Haftalık D&R ziyaretimde hızla Yeni Çıkan albümler bölümüne gene bön ve sıkkın bir biçimde bakınıyorum. “Artık…” diyorum içimden “ bir şey almasan da yoluna gitsen”. Sonunda Joe Lovano/Us five bird songs adlı albümü elime alıyorum. Joe Lovano’yu hiç dinlemediğim gerçeği canımı sıkıyor biraz. İstanbul Caz Festivali’ne gelmediği konusunda neredeyse eminim ama teyit amaçlı araştırınca 1997 yılında geldiğini öğreniyorum. Eh ben daha babama karşı açıkça cephe almaya cesaret edemediğim için o çalarken ben evde oturmaktaydım sanırım 1997’de. Ayrıca 2009 yılında biz Gülda ile Arjantin’deyken Akbank Caz Festivali’ne geldiğini de okuyorum bir haberde.
Kafamda Lovano’yu dinlemediğim gerçekliği bir yanda CD’nin arkasını çevirince bird songs’un anlamı ortaya çıkıyor: Bir bakıyorum Lover Man, bir bakıyorum Koko, dona lee… Sonucu açıklıyorum kendi kendime: Charlie Parker.
Charlie Parker…Hızlı yaşayıp yaşlı ölen, caz dünyasında fırtına gibi esip, kendisinden etkilenmeyen pek az müzisyen olan, bebop akımının kurucusu ve bir doğaçlama üstadı Parker. Çetin bir yaşam mücadelesi veren Parker öldüğünde 35 yaşında olmasına rağmen doktorlar 55 yaşında göründüğünü ifade etmişlerdir. Gençken geçirdiği bir rahatsızlıktan ötürü morfin bağımlısı olan Charlie Parker ‘ın ölümü de kurtulmayı başaramadığı bu bağımlılığı yüzünden olmuştur.
Louis Armstrong klasik anlamdaki caz için neyi ifade ediyorsa, Parker da 1940’ların başından itibaren emprovize yeteneği ile yeni bir dönemi ve sonrasındaki her şeyi temsil ediyordu. Parker’ın yaylı çalgılara olan ilgisi 1950 yılında tamamı caz standardı olarak nitelenen baladları içeren bir albüm yapması sonucunu doğurur : Charlie Parker with Strings. Bir yerlerden edininiz derim.
Lovano’dan biraz bahsetmek gerekirse birkaç enstrüman birden çalmasına rağmen özellikle tenor saksofon icra etmektedir. 1990’ların en yetenekli ve emprovize müziğe kendine has bir yaklaşımı ile övgüye değer bir müzisyen olarak addedilmektedir. 6 yaşında alto saksofon çalmaya başlayan ve daha sonra tenor saksofona terfi eden Lovano ilk müzik eğitimini Big T lakaplı babası Tony Lovano’dan almış ve haliyle ondan da etkilenmiş. Yazıya konu olan albüme başlamadan önce birkaç günden beri Lovano’yu dinliyorum ve “Allahım! İki üç adam bilmişiz, dinlemişiz…Hala onlarla idare etmeye çalışıyorum, pöh!” diye geziniyorum.
Özellikle çalışındaki tonlama gerçekten insanın ruhunu okşayabiliyor ve doğaçlama yaptığı anlarda asıl melodinin çıkış noktasından fazla uzaklaşmıyor hissini vermesi ve –en azından dinlediğim parçaları açısından- fazla saldırgan bir üslubu olmaması doğaçlamadan hoşlanmayan yeni caz dinlemeye başlayanlar için bile dinlenebilir kılıyor Lovano’yu .
Lovano 2009 yılında Akbank Caz Festivali’ne geldiği zaman İstanbul’a atfen yaptığı Golden Horn adlı parçayı da icra etmiş. Lovano’nun bir özelliği de balad yorumcusu olarak bir üne sahip olması, hatta 2004 yılında çıkardığı I’m All For You adlı albümü bu açıdan eşsiz. Şimdilik bu albümde yer alan eserleri ordan buradan dinliyorum ama eğer denk gelirseniz lütfen edininiz diyorum naçizane. En azından geçmişten bugüne kadar nefesi yeten klasik caz baladlarını dinlemek iyi gelebilir.
Bu son albümüne gelince…Dediğim gibi tamamı Charlie Parker eserlerinden oluşuyor ancak Lovano’nun kendisinin de doğaçlama üstadı bir icracı olduğu düşünülürse Parker’ın eserlerini kendine has bir yorumla çaldığını anlıyorsunuz birbir dinledikçe. Parker’ın çizdiği yoldan giderken kendi ara yollarını bulmaya çalışıyor Lovano eserleri yorumlarken ancak bunu da asla Parker’a üstün gelme hissi vermeden “ben böyle hissediyorum” der edasında konuşturuyor saksafonunu. Bu farklılık özellikle kaydedilen ilk bebop eseri olma özelliğini taşıyan ve 2002 yılında Kongre Kütüphanesi (Library of Congress) tarafından Milli Kayıt Siciline eklenerek onurlandırılan Ko-Ko’da ve Yardbirdsuite’de dikkat çekiyor.
Albümde yer alan diğer Parker eserleri şu şekilde:
1.Passport
2. Donna Lee
3. Barbados
4. Moose the Mooche
5. Loverman
6. Birdyard
7. Ko Ko
8. Blues Collage (carvin’ the bird-bird feathers-bloomdido)
9. Dexterity
10. Dewey Square
11. Yardbird Suite
Joe Lovano’ya eşlik edenler arasında dahi bir müzisyen, genç bir yetenek var: Esperanza Spalding. Basın yeni sesi ve aynı zamanda vokalist. Bu sene Caz Dalında En İyi Yeni Sanatçı ödülünü aldı.
Stanley Clarke ile de 2007 yılında The Toys of Men adlı albümde de beraber çalışmışlıkları bulunuyor. Albümde Lovano ya Spalding’ in yanı sıra eşlik eden diğer müzisyenler perküsyon ikilisi Otis Brown III ile Francisco Mella ve piyanist James Weidman.
Önce Parker’dan Loverman:
Charlie Parker ile muhteşem bir ikili olan Dizzy Gillespie’nin trompetine de kulak vermenizi isterim. Billy Eckstine’ın dediği gibi “ Bu müziğin gerçek anlamda icra edilmesi, herkesten çok Bird sayesinde olmuştur; ancak kalıcı izler bırakması Dizzy sayesindedir.İşte Ko-Ko:
Bir de Joe Lovano'dan Tam bir İcra: Sail Away:
Sevgiler
Billur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder