07
Temmuz 1997 tarihinde –nasıl olduğunu hala hatırlamıyorum- Açık Hava’daki
Marcus Miller, Eric Clapton, David Sanborn, Joe Sample ve Steve Gadd’in verdiği
konsere bilet bulamadığım için gidememiştim. Ancak –her ne kadar hoşlanmadığım
bir şey olsa da- kapıda bilet bulurum ümidiyle dolanmış, durmuş, bulamayacağıma
inandıktan ve kanaat getirdikten sonra kaçak girmenin yollarını aramıştım. Açık
mavi tayyörüm ve elimde evrak çantamla demirlerden atlamaya karar vermiş,
görevli çocuğu ikna etmiş, çocuktan beni kaçak sokma sözü almış ancak –sanırım-
görev değişikliği nedeni ile çocukla karşılaşamayınca hüsrana uğramıştım. E.
beni zorla yemeğe sürüklemiş ve saatlerce “Bu konsere gelenler Joe Sample’ı
biliyorlar mı, kaç albümünü dinlemişler, David Sanborn’un bir albüm adını söyle
desen söyleyemezler, zaten bu doluluk sırf Eric Clapton yüzünden, bu konsere
gitmek benim hakkım “diye akıllara ziyan şekilde konuşup durmuştum.
Anlayacağınız üzere aradan tam 16 yıl geçmiş olmasına rağmen ve aradaki dönemde
David Sanborn’un ve Marcus Miller’ın tüm
konserlerine gitmiş olsam da yaram hala taze…
16
yıllık açık yaram nedeniyle David Sanborn’un geleceğini öğrendiğimde hemen
bilet aldık ve 09 Temmuz akşamı Haliç’in yolunu tuttuk.Konser Açık Hava’dan
Haliç Kongre Merkezi’ne aktarılmış olduğundan biletler numarasızdı ve kapının
konser saatinden yarım saat önce açılacağı yazıyordu. Allah’tan erken bir
saatte vardığımızdan söylenen saatten 15 dakika önce açılan kapılardan hızlıca
süzüldüm, biletimin üzerinde yazan kategorideki boş olan koltuklardan birine
hemen kuruldum. Tabii erken gelenlerden yer tutup sonra dışarıya gidenler,
döndüklerinde yerlerine oturulduğunu görünce kızanlar, biletlerinde yazan
kategorideki yerlerine oturamayanlar olsa
da genel olarak seyirci ile ilgili çok az sıkıntım (performans esnasında sürekli
flaşlı resim çeken bir iki kişi dışında) vardı bu sefer.
Saat
09.30’u az geçe David Sanborn, Steve Gadd, Bob James ve James Genus sahnede yer
aldılar. Bob James kırmızı ceketi ve kırmızı çerçeveli gözlükleri ile göz
alırken, Sanborn ise tamamen siyah rengi tercih etmişti. Konsere yeni albümleri
“Quartette Humaine” adlı yeni
albümlerinden iki parça ile başlayan
dörtlü, daha sonra Sanborn ile James’in bundan 26 yıl önce kaydettikleri
ve büyük başarı sağlayan albümleri Double Vision adlı albümden bir Marcus
Miller bestesi olan More Than Friends ile devam etti.
İlk üç parçadan sonra
mikrofona uzanan James, yeni albümlerini ünlü piyanist Dave Brubeck’e bir
armağan olarak sunduklarını, onun müziğinden esinlendiklerini özellikle stüdyoya
girmeden hemen önce Brubeck’in ölüm haberini alınca bu hislerinin daha da
yoğunlaştığını ifade etti. Bu esinlenme ile bestelenen You Better Not to
College çalınan bir diğer parça oldu. Arada yine Double Vision’a dönen ve yine
bir Marcus Miller bestesi olan Maputo’yu , ardından Sanborn’un eşi için yazdığı
Sofia ile devam ettiler. Bob James’in piyanoya olan hâkimiyeti, her notayı
hissettirişi ve temiz çalışı, Sanborn’un 63 yaşında saksafonundan çıkardığı
sesler beni mest etti.
Bu iki albüm arasında Sanborn –yanılmıyorsam- Time Again adlı
albümünden Comin’ Home Baby adlı parçasını çaldı. Ardından yine söz alan James,
Türk Müziği Brubeck’in Blue Rondo A La Turk adlı
parçasına atıfta bulunarak Türk Müziği dinlemiş olabileceğini ve bu besteyi
yaptığını, kendisinin ise ritm ve notaları saymak ta zorlandığını, bizlerin
matematiğinin daha iyi olduğunu , kendisinin sadece dörde kadar saydığını
söyleyerek bizleri güldürdü ve ardından James'in Follow Me adlı bestesini çaldılar.Konser sonunda kuvvetli alkışlar sonucunda bir kere bis yaptılar. Bisteki Steve Gadd’in olağanüstü davul solosu ise konser boyunca çok fazla solo yapmayan Gadd’i de özel olarak dinlememize vesile oldu. İkinci bis talebimize sadece sahneye çıkıp selam vermekle yetinen dörtlü yüzlerinde konser boyunca eksik etmedikleri gülümseme ile veda ettiler.
Bu konser
sonrası yaramın biraz kabuk tutmaya başladığını söyleyebilirim. Eve döndüğümde
hala sakladığım ve birkaç sene önceye kadar teypte dinlemeye devam ettiğim
David Sanborn ile ilk tanışmam olan Close Up albümünün kasetimi buldum ve anılar kutumun
içine attım.
Sevgiler
Billur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder