22 Mart 2009 Pazar

Çılgın Kalabalıktan Uzak - Thomas Hardy - 26.02.2009




Kitap : ÇILGIN KALABALIKTAN UZAK
Yazar : THOMAS HARDY
Türü : Roman/Klasik


Mekan : Leblon/ Asmalımescit - Beyoğlu
Tarih : 26.02.2009
Saat : 19:30
Sunucu :Belkıs
Katılımcılar : Ayşe, Aycan, Aysen, Aysun, Bilgen, Belkıs, Billur, Gülda, Gülden, Peyman, Özlem, Nur, Yonca


'' Aşktan kurtulmak ona yakalanmaktan kolay sayılmaz. ''






THOMAS HARDY





İngiliz romancı Thomas Hardy (1840-1928), büyük ününü 1873'te yayımlanan “Çılgın Kalabalıktan Uzak” adlı romanıyla sağlamış, bu roman onu İngiliz edebiyatının devleri arasına katmıştır.

Dorchester, Dorset, İngiltere doğumlu, iyi eğitimli bir anne ve taş ustası bir babanın oğlu. Esas eğitimini mimari üzerine almıştır. 1862 de Londra’ya gitmiş King’s College’a kayıt yaptırmıştır. Royal Insitute of British Architect ve Arcitectural Association’dan mimari ödüller kazanmasına rağmen, Londra’yı evi olarak asla benimseyemeyip 1870 de Dorset’e geri dönmüş, kendini yazmaya adamıştır.


Esasında kendini şair olarak tanımlamaktadır ve romanlarını finansal gelir amacıyla yazmaktaydı. Şiir ve romanlarının dışında birçok kısa hikayeleri de bulunmaktadır.


Yazım dili “naturalist”tir.



Romanlarının büyük çoğunluğunu, Ingiltere’nin güney – güney batı bölgelerinde, Anglo-Saxon krallığının geçtiği yerlerde kurgulamaktadır. Wessex bölgesi kapsamına giren yerler, Devon, Wiltshire, Berkshire, Somerset, Dorset, Hampshire dan oluşmaktadır
Bu bölgeler romanlarında farklı isimler altında geçmektedir. Yani semi-fiction yerlerdir. Örneğin Mayor of Casterbridge adlı romanında geçen –Casterbridge-, esasında doğum yeri olan Dorchester,Dorset’tir



Romanlarında kırsal kesimin bütün zenginliğini bulunmaktadır. Çılgın Kalabalıkta Uzak’ta kırsal kesimi alabildiğine değişik ve özgün bir derinlikle anlatmış ve yüzyıl sonrasında da yepyeni kalabilmiştir. Bu romanından (4.romanıdır ve ilk edebi başarısını kazanmıştır ) sonra mimarılığı bırakıp, sadece yazmaya devam etmiştir.



Romanlarında kullandığı naturalist tarz ile beraber, Viktorya Stili “gerçekçilik” de görülmektedir. Bir taraftan çocukluğunun geçtiği ve sıkı sıkı bağlı olduğu kırsal kesime ait yaşam şartları, diğer taraftan da tarımsal alanda yaşanan gelişmeler ve ilerlemelerin sosyal hayata getireceği değişikliklerin da farkındalık da yansımaktadır.



Kaderin ve inancın hayattaki yerine ait düşüncelerinde Allah ve Allah’ın varlığına ait şüphelere de yer vermiştir. Doğaüstü güçleri de ( hayaletler, doğa olayları ) romanlarında yer vermiştir.




İÇERİK

İnsanlığın, insan olmanın değişmez nitelikleri, bu romanda iç içe ve ustaca sergilenmektedir.
Sevgi
Kin
Tutku
Hainlik, kalleşlik,
Gönül yüceliği,
Emek.

“ Çılgın Kalabalıktan Uzakta” bir çiftlikte geçen bu romanda da kırlar bayırlar, soytarı bilgelerle; dürüst yiğitler, dönek çapkınlarla; kimi güçsüz, boynu bükük, kimi buyurgan ve ateşli kadınlarla; eski Grek korosunu andıran çalçene köylülerle; türlü sevdalar ve karasevdalılarla doludur.




Tüm karekterler kendi yollarına gitmek isterken birbirinin ayağına takılır, birbirini destekler ya da kösteklerken, gerilimi artırıp havayı kızıştırırlar.
Thomas Hardy'in en ilginç özelliklerinden biri de, feminist akımdan yıllar önce, kadının bağımsızlığından yana çıkabilmiş olmasıdır.

Casterbridge olaraka geçen yer, aslında yazarın büyüdüğü yer – Dorchester
Weatherbury : Nefis doğa ve doğa tasvirleri anlatılmış – çağrışım yapabilmek amaçlı CD hazırladım....

