Gülda'nın yayınladığı Orhan Kemal Roman Ödülü kazanan romanlar listesinde biri gözüme ilişti (hatta bu sayfada en sevdiğimiz kitaplar köşesinde ilk ismini verdiğim kitap adıydı yanılmıyorsam). VİRAN DAĞLAR Makedonya 1900 - NECATİ CUMALI bakın beni nerelere götürdü?
01 Ağustos 1995 Salı 5 senelik maceramı bitirip Türkiye'ye dönmüşüm, geri dönüş yok, karar kesin orası tamam ama o zaman niye adım attığım an acabalar keşkeler ne yapacağımlar sardı sarmaladı beni? Koca bir kaybolmuşluk duygusu ile bir kaç gün sonra Bodrum'a gittim kendimi yabancı hissetmekteyim, uzandığım şezlongta Viran Dağları'nı elime aldım ve hayran kaldım ZÜLFİKAR BEY'e (kesinlikle bey demelisiniz başka türlüsü aşağılamaya girer). VİRAN DAĞLAR II.Murat'ın uç beyi olarak MAKEDONYA'ya yerleştirdiği bir ailenin son temsilcisi Zülfikar Bey'in yaşam öyküsü üstüne kurulmuş biyoğrafik bir roman. Çocukluğu,ilk gençliği, ulusçuluk akımlarının, etnik sorunların Makedonya halkını bölerek birbirine düşürdüğü yıllarda geçen Zülfikar bey,İttihatçı bir Osmanlı genci olarak kişiliğini bulmaya çalışırken beni de bir kez daha büyütüyordu aslında, neden vatana döndüğümü de sorgulamaktan anlamaya geçmemi sağlıyordu 18'inde söylediği şu sözleriyle : Bir ay mı, bir yıl mı sonra bilmem, ama her ne günse yakında kıyamet kopacak! Bir savaş çıkacak! O savaş çıkınca bu Mustafa Kemal Bey'in alayında vuruşmak isterim, Mustafa Kemal Bey'in yakınında. Ya onun, olmazsa yanındaki o güzel arkaşlarının.
Bir daha okusam aynı etkiyi bırakır mı bilmem ? Belki de ya bırakmazsa diye bir daha okumadım, korktum o hayranlık duygumun geçmesinden ... ama bunları yazarken dayanamadım gittim kütüphanemden çıkardım kitabı altını çizdiklerime bir göz attım. Mesela 3.bölümde üst tarafa not düşmüşüm kendimce : Bu bölümde metaforlar betimlemeler çok güzel. Pastoral ve duygusal. (Eskiden böyle mi okuyormuşum kitapları ? İçime sindire sindire ... şimdi çağın hızına illa ki ayak uydurmak gerekiyorcasına bir çırpıda aslında özümsemeden mi okuyorum ne ?) Sonra ... sonra hep kendime ve etrafıma sorduğum soruyu bulmuşum ki altını kırmızı kalemle çizmişim bu paragrafında.. Bu uçsuz bucaksız evrenin koca koca dağları denizleri yanında kendilerinin karıncalar gibi küçücük kaldıklarını; binlerce yıllık yaşlı dünyanın ömürleri göz açıp kapayıncaya kadar dolan ölümlü konukları olduklarını göre göre, neden toplar tüfekler üreterek birbirlerini boğazladıkları anlaşılmıyordu! ... Bir de kitabın beni etkilemesinin en büyük nedenlerinden biri Zülfikar beyin gerçek bir kahraman olması. Yazarın babası Mustafa Cumalı'nın dayısı oğlu. Necati Cumalı babasından dinlediği anıları temel alarak ortaya çıkarmış bu MAKEDONYA DESTANI'nı... Ve sonu beklenmedik sonu ... Nankörlük ve ihanet ... Fazlasına gerek yok ... kanımca okunmalı çünkü günümüzde de bitmeyen sorunlar Makedonya'nın sorunları dil,din,siyaset oyunların getirdiği acılar, çözümsüzlükler...hepsi yaşamın içinde, yaşamın içinden. Ve kimbilir belki bu yüzdendir herkesin çok sevmesi Makedonya'da geçen dizi Elveda Rumeli'yi ...
Sevgilerimle,
Aycan
2 yorum:
Aycan,
Hemen bulup Viran Dağlar’ı okuyacağım. Sanırım şu an tam okumak istediğim roman bu.
Evet, artık özümsemektense tüketircesine kitap okuyoruz, buna ben de katılıyorum. Kulübün bir faydası da bu oldu. Beni tekrar daha dikkatli okumaya sevk etti. İlk kitabımız 13.Hikâye’yi okuduğumuzda Ayşe’nin sunumu sonrası ne kadar dikkat etmediğimiz ayrıntı çıkmıştı?
Ellerine sağlık ve teşekkürler.
Sevgili Aycan;
Öncelikle bloga girip böyle de hoş bir yazıyı yazdığın için teşekkürler..Tam da bir sözleşme üzerinde çalışıp bitirdiğim -güyya Datça'dayım- ve tikler edindiğim dakikalarda bu yazı çok iyi geldi...Bu kitap kulübü ve blog sayesinde eskisinden daha dikkatli bir şekilde kitapları okuduğumu ve yine altlarını çizdiğimi itiraf etmeliyim..Viran Dağlar 'ı ben de okuyacağım..Necati Cumalı'yı severim...
Sevgiler
Billur
Yorum Gönder