
YIL 19…Boşverin yılın kaç olduğunu ben de hatırlamıyorum şu anda işin doğrusu ama çocuk denecek kadar genç ve hayat doluyum. Mevsimlerden yaz ve Bayramoğlu’ndayım. Sitemizin çay bahçesinde geçirilen aylaklık süresinden sonra eve giriyorum. Ağabeyimle paylaştığımız odadan bir müzik yayılıyor ve çalan şarkıdan çok hoş sözler yayılıyor eve.
It was an early morning yesterday
I was up before the dawn
And I really have enjoyed my stay
But I must be moving on
Like a king without a castle
Like a queen without a throne
I'm an early morning lover
And I must be moving on
Now I believe in what you say
Is the undisputed truth
But I have to have things my own way
To keep me in my youth…
Goodbye stranger it's been nice
Hope you find your paradise
Tried to see your point of view
Hope your dreams will all come true
Goodbye Mary, Goodbye Jane
Will we ever meet again
Yalnız hava atmayayım, sözleri ilk duyduğum anda yukarıda yazdığım gibi şıppadak anlamadım tabii. Daha o tarihlerde İngilizce anaokulunda değil ortaokulda hazırlık sınıflarında öğrenilirdi ve bende de bir heves İngilizce şarkı söyleme ve sözleri anlama isteği ve çat pat çözümleme o yaz doruk noktasındaydı. Demek ki en fazla orta 1. Sınıf olmalıyım. Sağ olsun ağabeyim bana sözleri yazdı, verdi.

O yazı sadece şarkının olduğu Breakfast In America adlı albümünü dinleyerek, bir başka deyişle SUPERTRAMP’i keşfederek geçirdim. Bu siyah bir TDK marka kasetti ve kapak mapak hak getireydi. Diğer yazılarımda bahsettiğim gibi daha ağabeyim Suudi Arabistan’a gitmemiş ve kaset dolusu bavul henüz gelmemişti. Bunu niye söylüyorum, zira SUPERTRAMP’in ilk çıkardıkları diğer albümlerine ulaşmam çok zor oldu çok. Hatta yıllar sonra beklemediğim bir anda İkinci albümleri olan Indelibly Stamped İstiklal Caddesi’nde bir dükkânda bulduğumda ağlamak istemiştim.

Her ne kadar Breakfast In America albümleri SUPERTRAMP için pop tarzının ağır bastığı bir albüm de olsa 12-13 yaşındaki bir kız çocuğu olan benim için kulağa inanılmaz bir müzik olarak gelmişti. Hele hele Logical Song’u duyduğumdaki hislerimi anlatmam mümkün değil. Sanırım beni nasıl bir dünyanın beklediğine, nelerle karşılaşacağıma dair derin düşüncelere sevk edişinden olacak bunalımlı bir eda ile dinlerdim.
Zaten özellikle fiziksel anlamda zamanından önce gelişmiş olmamın verdiği –gereksiz- ağırbaşlılık ve nedense üzerime yüklediği ağır, düşünceli, entelektüel olma çabaları içindeyken (neden sormayın)karşıma bir de Logical Song çıkınca hayat benim için işin içinden çıkılmaz hale gelmişti. Şimdilerde dinlediğimde ise suratımda bir gülümseme… Sanki şarkının anlamını kavramaktan daha öte yaşanmışlıklarla bezenmiş olmasının getirdiği bir bilgece ifade…Ve kırkına ramak kala belki de daha anlamlı...