Koyunların kırpılması, doğumu, hasadın toplanması gibi kırsal detayları gözönünde canlandırılacak kadar detaylı ele alınmıştır.




GROTESK:


Klasik dönemin başlangıcından itibaren, grotesk terimi edebiyatta, gülünç görünüşlü kimseler ve telaffuzlarının gülünçlüğüyle dikkati çeken kelimeler için kullanılmaya başlandı. Ama terimin yeni bir anlam kazanması, romantiklerle birlikte ortaya çıktı ve groteski ayırt ettiren gülünç çirkinlik sanatın temel unsurlarından biri durumuna geldi...

Dünyayı yabancılaştıran ve onu eğlenceli hayalı bir alana götüren, içinde esrarengiz, tekin olmayan güçlerin egemenliğinin yansıdığı, aslında bir araya gelmez gibi görünen şeylerin mesela trajik ile komiğin, adilikle yüceliğin bir oyun havasında birleştirilmesi...çirkinin güzelliği..
Grotesk - Bülent Ersoy – sünnet olmuş ilk kadın, askerliğini yapmış ilk türk, kadınken erkek, erkekken kadın olan kişi, yani olamayan kişi...

Grotesk Örnekler:







KARAKTERLER

Gabriel Oak

28 yaşında, sığırtmaç, yanaşma – çiftçi adayı
Bathsheba’nın usanmaz aşığı, bencillikten uzak, her an yardımına hazır sağ kolu
Aşktan kurtulmak, ona yakalanmak kadar kolay değil
Oak ile, Laura Esquivel’in “Acı Çikolatası”nda incelediğimiz Mama Elena’nın; Tita’yı kendisine tutmasından dolayı sevdiği kızla evlenemediği için ablası Rosaura ile evlenip, sevdiğine yakın olmak için kaderin ve tesadüflerin ayıramadığı Pedro’yla ortak bazı yönler buldum.
“evlendiğimizde bunu iki katı çalışacağım” “ piyanomuz olabilir”
“neyse ki evli değilim, yoksa yakınlaşan bu sefalet içinde onun hali ne olurdu”
“benim için kendi işlerimde, canımdan bile değerlisiniz, Bay Boldwood’a düşünün, onun yanında güvende olursunuz “
Irgatlıktan beyliğe yükselme ümidini kaybettiği anda, son derece insani düşünceyle önce ölen koyun ve doğmamış kuzulara üzüldü
Tüm borçlarını ödeyerek, meteliksiz olarak hayata devam etme gücünü topladı
Mızıka çalan, kendini iyi yetiştirmiş, eğitimli sayılabilir
Basit hayatı kabullenip, yaşamına devam eder ve Batsheba’nın itiraf etmekte zorlandığı, dostu, akıl hocası, yardımcısı ve çiftliği çekip çevirebilecek potansiyelde –iyi niyetli, iyi bir insan : Mutlu Son...

Bathsheba Everdene

20 yaşında, fakir, iyi eğitimli, zeki
Teyzesi Mrs Hurst’un yanına yaşamaya giden
Amcasının ölümüyle çiftliği tek başına yönetme cesareti olan, kibirli, bağımsızlık düşkünü
Fütursuz, cesur, kimseye mihneti olmayan, erkek eğeri üstünde ata binebilen
“damat yanında olmadan bir düğünde gelin rolü yapmak” acıtıcı ölçüde gerçekçi söylemleri olan
“peşinden koşmam sadece teyzemin söylemlerini düzeltmek içindir”, “seni sevmiyorum”
“benimle evlen” ikinci kara sevdalısını yaratan hayatının oyunu...Boldwood’un imkanları, sevgi çabalarına rağmen ona kesin cevap vermeyip oyalayan....umursamaz ama hafif suçluluk duyulan bir psikoloji...
...her kadın gibi aşık olunan pek de doğru olmayan Troy ve uğruna Bath’a gidip pek zor yolculuğu göze alma, gizlice evlenmesi....değer verilen çiftliğe aynı değerin verilmemesi, at yarışlarında servet kayıpları, aslında pek de sevildiğinin hissedilmemesi, hayal kırıklığı ama buna rağmen kuyruğu dik tutma çabası....öldü denildiği halde Troy’u çok iyi tanıdığından, öldüğüne inanamaması
Sevdiği adamı, o adamın aşık olduğu kadını ve çocuğunu aynı yere gömebilecek kadar güçlü


