Yaz başıydı. Bir arkadaşım, kulüp etkinliğinde sırada hangi kitabın olduğunu sordu. Haruki Murakami’nin Sahilde Kafka adlı romanını okuduğumuzu söyledim. Beğenerek okuduğumu söylediğimde, Trevanian’ın artık bir klasik sayılan Şibumi adlı kitabını okumadıysam okumamı tavsiye etti.
Yaz geçti. Araya birkaç kitap girdi. Dayanamadım Eduardo Galeano’nun Aynalar’ını okurken Şibumi’ye başladım. Ama yok ben iki üç kitabı bir arada okuyabilecek bir insan değilim. Birini okurken aklım diğerinde kalıyor. Öbürünü okurken, diğerinde neler olduğunu merak ediyorum. Velhasıl kelam Şibumi’ye lâyıkıyla itina gösteremedim. Okuduğum sayfalardan, kitaptan methedildiği kadar keyif alamadım. Kütüphanenin hemen ön tarafına, Aynalar’dan sonra ilk okunacak kitap sırasına koydum.
Aynalar biter bitmez de kitaba yeniden başladım.
Şibumi, Uzakdoğu’nun mistik felsefesini özümseyebileceğiniz kitaplara en iyi örneklerden biri.
Konusu, kurgusu, yazımı ile sıkılmadan, merakla bir solukta okuyabileceğiniz güzel bir roman.
Nicholai Aleksandroviç Hel, kendini geliştirmesini bilen, soğukkanlı, kararlı, güçlü, yakışıklı bir adam.
Şanghay’da doğan ve Japon generali Kishikawa tarafından büyütülen Hel’in annesi Rus, babası ise Alman’dır. Amerika karşıtı ve 7 dili ana dili gibi konuşan Hel, kökeni Tao’cu felsefeye dayanan 4.000 yıllık bir oyun olan Go’yu öğrenir.
Go, 181 tane siyah, 180 tane beyaz taşla oynanan, yerleştirilen taşın yerinin değiştirilemediği ve geri alınamadığı bir oyun. Oyunun bu kuralı, gerçek hayatta da yapılan bir davranıştan geri dönülemeyeceği ilkesiyle bağdaşmaktadır.
İmparatorlardan, samuraylara, Çinli çiftçilerden, Budist rahiplere kadar herkesin oynayabildiği bu oyunda yıllar içinde kişi taktikler geliştirebilir.
Nicholai Hel de hayatı boyunca, Go felsefesini kendi yaşamına adapte eder.
Babası gibi sevdiği Kishikawa-san’ın talihsiz ölümünün ardından kiralık katil avcısı olan Hel, yıllar önce hayatını kurtaran bir arkadaşına borcunu ödemek amacıyla, Bask bölgesinde bulunan Etchebar’daki şatosunda cariyesi Hana ile yaşadığı sakin emeklilik hayatına bir süreliğine elveda der.
Trevanian’ın diğer bazı kitaplarında detaylı şekilde anlatılan tehlikeli bir dağa tırmanma yöntemi, tecrübeli bir dağcı tarafından denenmiş ve dağcı hayatını yitirmiş. Yine Trevanian’ın bir başka kitabında anlatılan müzeden tablo çalma yöntemi, kitap İtalyanca’ya çevrildikten sonra Milano Müzesi’nden üç tablonun çalınmasında kullanılmış. Bu nedenle Şibumi’de Hel’in kendini savunma yöntemi olan Çıplak Elle Öldürme yöntemleri, detaya inilmeden yazılmış.
