25 Ağustos 2011 Perşembe

Jan Kim?






Aycan bilir,
Aycan kızar,

Ayşe pişmandır,
Ayşe gözlerini kaçırır,

Aycan bilir,
Aycan kızar,

Ayşe söz verir,
Ayşe 1 daha olmaz der,

Aycan bilir,
Aycan kızar,

Ayşe bunu hep yapar,
Aycan bunu çok iyi bilir,

Son kez soruyorum:
Jan Kim?





I Held A Jewel İn My Fingers
Emily Dickinson

I held a Jewel in my fingers --
And went to sleep --
The day was warm, and winds were prosy --
I said "'Twill keep" --

I woke -- and chid my honest fingers,
The Gem was gone --
And now, an Amethyst remembrance
Is all I own --






Nimir Ra


19 Ağustos 2011 Cuma

Tom Waits -Peki Biz Daha Ne Kadar Bekleyeceğiz?


Arkadaşımız R., Gülda ve Ben kimi isteriz konsere gelsin konulu muhabbetlerimizde R. "Ben Tom Waits' in gelmesini istiyorum" demişti. Ben hiç geleceğini düşünmemiştim ama yakın zamanlarda Leonard Cohen, Bob Dylan , Paul Simon gelince şimdi neden olmasın diyorum?

O an aklıma düşürdü ya R, artık iflah olmaz biçimde gelmesini bekliyorum. Hele 23 Ağustos'ta çıkaracağı yeni single'ı düşündükçe heyacanlanıyorum doğrusu...Şu evrene mesaj gönderme işini bilen var mı? İşe yarar mı?

İşte böyle Tom Waits; Artık Feryadımı Bir Duysan Diyorum...Tamam sana böyle Emel Sayın ağzı ile Yeşilçam'dan arabesk kokan bir şarkı ile seslenmek istemezdim ama ne yapayım? Daha ne diyeyim sana İstanbul'dan bir çağrı var...




Sevgiler
Billur

17 Ağustos 2011 Çarşamba

Dün Akşam!..




İşten eve gelmişim,
Yorgun!..

Ayakkabılarımı atmışım,
Saçımı açmışım,
İş elbiselerimi fırlatmışım,

Kurtlar ;) gibi,
Açım!..
Açım,
Nerde benim Taçım!.

Taçım Hünkar'ın yemeklerini,
Yutmuşum!..

Kahvem sıcak,
Sigaram ateş almış,

Ayaklarımı uzatmışım,
Televizyonun karşısında,

Zap, zap, zap, zap,
Geri, ileri, geri, ileri,

Dur, izle, geç, dinle,
Aç kapa artema,

Sonra mı?
Denk geldi,
Ne geldi?
Onlar,

Kim onlar?
Sen tanımızsın,
Onları!..
Sanki sen,
Tanırsın!..

Bidaha soruyorum,
Kim geldi?

Öfff tamam,
Onlar işte!.

Dustin & Emma geldi!..

Elektrik kesintisi!..

Digitürk de filmler bir ay oynuyor. Yakalayın ve izleyin!.. '' Last Chance Harvey '' Konusunu anlatmıyacağım. Bilmeden açın ve benim gibi süpriz olun ve kendi kendinize bu vizyondayken neden izlemedim diyin.

Elektrikler geldi,
Vay T.E.K çalışıyor!..

Film bitti kalktım,
Ama bana Jan'i hatırlattı,

Jan kim?
Film ile alakası yok!
Jan Kim?
Belki biraz var!..
Jan Kim?
Bilmem,
Jan Kim?
Boşver,
Jan Kim?

Yatmam lazım,
6:45am de kalkıyorum,

Jan Kim?



Nimir Ra


13 Ağustos 2011 Cumartesi

Saçımı Açtım!..




Canım sıkılmak bilmiyor!
Aynı şeyleri farklı versyonlarda,
Okumak, Okumak, Okumak.....
1 Daha, 1 Daha, 1 Daha.....

Kısa 1 Ara,

Biraz önce telefon geldi,
1 dakika konuştuk,
Sonra......

Saçlarımı açtım,
Epeyden beri yapmadığım,
1 şeyi yapacağım,

O dakka istediğimi...
Evet!
Hemde düşünmeden,

Biletimi bile aldım,
1 günlüğüne Antalya'ya,
Gideceğim,
Niye mi?
Çünkü canım istiyor!..

Hımmm evet ilk dörtlüğe,
Gelelim,

Bu aralar okuduğum,
Manga!..
'' Dance İn The Vampire Bund ''

Hiçbir zaman yaşınız gibi,
Davranmadıysanız!...
Hissetmediyseniz!...

O zaman,
Neden olmasın!..

Nimir Ra


12 Ağustos 2011 Cuma

Yansımalar - 19



Gri, esintili bir gün…

İnişli çıkışlıdır ruh halim böyle günlerde. Dalından kopup toprağa düşmeye mahkum, sararmış sonbahar yaprakları gibi kırılgan hissederim kendimi. Gözyaşlarım bile gökyüzünde savrulan yağmur damlacıklarına eşlik etmeye her an hazır durumda beklerler.

Attila İlhan’ın mısraları gelir hep aklıma böyle havalarda;

Nasıl iş bu
Her yanına çiçek yağmış
Erik ağacının.
Işık içinde yüzüyor,
Neresinden baksan
Gözlerin kamaşır

Oysa ben akşam olmuşum
Yapraklarım dökülüyor
Usul usul.
Adım sonbahar.


Hep bir derin çukurdan çıkmaya çalışır gibi çabalar dururum bu havalarda. Şu anda olduğu gibi; beni rahatlatsın diye o dingin ışığıyla küçük cam mumluğun içindeki tarçınlı mumu yaktım, ritmiyle bana coşku katsın diye Zaz dinliyorum bir yandan.

Yansımalar’ı yazmak da böyle bir havaya kısmet oldu işte.

Bugünkü zig zaglarımın aksine, anlatacağım sunum gecesi son derece eğlenceliydi.
Öncelikle okuduğumuz kitap pek çoğumuz için ilk kitaplarımızdan biri olma özelliğine sahipti. Beraberinde çocukluk anılarımızı da getirmişti. Ben defalarca satır aralarında, kendi hatıralarıma döndüğümü itiraf ediyorum. Şu anda Emre’nin kütüphanesinde yer alan ciltli, renkli kuşe kağıtlı kapağı ile Altın Kitaplar’dan çıkan, ama artık sararmış sayfaların arasına yolculuk yaptım sık sık.

Mekânımız Nişantaşı Atiye Sokak’taki Quick China… Çok şükür Atiye Sokak, henüz sokaktaki masaları toplama eyleminden nasibini almadı. Dileyelim ki almasın da.

Biz, malum grup sayımız ve sunum yapacağımız için içerde oturduk. “Bu havada içerde kapanıp kaldınız yani” dediğinizi duyar gibiyim, ama klimalar gayet iyi çalışıyordu. Hatta biraz şımarıklık yapıp arada sırada kıstırdık veya tümden kapattırdık.



Ayşe yine yaratıcılık sınırlarını aşmış, bize farklı güzellikler hazırlamıştı.
Dikdörtgen büyük bir masanın etrafında konuşlandık. Hepimizin sandalyesinde renkli birer balon asılıydı. Önümüzde şık, şeffaf bir kurdele ile bağlanmış eski bir gazete sayfasının kopyası ile spiralli masa takvimi şeklinde hazırlanmış kitap sunumu duruyordu.

Masanın başında duran Ayşe ise pembe-fuşya tonlarının ağır bastığı Hintli bir mihrace kılığında tamamen gözlerimize hitap ediyordu.



Anlayacağınız sunumu Ayşe değil, Prenses Aouda yapacaktı.