William Boldwood

40larında zengin çiftçi
Batsheba’nın sevgililer gününde “benimle evlen” kartını alana kadar duyuları olmayan, sadece zaman geçiren kara sevdalı
Weatherbury’nin genç hanımları tarafından –yağlı kapı- olarak görülmesine rağmen, hiçbir şeyin farkında olmayan iyi eğitimli çiftçi
Reddedilmeyi algılamayan, algılayamayan, tam Batsheba fikrini olumlu yönde kullanacakken Troy’a aşık olmasından ötürü ortada kalan gururlu ama gururunu kenara atıp, yine de kendini suçlayan adam : Troy Batsheba’yı yoldan çıkardı...
Troy’un eski aşığı Fanny’i koruyan ve bu sırrı Oak’la beraber saklayan iyi yürekli
Obsesifçe tutkun
Troy’un öldüğü haberiyle, tekrardan evlenmek için haretlete geçen 6 yıl beklemeyi göze alan, Christmas günü nişanlanacağının hayaliyle yaşam umudu bulan ve en sonunda Batsheba’nın canını yakacağını düşünerek savunmak amacıyla katil olabilecek kadar göz kararan, kör aşık.... intihar etmeyi başaramayıp, ölüm cezasıyla karşı karşıya kaldı..

Francis (Frank) Troy

Çok yakışıklı, Çavuş, 30larında
Bathsheba’nın gönlünü çalabilen iyi giyimli, akıllı, çapkın, küstah, yalancı (kilisedeki törene arka kapıdan giriyorum ...)
“hey güzelim, iyi akşamlar”
“tahıl borsası kraliçesi”
Yarı aristokrat, yarı değil – yabancı dil bilgisi var, etkileyici üslubu, kılıç dersi, dudağından öpecek kadar cesur vs....
Uslanmaz kumarbaz, fütursuz
Çiftliği ve serveti tehlikeye düşürecek derecede umarsız harcamalar
Fanny’i yarı yolda bırakan, evlenmeyen, ancak gerçekten aşık olduğunu, ölümüyle anlayan pişman
Özkarısı olarak –Fanny- i görüyor ve Batshebanın papazın önünde yapılan törensel karısı olarak algılıyor, ruhsal olarak Batsheba’ya aiti hissetmiyor....
Romantik mezar ritueli, oluk başı ve grotesk eser çağrışımları

Fanny Robin

Batsheba’nın eski çalışanı
Troy’un evleneceğine söz verdiği ama yanlış kilise adresi yüzünden zamanı kaçıran ve aşağılanıp evliliği iptal edilen bahtsız “sarışın”kız. (hamile şekilde)
Sağ olmadığı için Batsheba’nın nefret edemediği, kin tutamadığı zavallı aşık kız
Zavallılığı yüce hale getirmenin yolu ölüm...

Liddy Smallsbury

Batsheba’nın hizmetlisi
Sadık dinleyicisi, sırdaşı – fazla zeki sayılmayan.
Sıradan bir karekter

5 ana karakter olan Gabriel, Batsheba, Boldwood, Fanny, Frank, haricindeki yardımcı karekterler sıradan insanların düşüncelerini yansıtıyor. Çiftlik çalışanları, pubdaki kişiler...ancak yine de limitli sayı, kitabın ismiyle tezat oluşturuyor...
Fanny ( ve bebeği ), Troy ve Boldwood – trajik son
Ana kahraman olan Batsheba, feminist yaşamı ve yaklaşımları, gençliğinin de getirdiği yanlışlıkları, iki mutsuz ilişkiye yol açsa da, sonunda huzuru Gabriel’in sabrı, olumlu yaklaşımları ve zekasıyla huzurlu bir sona erişiyor.....

Çağan Irmak



1970 yılında, İzmir'in Seferihisar ilçesinde doğdu. İlk ve ortaöğrenimini burada tamamladıktan sonra, 1992'de Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu Radyo Televizyon Bölümü'nden mezun oldu. Öğrenim gördüğü yıllarda çektiği "Masal" ve "Kurban" isimli kısa metrajlı filmlerle Sedat Simavi Ödülünü aldı. 1992 yılından itibaren çeşitli yönetmenlerin yanında, yönetmen yardımcılığı yaparak sinemaya girdi. Sırasıyla Orhan Oğuz, Mahinur Ergun, Filiz Kaynak ve Yusuf Kurçenli ile çalıştı. 1998'de senaryosunu kendi yazdığı "Bana Old And Wise'ı Çal" isimli kısa metrajlı filmiyle İFSAK'ın birincilik ödülüne lâyık görüldü.






1999 yılında hem yazıp hem yönettiği "Günaydın İstanbul Kardeş" isimli TV filminin ardından senaryosunu yazıp yönetmenliğini üstlendiği bir başka proje olan "Çilekli Pasta"yı çekti. Aynı dönemlerde Mahinur Ergun'un yazdığı TV dizisi "Şaşıfelek Çıkmazı"nı yönetti. "Bir Aşk Hikayesi" adlı TV filminin senaryosunu yazdı. 2001 yılında senaryosunu yazdığı "Bana Şans Dile" adlı ilk filmiyle sinemada yönetmenliğe başladı. 2002'de televizyon tarihinin önemli yapımlarından olan "Asmalı Konak" dizisini yönetmeye başladı. Çok sayıda ödül alan bu dizi, gösterildiği dönemde her hafta izleyici rekorları kırdı.
2003 yılında "Mustafa Hakkında Her Şey" adlı ikinci sinema filmini gerçekleştirdi.





