7 Eylül 2009 Pazartesi

OYA BAYDAR-SICAK KÜLLERİ KALDI

Oya Baydar’ın Sıcak Külleri Kaldı romanını Orhan Kemal Roman Ödülü’nü aldığı yıl kitapçıların rafında gördüğüm zaman almıştım. Açıkçası iki nedeni vardı: Birincisi ödül almışsa vardır bir hikmeti diye düşündüğümden, ikincisi ise biraz daha Türk yazar okuma kararı almış olmamdandı.



Roman 1970’li yılların siyasal ortamından hareket ederek günümüze daha doğrusu 2000’li yılların siyasal gündemine bağlanıyor ve bu fonun önünde de kavuşulamayan aşkın kadın tarafı Ülkü, erkek tarafı olan Murat Arın’ın etrafında da olaylar şekilleniyor. Dar bir çerçeveden baktığınız zaman Ülkü’nün fakir ama iyi eğitimli sol görüşe ve bu görüşü yaymaya aday bir genç kız olduğunu, Murat Arın’ın ise devlet kademelerinde görev almak hayatını şekillendiren zengin bir aileye mensup olduğunu ve ayrılığın zorunlu olduğunu , aşklarını çılgınca yaşadıklarını ama bir gün 71 ihtilalinden bir gün önce aralarındaki sosyal, düşünsel nedenler yüzünden ayrılışlarına tanık oluyorsunuz.

Murat Arın gerçekten hedefine ulaşmış ancak devletin hukuk dışı yollarla yaptığı bazı işler konusunda kendisinin de karar alma mekanizmalarında yer almasının yarattığı durumdan rahatsız bir hissiyat içindeyken yıllar sonra Ülkü ile Paris’te karşılaşıyorlar. Murat Arın Ülkü’den basın toplantısını dinlemesini talep ediyor ve araya giren yıllara rağmen Murat Arın imkânsız aşkının hiç bitmediğinin farkına varıyor....Toplantının ardından buluşmak için sözleşiyorlar, Murat Arın yeni bir ufka doğru yelken açacağı için umutlu ve coşkulu olduğu halde Ülkü için maalesef durumun aynı olmadığını görüyoruz...



Ülkü ,Murat Arın’dan ayrılmasından sonra Ankara’da sol çevrelerde örgütleme çalışmaları, komünist eşi Ömer ile tanışmaları, işkenceler, hapishane yılları, ardından 80 ihtilalinde oğlunu annesine bırakarak yurtdışına kaçışla süren zorlu bir yaşamı geride bırakmıştır ve ayrıca oğlunu da Türkiye’de bir örgüt çatışmasında yitirmiştir. O geceki buluşmanın ardından Murat Arın da sıcak küllerin arasına katılır zira basın toplantısında yapması gereken konuşma değil Türkiye’nin anti demokratik tutumunu, yapılanların faşistliğin de ötesinde olduğunu dile getiren bir konuşmadır ve bu birileri için çok fazladır.

Ülkü için adeta önemli olan her şey yanmış ve elinde her biri ile anıları capcanlı olarak karşısına dikilen küllerden başka bir şey kalmamıştır. Türkiye’ye döner,sıcak külleri rüzgara savurup savurmayacağı belirsiz bir arkadaşının yaşadığı adaya sığınır...

Oya Baydar ile ilk tanışmamdı ve bir solukta okuduğumu hatırlıyorum romanı özellikle geriye dönüşlerle yapılandırılmış olan kurgusu ve bir dönemi anlatması ile hoş bir tat bırakmıştı belleğimde. Oya Baydar çok fazla olmasa da bir döneme de değinmiş; Türk Solu’nun halka inmeye çalışan çalışmalarını, Ülkü’nün çabalarını ama yine de halka, işçilerle aralarındaki uçurumu yansıtmasını anlattığı gibi ayrıca daha sonra sosyalist rejimin yıkılması ve sol görüşü benimseyenlerin hayal kırıklıkları, nasıl olamaz soruları, ne oldu bu görüş yerini bulamadı sancılarını da romana katıyor. Murat Arın’ın öldürülmesi olayı ile de ucundan “derin devlet” olgusuna dokundurma yapıyor.