“Şibumi, sıradan, olağan görünümlerin altında yatan gizli üstünlükleri anlatır. Şöyle düşün: O kadar doğru bir söz ki, cesaretle söylenmesine gerek yok. O kadar gerçek ki, sahici olmasına gerek yok. Şibumi demek, bilgiden çok anlayış demek. İfade dolu bir sessizlik demek. Knedini kanıtlama gereği duymayan bir alçakgönüllülük demek. Sanatta şibumi zarif bir basitliği ifade eder. Buna sabi denir. Felsefedeyse kendini wabi olarak gösterir. Büyük bir ruhsal rahatlıktır, ama pasiflik değildir. Bir insanın kişiliğindeyse…nasıl söylemeli…Hakimiyet peşinde olmayan otorite mi? Onun gibi bir şey.” Syf.84
“İnsan şibumi’yi elde etmez. Ancak onu…keşfeder. Bunu yapabilen pek az sayıda üstün nitelikli insan vardır.”Syf.84
Uzakdoğu’nun “elindekiyle yetinme”, manevi ve doğal olana değer verme felsefesi bir paragrafta şöyle anlatılmış:
“İnsanı en mutlu eden şey, ihtiyaçları ile varlıkları arasında bir denge bulunmasıdır. Bütün sorun, bu dengenin nasıl sağlanacağı. İnsan bunu belki varlıklarını yükseltip ihtiyaçlarının düzeyine çıkararak yapabilir. Ama bu budalalık olur. Bunu yapmak, arada bir sürü doğa dışı şeyler yapmayı gerektirir. Pazarlık etmek gibi, çalışmak gibi, çabalamak gibi. Öyleyse? Öyleyse akıllı bir adam dengeyi, ihtiyaçlarını azaltarak, yani onları varlıklarının düzeyine indirerek sağlar. Bunu yapmanın da en iyi yolu, bedava olan şeylerin değerini bilmektir. Dağların, kahkahanın, şiirin, bir dostun verdiği şarabın…” Syf.281
Hayatta aslolan değerleri ne yazık ki göz ardı ederek, tamamen tüketim toplumunu oluşturan biz insanlara maddecilik ve sahteciliğin hayatımızın birincil değerlerinden olmaması gerektiğini gösteriyor.
Hel, “dinlenmek” için kendi yeşil çayırlarına kaçıyor ve orada tüm varlıklarla eşit oluyor. Bizim meditasyon diye adlandırdığımız, konsantrasyonumuzu bir tek şeye yoğunlaştırarak iç huzura ermemizi sağlayan yöntem olarak algıladım. Evet, biz gerçekten iç huzura ermeye konsantre olmaya çalışırken, Hel bunu Go oynarken bile yapabiliyor.
Romanlarında Trevanian takma adını kullanan Rodney William Whitaker, 1931’de New York’da doğmuş.
Casusluk ve macera romanları ile ünlü yazar, "Nicholas Seare" ve "Benat LeCagot" takma isimleriyle de çeşitli eserler yazmış. LeCagot, Hel’in emeklilik hayatının yoldaşı Basklı bir halk ozanı olarak Şibumi’de karşımıza çıkıyor.
Amerika’daki kapitalizme karşı olan yazar, bunu romanlarına da yansıtmış.
Hayatını gözler önünde yaşamak istemeyen Rodney Whitaker, İngiltere’nin batısında bir akciğer hastalığı tedavsi gören Whitaker 15 Aralık 2005’te 74 yaşında hayata veda etmiş ve vasiyeti üzerine mezarının yeri gizli tutulmuş.
Trevanian takma adı ile yazdığı diğer kitaplar İnfazcı, Hesaplaşma, Kasaba, Katya’nın Yazı, Yirminci Mil, Kentte Sıcak Gece, İnci Sokağı’dır.
İnfazcı ünlü yönetmen ve oyuncu Clint Eastwood tarafından sinemaya uyarlanmış.
Nicholas Seare takma adıyla ise 1339 ya da Öyle Bir Yıl, Bir Sokak Satıcısı Adına Apoloji ve Kaba Saba Masallar adlı kitaplarını yazmış.
Şibumi’yi keşfetmemiz ve hayalimizdeki bahçeyi yaratmamız dileğiyle…
Peyman
4 yorum:
yıllar önce okuyup uzun süre etkisinden çıkamadığım bir kitaptı.bugun bile bazı bölümlerini hatırlıyorum...
Ben romanı biraz amerikan vari buldum macera romanı gibi romanda kurgu romantik değil gerçekçide değil bu tarz romanlara ne diyorlar bilmiyorum okunabilir kalitede yinede ama bundan önce nice kitaplar varken bu kitabı sonlara saklamak lazım gelmekte...Ben fantastik romantik tarz sevdiğim için biraz yavan geldi...
Ben bir kitap arıyorum pek bi bilgi yok elimde sadece kitabın şehre gelen yabancının para karşılığında birinin birini öldürmesini istenmesini anlatatıyor herhangi bir bilginiz varsa söylerseniz çok sevinirim
kara.omer166@gmail.com buda g mailim
Yorum Gönder