14 Temmuz 2009 Salı

BRAD MEHLDAU -ÇIĞIR AÇAN CAZ PİYANİSTİ

Dün akşam Brad Mehldau'nun Cemal Reşit Rey'de verdiği (ikinci) konsere gittik, Gülda ile. İtiraf ediyorum daha önce hiç duymamıştım; Gülda'nın beni ikna etme turları yine bir zaman aldı. Ben de "ben caz piyanistleri açısından Oscar Peterson'da kaldım [ şaka şaka...Birazcık Chick Korea, Keith Jarrett dinlemişliğimiz var...Hay Allah onlar da yeni dönem sayılmaz sanırım!] ve bu 1970 doğumlu adama ulaşmam zaman alır " diye onu oyalayıp durdum ama dün akşam konserdeydim kaçınılmaz bir yazgı olarak...

Açıkçası biraz yorgun olduğum biraz da hiç dinlememişliğim nedeni ile Radiohead yorumuna kadar daha çok Brad Mehldau'nun sahnedeki hal ve tavırlarına takıldım. Bize sunduğu performanstan önce bir konser daha vermişti -Brad Mehldau Trio- ve sahneye çıktığında biraz yorgun görünüyordu, kıyafeti buruşuktu, elleri terledikçe kullandığı ve yere attığı bir siyah havlu vardı ki zaman zaman ağzını da siliyordu. Her eserin bitiminde selam verişi bende bir pederin her dua sonrasında ellerini kavuşturarak şükranlarını sunması hissini uyandırdı.


Brad Mehldau yukarıda da ifade ettiğim gibi 1970 doğumlu bir caz piyanisti ve caz eleştirmenleri tarafından 1960'lardan bu yana caz dünyasına giren en yaratıcı piyanist olarak tanımlanıyor. Bill Evans’tan etkilendiği ve onun izlerini taşıdığı ifade ediliyor ki bir röportajında buna katılmadığını ifade etmiş. Ayrıca ağır bir eroin bağımlısı olduğu bir dönem var hayatında. Dört yaşında piyano çalmaya başlıyor ve ağır bir klasik müzik eğitimi görüyor.

Brad Mehldau'nun hal ve tavırlarının yanısıra sahnedeki performansına gelince bence -işin uzmanı olmamakla birlikte- "virtüözün kendi yorumu" denilen katkıyı Brad Mehldau çalarken duymanın yanı sıra görüyorsunuz da. Sol ve sağ elini kullanış biçimi ve belki de birden çok notayı aynı anda ve paralel bir biçimde çalması nedeni ile olabilir sanki iki ayrı eliyle iki ayrı eser çalıyor hissi uyandırıyor insanda ve sonra bu iki el birbirleri ile birleşiyor, ayrışıyor ve yeniden tek bir parça haline gelip parçayı bütünlüyor. Bu evreleri görebiliyor, duyabiliyor ve hissediyorsunuz. Buna rağmen konser bittiği zaman gene de pek bir coşku içinde değildim . Hiç dinlememiş olduğum bir müzisyene -ne kadar iyi olursa olsun ve müzik aleti de piyano ise ve caz çalınıyorsa- ısınmak benim için bir anda kolay olmuyor.

Ancak eve giderken düşündüm; Brad Mehldau'yu bu kadar dinleyici, müzisyen ve yorumcu göklere çıkarıyorsa o zaman daha dikkatli dilemeli ve anlamaya çalışmalıyım dedim kendi kendime. Eve gidince internetten -özellikle Radiohead- yorumladığı eserlerden bir kaçını dinledim. Sonuç : Radiohead'in Paranoid Android ile Everything in its Right Place ve bir de When It Rains yorumu hoşuma gitti ve albümlerini alıp dinlemeye karar verdim. İlk olarak da kendisinin de ilk albümü olan "Introducing Brad Mehldau (1995)" albümünden başlamaya karar verdim...



Hepinizi gelişmelerden haberdar etmek üzere....

Sevgiler
Billur

Hiç yorum yok:

İlginizi Çekebilir

Related Posts with Thumbnails