Bir dönem kitabı olarak anılmasının ve siyasal roman olarak nitelendirilmesinin nedeni sanırım yazıldığı dönem itibari ile bu yönde fazla roman olmaması ve belirli bir düzeydeki kesimin beklentisini karşılaması olsa gerek. Ancak Oya Baydar bu kitabı ile epey sert eleştiriler almış hatta dönek diyenler bile olmuş. Evet, kitapta gerçekten devrim, sol düşünce, parti ile bağımlılık, TKP’nin her şeyi organize eden ve yön veren tavrı ve benzeri bir dolu hususta Baydar ciddi bir şekilde sol ideolojiyi eleştiriyor; Marksist felsefenin ve düşüncenin çıkış noktası ile uygulama sorunları nedeni ile iktidarın işçiye gelememesi ve adeta başka tür bir dikta yaratıldığı noktasını işaret ediyor ve belki de kendi savaşımı sonunda kendi eline kalan sıcak küller yüzünden böyle bir eleştiriye yöneliyor.

Oya Baydar’ın hayatına baktığınız zaman da bu romanın başkişisi Ülkü ile bazı benzerlikler bulacağınıza eminim. Kendisi de Ülkü gibi Fransız Lisesi mezunu ve 12 yıl 80 ihtilalinden sonra yurt dışında yaşamak zorunda kalıyor.Hayatının bu dönemini 1991 yılında yayımladığı “Elveda Alyoşa” adlı öykü kitabında anlatıyor. Oya Baydar ile ilgili başka ilginç bir olay ise doktora tezinin iki kez reddedilmesi üzerine (Türkiye'de İşçi Sınıfının Doğuşu ), öğrencilerin olayı protesto için üniversiteyi işgal etmeleri ve bu olayın da ilk üniversite işgali eylemi oluşu.



Oya Baydar’ın en azından bir kez okunması gerektiğine inanıyorum. Nitekim Fethi Naci'nin Sıcak Külleri Kaldı ile 16 Kasım 2000 tarihinde Cumhuriyet Kitap’ta Eleştiri Günlüğü adı altında yazdığı Siyasi Bir Roman yazısında Oya Baydar için: ‘‘Oya Baydar, dilini süslerden arındırmış, yalın bir dile ulaşmış; artık uzun cümleler kullanıyor; romancılarımızın çoğu etliye sütlüye dokunmadan kitaplar okuyarak romanlar yazarken, yaşadığımız zamanın sorunlarını görmezden gelerek geçmişe sığınırken yaşamsal sorunların üzerine gidiyor.’’ Diyerek Oya Baydar’ın Türk Roman’ı için yeni bir ufuk açarken eski hatalarından da arındığını ifade ediyor.

Küllere meydan vermeden ateşi hep canlı tutmanız dileği ile...

(Sonunu bağlantılı dilekle bitirmek bende yeni takıntı oldu, mazur görün!)

Sevgiler
Billur

11 yorum:

Gulda dedi ki...

Ne sarsıcı bir hikâyesi varmış bu kitabın.

Oya Baydar’ın çokta güzel bir resmini seçmişsin. Kedi Mektupları’nın yazarının çalışma masası tam da böyle olmalı.

Orhan Kemal Roman Ödülü projesine yaptığın hızlı katkı için de teşekkürler. Çok teşvik edici. Belki yıl sonuna kadar epey yol alırız.

Ayşe'nin Kitap Kulübü dedi ki...

Sevgili Gülda,

Oya Baydar'ı hiç okumadım. Kedi Mektupları da siyasi roman mı? Yazısında demiş yaa Billur Oya Baydar'ın en azından bir kez okunması gerektiğini düşünüyorum diye ... ne yalan söyleyeyim Kedi Mektupları kulağıma daha hoş geldi, hangisi okunmalı acaba diye düşündüm o yüzden.

Sevgili Billur,

Ayşe doğru söylüyor kopyalattın mı kuzum sen kendini? Ellerine sağlık gerçekten. Sözüm ona bu hafta sonu 1 yazar ve romanını bloga girmeyi hedefliyordum bende?!...

Sleepless in Istanbul, Aycan

billur dedi ki...

Sevgili Gülda;
Şimdi moraliniz bozulacak ama Yenişehir'de Bir Öğle Vakti'ni de okumaya başladım! Sen bana bu Orhan Kemal Roman Ödülü işi bitecek dedin ya ,artık herşey bu ödül almış kitaplar!

Sevgili AYCAN;
Kendimi kopyalatmadım. Şimdibbizat kendimin sinir olduğu şu sözü söyleyeceğim: "İsteyince yapılıyor!":)
Sevgiler
Billur

Peyman dedi ki...

