25 Eylül 2012 Salı
Yazımız Kışa Çevrildi...
Her ne kadar Gülda'yı ikna edemesem de hayatımın bir döneminde ki bu dönem ilk gençlik yıllarıdır çok içki içtiğim zamanlar oldu. Bu içki sofralarında bağıra çağıra söylenen şarkıların ve türkülerin acılarımıza -ki çoğunlukla aşk acılarıydı bunlar- hayatın artık bir anlamı olmayacağına inandığımız anların yoldaşı olan bu eserlerin içinde bazılarını hiç unutmam/unutamam. Bu şarkı ve türkülerin müzikalite olarak çok iyileri olduğu gibi burun kıvrılan arabesk eserlerde de gözyaşı döktüğümü şimdi itiraf ediyorum -neyse ilk gençliğime verin. Bazılarını unuttum, bazıları beni hatırlandığımdan gülümsetti, bazıları güldürdü ama hiç unutamadıklarım arasında Neredesin Sen? ve Yalan Dünya var.
Sevgili Neşet Ertaş'ın yüreğinden taşıp gelen bu sözler ve seslerle içimizdeki ağuyu damla damla şişelere akıtırken şimdi zamansız felek hiçbir merhemi olmayan ölümü yüreği yorgunluk nedir bilmeyen bir ustayı alarak hatırlattı....
Sevgiler
Billur
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder