23 Mayıs 2010 Pazar

Belkıs'dan Emma'ya Mektup





Emmacım.......ah be canımcım ben sana ne diyeyim..

Sana bu satırları yazarken seni, içinde bulunduğun ve farkında olmadan kendi hazırladığın çıkmaz ruh halini, nasıl düşündüğümü anlatamam.....çünkü bazı olgular açıklanamaz, paylaşılamaz,ama sadece yaşanır...

Bana anlattığın kadarıyla, aşık olduğunu düşünüp, evlilik evlilik diye kendini parçalayıp, hekimin birgün sana dönmesini içten içe bekledin ve sana geldiğinde de aslında ne evliliğin, ne evlendiğin adamın, ne de seni bekleyen yaşam standardının hiç de olması gereken yada hayal ettiğin gibi bir şey olmadığını görmen seni derbeder etti...hayatını paylaşmayı ve devamını zul saydığın Charles, aslında senin yönlendirmenle nasıl da farklılaşabilir ve etrafta özendiğin ve kendinin olmasını istediğin -diğerlerine- nasıl benzeyebilir; sen bile inanamazsın...neden ona, diğerlerine verdiğin kadar şans vermiyorsun....aslında hepimizin içinde, elimizde ve kendimizde olmayana karşı daha bir tolerans daha bir iyimser bakış açısı ve hatta kayırma vardır...hatırlarsın sana genç kızlık dönemimde kıvırcık saçlarımla ilgili nasıl bunalım yaşadığımı ve düz saçlılara nasıl özendiğimi ve hatta kafa derimi yakmak pahasına kömürlü ütü ile düzleştimeye çalışıp, kafa derimi yaktığımı anlatmıştım. Saçlarım düzken daha güzel, daha asil, daha bakımlı olduğumu sanırken aslında tamamıyla uyduruk, üstüme yakışmayan üstelik acaip komik görüntü yaratmasına rağmen bunu anlamam uzun zaman almıştı, kafa derimi yakmam da cabası tabii ...

Leon, Rodolphe yada diğer daha ince, daha şehirli, daha görgülü gibi görünen ama özlerinde sığ adamlar...hepsi , bence senin elinde olmayan yada elindekinden farklı ve daha iyi olduğunu düşündüğün adam formatlarıdır. Bu adamları zamanla içinde sönen kıvılcımı tekrar tekrar yakabileceğini düşündüğün düz saçlar olarak görmeye çalışsan....inan bana belirli zaman sürecinde o özendiğin düz saçların; içinde uyandırdığını ve yaktığını sandığın kıvılcımların çırası bile olamayacak kadar cılız olduğunu göreceksin. Bu uğurda vazgeçmeyi düşündüklerin yada yolda bırakabileceğini benimle paylaştığın olgular inan bana tüyler ürpertici.....hem kendine hem de seni sevenlere zarar verebileceğini göremeyecek kadar heyecanlı olduğunu anlıyorum ama benimle paylaştığın küçük mutlulukların sana fazla uzun süremeden mutsuzluk olarak döneceğini öngörmek seni çok sevdiğim için beni üzüyor....biliyorum, sen farklısın ve farklı hissediyorsun; ama inan bana dostum açıkca söylemem gerekirse o kadar da "farklı" değilsin...bu yaşa gelip de kasabaların değimiyle halen evlenememiş kız kurusu olsam da, ilişkinin boyutu değiştiğinde kişilerin tavırları, beklentileri ve söylemlerinin de değişebileceğini bilecek kadar tecrübe sahibiyim; kendini ve seni gerçekten katıksız ve karşılıksız olarak sevenleri hiçbirşey için ateşe atmaya değmeyeceğini anlamanı umuyorum ve tüm kalbimle diliyorum....bu tiplerin hepsi bir....paris'lisi de aynı, londra'lısı da...
en kısa zamanda görüşebilemek ve karşılıklı olarak paylaşabilmek umuduyla

her zaman arkadaşın olacak,
Laura Ashley

1 yorum:

Gulda dedi ki...

Belkıs,

Şehre Eric Clapton gelecek ve belki de bu muhteşem şarkıyı söyleyecek haberin var değil mi?

İlginizi Çekebilir

Related Posts with Thumbnails