04.03.2008 tarihinde Babylon’da Yonca ile biraz da saatlerdir ayakta konser izlemenin verdiği yorulmuşlukla birbirimize dayanmışken, Marianne Faithfull’un “Benim yaşımda bir kadının bu saatte artık evinde dinleniyor olması gerekiyor” diyerek bizi bıraktığı zamandan beri sıklıkla yinelediğimiz bir cümle olarak tekrar ne zaman gelir diye merak ediyoruz. Ya, 13 Kasım tarihinde Belçika’ya gitmeliyiz ya da heyecan içinde 2010 tur programında İstanbul’a da yer vermesini ümit etmeliyiz. Şu an için ümit etmek seçeneğini işaretliyorum. Bir daha da bavulu kaybolmasın ve Açıkhava’da izlediğimizde olduğu gibi sıcağın ortasında takım elbisesi ile pişmesin istiyorum.
Biz hala, “Onu izlemek çok güzeldi ama o kadar saat ayakta durmak çok zordu” diye birbirimizi onaylarken, 65 yaşına basan Marianne Faithfull’da geçen sene tam bu zamanlar yaşını, kanserini, onca uyuşturucu ve hayal kırıklıklarını, uğradığı ihanetleri, galonlarca alkolü aldırmaksızın ve hatta hepsini geride bırakarak belki de birçoklarımız için son zamanlarda dinlediği en iyi albümü yaratmış “Easy Come, Easy Go” ile.
Küllerinden tekrar ve tekrar doğan bir Phoenix (albümde bulunan The Phoenix’de çok güzel bir şarkı) olarak hem de daha genç, daha da büyüleyici bir sesle. Albümü dinlerken bir yandan bir hüzünle boğuşurken, diğer yandan da onu örnek alıyorum. Bilhassa, dibe vurmaya yaklaştığım zamanlarda, çok yorulduğumda, kafam çok karıştığında…
Sizce kim albüm yapmak için kolları sıvadığında ekip üyeleri olarak; Rufus Wainwright, Nick Cave, Antony Hegarty (Antony And The Johnsons’ın Antony’si), Keith Richards, Kate ve Anna McGarrigle (Rufus’un anne ve teyzesi), Hal Willner ve diğerlerini bir parmak şıklatması ile yanında bulabilir? Hem de 8 günde 18 iyi şarkının kaydı sırasında.
Tabiî ki Rolling Stones, Tom Waits, Leonard Cohen, David Bowie, Bob Dylan, P.J. Harvey, Mick Jagger gibi bir sürüsünü de büyüleyen Marianne Faithfull.
Albümde en sevdiğim şarkı, tıpkı albümü bana hediye eden arkadaşım gibi ("Ona telefon açtım ve sen yeni ne önerirsen itirazsız onu dinleyeceğim söz" dedim) “Children of Stone”. Rufus, Marianne Faithfull’la da yine kendini aşmış.
Bu arada Rufus Wainwright, Zaragoza’da 10.10.2009 tarihinde konser verecek, tam da biz o sıralar o bölgede olacakken. Billur çok ilgilenmiyor, nasılsa onu gelecek senelerde burada izleriz diye. Bense kararsızım, zaten buraya geldiğinde de gidememiştim. Bir yandan gitmek istiyorum ama ısrar edemiyorum, belki de sadece Flâmenko’nun izinden gitmeliyiz diye düşünerek.
Muhteşem bir diskografi ile Easy Come, Easy Go
Disc 1:
"Down from Dover", (originally by Dolly Parton)
"Hold On, Hold On", with Cat Power (originally by Neko Case)
"Solitude" (originally by Duke Ellington & Eddie DeLange)
"The Crane Wife 3", with Nick Cave (originally by The Decemberists)
"Easy Come, Easy Go" (originally by Bessie Smith)
"Children of Stone", with Rufus Wainwright (originally by Espers)
"How Many Worlds", with Teddy Thompson (originally by Brian Eno)
"In Germany Before the War" (originally by Randy Newman)
"Ooh Baby Baby", with Antony Hegarty (originally by Smokey Robinson)
"Sing Me Back Home", with Keith Richards (originally by Merle Haggard)
Disc 2:
"Salvation", with Sean Lennon (originally by Black Rebel Motorcycle Club)
"Black Coffee" (originally by Sarah Vaughan)
"The Phoenix", with Kate and Anna McGarrigle (originally by Judee Sill)
"Dear God Please Help Me" (originally by Morrissey)
"Kimbie" (originally by Jackson C. Frank)
"Many a Mile to Freedom", with Jenni Muldaur (originally by Traffic)
"Somewhere (A Place for Us)", with Jarvis Cocker (originally by Leonard Bernstein and Stephen Sondheim)
"Flandyke Shore", with Kate and Anna McGarrigle (traditional, but sung famously by Nic Jones)
Ve Children of Stone için
Children of Stone - Marianne Faithfull
Bu hediye için çok teşekkürler.
İlerisi için notlar:
Bir köpeğim olacak, adı da Rufus olacak.
iPod’um da yüzlerce mükemmel Rufus Wainwright şarkısı olacak.
Zaragoza’da konsere gitmediğimiz için Rufus buraya gelene değin Billur’a işkence yapılacak.
Ve Marianne Faithfull bundan daha da iyi bir albüm yapacak. Yine Yonca ile konser sonrası eve dönerken, yorgunluktan tükenmiş ve halimizden utanırken Marianne bize ümit verecek. 65 yaşımıza geldiğimizde onun gibi olmayı dileyeceğiz.
Gülda
1 yorum:
Şimdi cevap hakkı doğuran bazı konulara geçmeden önce albümün gerçekten çok güzel olduğunu belirtmeliyim. Dün Gülda ile sıkılmış otururken evinde bu albüm çalıyordu. Kısa bir andan sonra "bu da kim, ne niçin?" sorularını sıraladığımda cevap Marienne Faithfull'du.
Rufus Wainwright da süper. Evet konseri var İspanya'da. Ama ben bir insanım. Benim de canım var! Hem ilk defa gittiğin yerleri sindir, çalış, öğren. Hem ülkenin önde gelen flamenko dansçılarının turnelerini takip et, onları özümse, çalışmalarını öğren hem ...hem hem...
Yine de müteşekkirim Gülda'ya o başka...
Billur
Yorum Gönder