2005 yılında 12 Eylül dönemini anlattığı "Çemberimde Gül Oya" dizisiyle de büyük beğeni topladı. 2005 yılında yazıp yönettiği üçüncü filmi "Babam ve Oğlum" birçok ödül almasının yanı sıra, üç buçuk milyon izleyiciyi sinema salonlarına çekerek bir başka başarıya daha imza atmış oldu.






Çağan Irmak : Neden “çılgın kalabalıktan uzak” ?
“kahramanlar günümüze çok yakın çok içten sıcak buluyorum kahramanlara yüklenen kahramanlık maskesi günümüzün nevrotik hastalıklarını çağrıştırıken onlarla yaşamı sürdürmek daha rahat oluyor çalışmalarımızda öz güveni güçlendiriyor.zamanın yenemediği karakterler de var ağlayan sevgili, kıskanç erkek feodal aile tarihin her döneminde her toplumda kahramandır zamanda . Özür diliyorum yazarken ifadelerimin nasıl anlaşılacagını hiç düşünmeden yazıyorum. Çalışmanız istanbul için geç kalınmış bi o kadar ilerlemiş olması heyecan verici . Hepinize başarılar yer konusunda araştırma yapacağım mutlaka döneceğim size”







kızlar, tembellik ve ihmal nedeniyle sevgili blogdan uzak kalıp yorum bile yazmamanın ezikliğini yaşamaktayım....neyse söz; bundan sonra daha ilgili ve sevgili olacagımmmmmmm. Belkıs

6 yorum:

Ayşe'nin Kitap Kulübü dedi ki...

sayfama ilk yorumu yine ben yaptım; sevgileeeeer belkıs

Ayşe'nin Kitap Kulübü dedi ki...

dears,

özetimi deadline bitmeden yollamanın mutlulugunu yaşıyorum...

güldacım ipucları için çok teşekkürler...

eh tabii ki sayfa düzenini pek başaramamışım. tüm resimler baştan kara vurmuş ..he he he ...günümün zorlama olmadan ilk tebessümünü yaşattı bana....hayal gücünüzü kullanıp sondan başa resimleri aralara serpiştirmeniz gerekiyor....

belkıs

Adsız dedi ki...

O gün benim için çok özel birgün dü. Senin sunumunlada daha keyifli oldu. O günü düşündükçe hep yüzümde bi gülümseme beliriyor ve hiç gitmesini istemiyorum.

(Ayşe)

Gulda dedi ki...

Belkıs,

Üzerinde uzun uzun tartıştığımız çeviri hataları sebebi ile okuması son derece güç bir kitaptı. Sen aylar sonra sunumunu girdiğinde, bu beni tekrar kitap hakkında düşünmeye sevk etti.

Koca kitaptan anladığım bir kadının;

Onu her ne olursa olsun onu çok Sevecek birine,
Ona her zaman Sadık bir diğerine,
Çılgınca âşık olacağı bir Sevgiliye,
Gönül isterdi ki hepi aynı kişi de toplansın bu pek mümkün olamadığı içinde,
Her durumda Sakinliğini korumaya ihtiyacı vardır.

Sevgiler

billur dedi ki...

Sevgili Belkıs;

Sunumunu yaptığın günü tekrar hatırladım...Herşey harikaydı....Tamam zaman zaman sizi "Benim okuduğum kitap asıldır... Sizinki niye o kadar ince Hepiniz çakmasını okudunuz" diye ezmiş olabilirim ama suç benim değildi..ayrıca o gün sabah başlayıp akşama kadar kitabı bitirmiştim ve Leblon'a geldiğim dakikalarda hala son sayfayı bitirmeye çalışıyordum Gülda'nın kınayan bakışları altında...

Şimdi düşünüyorum da hadi itiraf edin hepimiz Troy'a giderdik koşa koşa...Ellerine sağlık Belkıs..
Sevgiler
Billur

Peyman dedi ki...

Sevgili Belkıs,
Tüm sunum gecelerinden ayrı bir keyif alıyorum. Ama senin sunum gecende Ayşe'nin doğumgünü için yaptığımız hummalı hazırlıklar ve sonrası, o geceyi bambaşka bir boyuta taşımıştı.
Ellerine sağlık!
Evet Billur'cum Troy'a giderdik ve itiraf edeyim ki, 40 yaşımda hâlâ mantığıma baskın çıkmaya hazır duygusal ve hercai tarafım olduğu aşikar. Kontrol altında tutuyorum :)
Sevgiler.

İlginizi Çekebilir

Related Posts with Thumbnails