Sevgili Billur,

Oya Baydar benim şimdiye kadar hiç okumadığım yazarlardan. Bu kitabını da "okuyacaklarım" listesine ekliyorum.
Valla ne yalan söyliyeyim, hızını kıskandım ve şaşırdım. Ama açıklamasını yapmışsın, demiştim ben bu kadar hızlı kitap okunup da özet yazılmaz diye :) Ama doğru isteyince herşey yapılır :)

Sevgili Arkadaşlar,

Ödevimi unutmadım. Ben de en kısa sürede İnci Aral ve Selim İleri kitaplarımı okuyup özet çıkaracağım. Şu anda elimde Cengiz Aytmatov'un Beyaz Gemi adlı romanı var. Beni o kadar etkiledi ki, sanki kitabın içinde, kahramanın yanıbaşında bir hayalet gibi yaşadıklarını izliyorum. Biter bitmez de ödevlerimi yerine getireceğim.

Sevgiler,

Adsız dedi ki...

MERHABA;BEN NURAY OYA BAYDAR'IN ÇÖPLÜĞÜN GENERALİ KİTABINI OKUDUM.HEDİYE GELMİŞTİ BANA.BİRAZ BEKLETTİM OKUMADIM.VE BEKLETTİĞİM İÇİN PİŞMAN OLDUM.KİTABI OKUYUP BİTİRDİKTEN SONRA.

billur dedi ki...

Sevgili Nuray;

Ben son kitabını okumadım Oya Baydar'ın. Ancak kitap ile ilgili olarak yazılmış bazı eleştirilerde çok beğenilmediğini okudum.

Yalnız Sıcak Külleri Kaldı, Elveda Alyoşa bence yine de okunmalı diye düşünüyorum. Benim belki yazılarımı okuyunca ortaya çıkan sıkkınlığım Türk Solu ne oldu olamadı ekseninde yazılmış eserlerden biraz bıkmam ile ilgiliydi o nedenle de yanlış bir izlenim vermek istemem.

Sevgiler
Billur

Adsız dedi ki...

ne olacak beyinin cürüdügünün göstergesi-ELESTIRI AYRI ONU SOL SOS YAPMAK AYRI.KENDI FANTAZILERINDEN IBARET BIR ROMAN

mırmırkedi dedi ki...

BU kitabı bitirmeme çok az kaldı..erguvan kapısıyla birmiş ama ben bilmeden ilk önce erguvan kapısını okumuştum..çok güzel siyaset olayları bazen sıkıcı gelsede oya baydar her şeyi çok güzel dengelemiş.favori yazarım zaten bundan böyle:)

Sedef Açar dedi ki...

Oya Baydar ın Elveda Alyoşa ve son çıkan kitabı hariç tüm kitaplarını okudum.Hem de hiç ara vermeden peşpeşe.İster ideolojik bakış açısıyla okuyun ister sürükleyici bir roman tadında,bence harikadırlar.İlk okuduğum kitabı O Muhteşem Hayatınız dı.Bir süre bütün arkadaşlarıma hediye olarak onu götürdüm.Sıcak Külleri Kaldı,onun devamı olanErguvan Kapısı Kedi Mektupları ,hepsini büyük bür zevkle okudum.Öneririm.Sedef Açar.

Sedef Açar dedi ki...

Oya Baydar ın Elveda Alyoşa ve son çıkan kitabı hariç tüm kitaplarını okudum.Hem de hiç ara vermeden peşpeşe.İster ideolojik bakış açısıyla okuyun ister sürükleyici bir roman tadında,bence harikadırlar.İlk okuduğum kitabı O Muhteşem Hayatınız dı.Bir süre bütün arkadaşlarıma hediye olarak onu götürdüm.Sıcak Külleri Kaldı,onun devamı olanErguvan Kapısı Kedi Mektupları ,hepsini büyük bür zevkle okudum.Öneririm.Sedef Açar.

Sedef Açar dedi ki...

Oya Baydar ın Elveda Alyoşa ve son çıkan kitabı hariç tüm kitaplarını okudum.Hem de hiç ara vermeden peşpeşe.İster ideolojik bakış açısıyla okuyun ister sürükleyici bir roman tadında,bence harikadırlar.İlk okuduğum kitabı O Muhteşem Hayatınız dı.Bir süre bütün arkadaşlarıma hediye olarak onu götürdüm.Sıcak Külleri Kaldı,onun devamı olanErguvan Kapısı Kedi Mektupları ,hepsini büyük bür zevkle okudum.Öneririm.Sedef Açar.

İlginizi Çekebilir

Related Posts with Thumbnails