkladım” durdum, bir şey açılmadı. Hemen Güld’ü aradım. “Bazen sitede sorun oluyor “ dedi. Hemen İKSV’yi aradım. “Sanatçıdan kaynaklı bir iptal” sözünü duyunca “Ben de yıllardır bekliyordum… Pek bir sevinmiştim. Öğrendiğimden beri eski albümleri dinliyorum sürekli. Kısa bir sessizlik ve bekleyiş. Belki konuştuğum kişi “Ama bir ara gelecek” derse diye… Yine kısa bir bekleyiş …”Peki teşekkürler….”

Daha önceki bir yazımda belirtmiştim. Ağabeyim yurtdışından bir bavul dolusu kasetle gelmişti diye. İşte o bavul dolusu kasetlerin arasından çıkmıştı MICHAEL FRANKS. 1990yılında çıkardığı “Blue Pacific” albümünü dinlediğimde çok hoşuma gitmişti.



Pop caz etkilerini yoğun bir biçimde hissettiğiniz bu albümü arka arkaya devamlı bir biçimde dinlemiştim. Eğer dinlerseniz Michael Franks’in huzur dolu, sakinleştirici bir etkiye sahip sesine siz de hayran kalacaksınız. Eğer kendinizi bırakırsanız bir müddet sonra bu sesin sizi Pasifik kıyılarına kadar götürdüğünü hissetmeniz içten bile değildir, sözlerin bile pek önemi kalmaz; Michael Franks’in Pasifik kadar derin sesi ve yalın, yumuşak bir müzik.

Michael Franks’in profesyonel anlamda bir müzik eğitimi olmadığı gibi, ailesinde de kimse müzisyen bir kimliğe sahip değil. Edebiyat alanında eğitim gören Franks lise yıllarında şarkı söylemeye başlıyor ve kendisine de bu yıllarda gitarı eşlik ediyor. O yıllarda blues ve folk müziğinin popüler olduğunu söyleyen Franks, ailesinin müzik zevkinin ise o günlerin ünlü vokalistleri June Christy ve Peggy Lee olduğunu ifade ediyor.

Michael Franks için dönüm noktası bir arkadaşının evine gittiğinde babasının yeni bazı plaklarını dinlemesi olmuş. Arkadaşının babasının Mose Allison’ın Your Mind is on Vacation ve Dave Brubeck’in Take Five adlı şarkılarını dinlemesi gözlerinin önündeki perdenin adeta aralandığını ve daha dinlenmesi ve duyulması gereken ne kadar çok müzik olduğunu anlamasını sağlamış. Bu dönüm noktası da iyi olmuş ve 1973 yılından bu yana yirmiye yakın albüm yapmış.



Michael Franks’in müziği R&B ve pop caz öğelerini barındıran bir tınısı olmakla birlikte Latin müziği ve özellikle Brezilya müziğinin de etkilerini çokça taşıyor bana göre. Zaten bu etkinin sonuncu olarak da 2006 yılında yaptığı son albümünde dinlemek mümkün: Rendezvous in Rio.



Franks’in şarkıları Manhattan Transfer, Diana Krall, Carpenters ve Shirley Bassey tarafından kaydedildiği gibi David Sanborn, Brenda Russell ve Patti Austen ile de çalışmaları bulunuyor. Ancak Michael Franks’in en etkilendiği sanatçılardan birisi bossa nova akımının kurucusu sayılan ve eminim herkesin “The Girl from Ipanema “dediğimde kendisini bilmese de şarkısını bileceği Antonio Carlos Jobim’dir.



Burada kısa bir not düşeyim. Antonio Carlos Jobim’in Stan Getz ile yapmış olduğu Gilberto albümünü bir ara mutlaka edinmenizi –naçizane- tavsiye ederim.

Evet, Michael Franks’in Antonio Jobim’den etkilenmesi bence harika bir beste olan Antonio's Song’un doğmasına neden olmuştur. Bu şarkının ardından Jobim’e ithaf ettiği iki beste daha yapmıştır Franks: "Like Water, Like Wind" ve "Abandoned Garden."




Şarkı yazarlığı kariyeri boyunca şiirlerin hep aklının fuayesinde sabırla beklediğini ve saygılı bir inatçılıkla ta ki içeri davet edilene kadar kapıyı vurduğunu ifade eden Franks için şiirler kapıdan içeri girmiş olmalılar ki "Poems on the Road" adlı şiir kitabı yayımlandı.



Bir İstanbul Caz Festivali daha Michael Franks’siz geçecek. Gelseydi de canlı canlı Your Secret is Safe With Me, When I Give My Love To You, ve Tiger In The Rain’i dinleseydim olmaz mıydı? Neden gelmiyor, gelemiyor merak ediyor ve bilmek istiyorum. Ve The Lady Wants To Know diyorum.



Daddy plays the ashtray.
Baby starts to cry.
The Lady wants to know
The reason why
Daddy's just like Coltrane.
Baby's just like Miles.
The Lady's just like heaven
When she smiles.

And the Lady wants to know
She wants to know the reason
Got to know the reason why.
This man has got to go
This man is always leavin'
How he hates to say goodbye.

But what she doesn't know
Is there really is no reason
There really is no reason why.

Daddy he hates airplanes.
Baby loves to fly.
And the Lady wants to know
The reason why.
Daddy's just like Coltrane.
Baby's just like Miles.
The Lady's just like heaven
When she smiles.

İKSV’den ve Michael Franks’ten Cevap Bekleyen
Billur

4 yorum:

Gulda dedi ki...

Hiç gelmeyecek olsa yine “keşke gelse” listemizde kendisini anarız. Gelecekmiş gibi yapınca olmuyor. Olmamış...

Nuran dedi ki...

Neden gelmiyor?

billur dedi ki...

Sevgili Nuran Hanım;

Bilmiyorum, sanatçıdan kaynaklanan bir nedenmiş. Ne oldu? Hastalandı mı? Konser mekanını mı anlattılar beğenmedi mi? Niye bu kadar geç çağırdınız diye küstü mü? Türkiye hakkında iyi duygularım ve düşüncelerim bulunmuyor dedi ve toptan red mi etti? Bilmiyorum.

Dediğim gibi çok daha önce gelmeliydi ....Ama olmadı. Bize de cd'lerden dinlemek kaldı..
Sevgiler
billur

Nuran dedi ki...

evet evet... içim dışim downinbrazil oldu zaten bu hafta :)

Sevgiler,

Nuran

İlginizi Çekebilir

Related Posts with Thumbnails