Hayat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hayat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Temmuz 2009 Pazartesi

İNSAN COĞRAFYASI ATLASI - Almudena Grandes


Almudena Grandes'i Lulu adlı kitabı ile tanıdım. Gülda'nın sunum gecesinde hediye ettiği İnsan Coğrafyası Atlası'nı ise kafamda soru işaretleri ile okumaya başladım.

İlk tereddütüm, arka kapağı okuduğumda, bu kitapta da erotizmin ağır bastığı yönündeydi. Hatta bunu "yazarın tarzı" olarak adlandırmış ve okuyup okumamakta kararsız kalmıştım.

Kütüphanedeki kitapların tamamını okumak gibi bir takıntıya sahip olduğum için rafta kendi haline bırakamadım, yüreğim elvermedi.


Aslında kitabın orijinalini bulup, sayfalarına bir göz gezdirmek ilk etapta yapmak istediklerimden. Gerçekten çok merak ediyorum...Orijinalinde "tırnak" içine alınmış konuşma cümleleri var mı ? Yazar hiç birbuçuk sayfalık cümle yazmış mı ?

Aynı yazım tarzına Melania G. Mazzucco'nun Vita - Hayat isimli romanında da rastlamıştım. Güney İtalya'dan Amerika'ya göç etmiş bir ailenin etrafında cereyan eden olayları anlatan kitap, yazım tarzı ile bitmek bilmeyen sıkıcı bir kitap haline dönüştü elimde.

Belki de her iki kitap için "yazım şekli" demek yanlış olur. Kuvvetle muhtemel "çeviri hatası" demekte fayda var.

Almudena Grandes bu kitabında biz kadınların içinde kopan fırtınalara değinmiş. Kararsızlığın pençesinde kıvranıp durduğumuz, ikilemler yaşadığımız, çevremizdeki insanlara adadığımız hayatımızın aslında bizim hegomonyamız altında olduğunun farkına varışımızı anlattığı çok gerçekçi bir roman.

Ana, Rosa, Fran ve Marisa bir yayın grubu bünyesinde, fasiküller halinde çıkaracakları İnsan Coğrafyası Atlası üzerinde çalışmaktadırlar. Dördü de birbirinden farklı fiziksel özelliklere ve kişiliklere sahiptirler. Ama dördü de hayatları hakkında önemli kararlar alma arifesindedirler. Geçmişlerini süzgeçten geçirirken, şimdi alacakları kararları etkileyebilecek olayları irdelerken, hata yapma endişesi ile karşı karşıya kalan dört kadın için zor bir dönemdir.

"Gözlerimi okumayı bilirdi, hep bilmiştir, ama uzattığı elini tuttuğumda niyetinin ne olduğunu kestirmeye çalışmaktan ürktüm. Bir an sonra, ayaklarımı altımda toplamış ve yüzüm yüzüne bir milimetre mesafede kucağında otururken, en son ne zaman bu biçimde kucak kucağa oturduğumuzu anımsamaya çalıştım, başlarda bunu çok sık yapardık, ama şimdi aklıma hiçbir tarih gelmiyordu. Ama o hâlâ benim gözlerimi okumaya devam ediyor, hâlâ soru sormaya bile gerek görmeden beni çözebiliyordu. Elleri bedenimin merkezinin yönetimini üstlenmiş durumdaydı, parmakları ise gizli bir klavyenin tuşlarına basarcasına hafifçe etime gömülmüştü, çok iyi bildiğim bir müziğin notalarını çalarcasına, zorlanmaksızın isteklerinin partisyonunu icra ettim, bir yandan da kocaman, derin dalgalar, iyi zamanların tatlı ve zalim hiçliğinden gelen dalgalar beni içine alıyor, yavaş yavaş dibe doğru çekip yutuyordu, benim ben olduğumdan emin olamadığım bir derinliğe değin, ama hâlâ kendimi salt duygu denizinde eritebilmeme rağmen, gözlerime yaş gelmiyor, sözcükler dudaklarımın ucunda takılıp kalıyordu, ben sensiz bir hiçim, beynimin içi sessizlikle gümbürdüyordu, ben sensiz bir hiçim ve sen olmazsan babam da yok, annem de yok, vatanım da yok, tanrım da yok..."

Roman, 2007 yılında filme uyarlanmış ve aynı yıl Toulouse Cinespana'da 2 ödül kazanmış.




Peyman

İlginizi Çekebilir

Related Posts with Thumbnails