Gülda
ile İspanya seyahatimiz esnasında, gazetelerden birinde Melody Gardot’nun konser
verdiğini anladığımızda, bilet için aramış ve telefonun diğer ucundaki
hanımefendi bize kahkaha ile cevap vermişti. O kahkaha karşısındaki
hırsımız/burukluğumuz 2009 yılı Temmuz ayında İstanbul Caz Festivali kapsamında
tanıştığımız Melody Gardot’nun yeniden geleceğini öğrendiğimizde canlanıverdi
ve biletleri gecikmeden aldık.
Melody
Gardot, Boğaz şeridinde en beğendiğim mekânlardan biri olan Almanya
Başkonsolosluğu’nun Tarabya’daki Yazlık Sefareti’nde sahne aldı. Bu sene
konserlerden ziyade mekânlar için bizimle festivale katılan mimar arkadaşımız
R. ile uzun süre mekânın, içindeki köşkün ve mini korusunun ne kadar can sıkıcı olduğunu konuştuk, durduk.
Oturma
yerleri numarasız olduğundan sahneye biraz uzak olmamızın yanı sıra zaman zaman
deli deli esen rüzgâr nedeniyle ürpersek de Gardot uçuş uçuş elbisesiyle,
piyanonun başına geçince tüm dikkatimi müziğine verdim. Gardot, geçen yıl
çıkardığı albümü The Absence’ın tanıtımı çerçevesinde konserini oluşturmuştu ve bu nedenle
Gülda “Les Etoiles’i söyler mi acaba” diye sordu ve birkaç parça sonra Gardot
cevap olarak şarkıya giriş yaptı .My One and Only Thrill albümünden söylediği bir diğer şarkı Baby, I'am a Fool idi.
Ben
açıkçası Your Heart is as Black as Night”ı da söylemesini istedim ama yeni
albümündeki “So We Meet Again My Heartache” o kadar güzel ki, kendisini kısa
sürede affediverdim.Gecenin sürprizlerinden biri Gardot’nun "Cesaria Evora’yı
bilir misiniz” diye sormasının ardından saatlerce ve günlerce üst üste dinlesem
bıkmadığım bir şarkı olan “Sodaded” ı seslendirmesi oldu.
Konser
boyunca Başkonsolosa birkaç kere konser mekânı için teşekkür eden,
merdivenlerde oturan dinleyicilere “En
güzel yer sizin ki, şarap olsa iyi gider” diyen Gardot, geçen seferki konserine
göre daha hareketliydi, dans bile etti. Ben geçen seferki konserinde göre ne
kadar hareketli diye düşünürken Gülda “ ne kadar iyileşmiş, hareketi
fazlalaşmış “ diyerek düşüncelerimi sese döküverdi.
Gardot,
Paris’te başına gelen komik bir olaydan bahsetti. Jetlag olan Gardot, sokak
müzisyenlerinin müziğine uyandığında, onlara seslenerek “sizlerle şarkı
söylemek istiyorum” dediğini, müzisyenlerin ise “üzerinize bir şey giyseniz iyi
olacak” diye cevap verdikleri anda aslında çıplak olduğunu farkettiğini dile
getirdi. Neşesini, hareketliliğini dinleyicilere daha iyi geçirmek isteyen
Gardot, Başkonsolostan izin de isteyerek sahne ile seyirciler arasındaki mesafenin
ve bantların kaldırılmasını istediğini söyledi ve o
andan sonra herkes ayaktaydı.
Melody
Gardot'nun, Latin, İspanyol, bossa nova, country ve yer yer folk esintileri taşıyan
müziğini daha da etkili hale getiren kuşkusuz birlikte çaldığı müzisyenlerdi.
Özellikle saksafon çalan Irwin Hall solo yaparken gözleri kapalı dinliyordum ve
birden açtığımda iki saksafonu aynı anda çaldığını görünce bir an “ aha, gözler
iyice gitti, çift görmeye başladım bir de” dedim içimden. Ama gözlerimde değil
Irwin Hall’da bir sorun olduğunu anlayınca rahatladım!
Müziğin
dilinin anlaşılır olmasının önemli olmadığını,insanın kalbine dokunmasının
yeterli bulunduğunu ve kendisi ölünce müziğinin yaşamasını istediğini söyleyen
Melody Gardot’nun bu konuda bir endişe duymamasını söylemek isterdim çünkü
kendi müziğini oluşturan ilmekleri o kadar narin ama bir o kadar da sağlam
atıyor ki bir yerlerde her zaman çalınacak ve söylenecek şarkıları.
Norah
Jones’a benzetilmesinden rahatsızlık duyduğumu, ses ve müzik, şarkı yorumu
olarak aralarında fersah fersah fark olduğunu ifade etmek isterdim. Bir başka
sefer görüşmek üzere Melody.Yalnız sarı saçlı halini daha çok beğeniyordum…
Sevgiler
Billur
Konser Fotoğrafı : medya@iksv.org'dan alınmış olup, Sayın Mustafa Önder'e aittir.
3 yorum:
Şimdi hayal ettim rezidansın bahçesini, sahnede Melody Gardot'yu, arkada boğazı.. Biletler bitmişti ben konseri gördüğümde, gidenlere çok imrendim. İyi ki yazmışsınız, elinize sağlık :)
Konser biletinin olması ve konsere gidememek...
Birkaç ay önce Gardot'nun bir Avrupa konserini TV'den izlemiş ve daha o anda keşke gelse de gitsek demiştik. Biletler alındı. Ama gel gör ki kader ağlarını örmüştü :(
Sözün kısası, bu konserle ilgili haberleri okuduğumda ve tabii yazını Billurcum, kalbimin cızlayan sesi karşı apartmandaki komşunun tüylerini diken diken etmeye yetti.
Kalemine sağlık!
Melody Gardot ile geçen sene şirket yılbaşı çekilişinde hediye aldığım bir ikili CD sayesinde tanıştım ve çok beğendim, konserden haberim olsaydı ben de cok gitmek isterdim. Ozellikle araba kullanırken dinlemeyi cok seviyorum ve senin için çok fark olsa da benim için müzik tipi ve rahatlaticilik anlaminda Norah Jones'a cok benziyor :)
Yorum Gönder