Aç karnına düşünülemeyeceği, sağlıklı karar verilemeyeceği, konuşurken kelimelere odaklanılamayacağı için önce yemeğimizi yedik. Tatlı, meyve, çay, kahve aşaması bizim için sunum aşaması oluyor.

Sunuma geçmeden Prenses Aouda kısa bir süre ortadan kayboldu. Bay Fogg’un yokluğuna dayanamadığını, bir köşede onun için gözyaşları akıttığını düşünürken, göz alıcı yeşil kostümü ile yeniden aramıza katıldı. Tabii ki bir prensesin saatlerce, açık mutfağı olan Quick China’nın salonunda aynı kostümle konuklarının karşısında oturması beklenemezdi.



Sunum föylerimizi açtık ve Prenses Aouda’nın anlattıklarını takip ettik. Yine bizi derinlere götüren incelikli bir çalışma örneğiydi dinlediklerimiz.

Bu sefer ki ev ödevimiz kolaydı, zevkliydi. Aslında etkinliklerde interaktivitenin önemi büyük. Sizi olayın tamamen içine çekip, düşünme, hissetme, görme duyularınızı geliştirip, yaşadığınız tecrübeyi daha da eğlenceli bir şekle sokuyor.

Hepimiz A4 ebadında dört adet baskı hazırladık. Bunun bir tarafında, bizim için kitabın başlıca dört karakterini - Phileas Fogg, Passpartout, Prenses Aouda, Dedektif Fix - canlandırmaya en uygun dört yerli, diğer tarafında da dört yabancı oyuncunun fotoğrafı yer alacaktı. Hepimiz sırasıyla seçtiğimiz oyuncuları açıkladık.
Prenses Aouda çok da eğlenceli bir kişilik. Kendisi kedi dünyasından favorilerini belirlemiş ve bize onları sundu.

Bazılarımızın sandalyesine bağlı balonlar sıcağa yenik düşmeye başlamış, boyunlarını bükmüşlerdi ki, orada bağlı olmalarının nedenini de öğrendik.



Prenses Aouda dünyanın dört bir yanından, bulundukları ülkelere, şehirlere anlam katan heykeller, sokaklar, anıtlar, vs seçmiş, bunları büyük kuşe kağıtlara renkli bastırmış. Hepimize nerede bulunduklarını sormaya başladı. Bilemeyenlerin balonları, ucu renkli topuzlu, topuza bağlanmış ipe boncuklar geçirilmiş, en ucuna da küçük renkli bir süs takılmış toplu iğnelerle patlatıldı. O süslü toplu iğneler de bizim oldu. Ben bütün gece balonların içinden küçük bir nesnenin çıkacağını düşünmüştüm oysa ki :)

Arkamızdaki küçük masada da atlas formatlı bir yap-boz vardı. Gecenin sonunda minik yavrularımıza geceden armağan olarak gitti.



Phileas Fogg ve arkadaşları 80 günde devr-i alem yaptı, biz bütün gece konuştuk. İyi ki Jules Verne bu kitabı yazmış.

Yansımaları yazıp, o geceye dönmek ise benim gri günümü renklendirdi.

Peyman

8 Ağustos 2011 Pazartesi

Cezayir’de Bir İtalyan Kızı – Gioacchino Rossini



Bebeklerin doğdukları eve uğur getireceğine inanılır. “Bebek kısmeti ile gelir” denir halk arasında. Ailenin alım gücü yüksek değilse, bebek şansıyla gelebilir. Eş-dost bebek için seferber olur. Hayali bir saadet zinciri oluşturulur. Bebeğin ailesini tanımayanlar bile bebeğe giyecek, oyuncak, mama sandalyesi, puset gibi elzem ihtiyaçlarını giderecek yardımlarda bulunur. İşte bebeğin kısmeti ile gelmesi budur. Ailesine masraf çıkartmadan büyüyen bebektir kısmeti ile gelen bebek.

Yeni doğan bir bebeğe tebriğe gittiğim o akşam, 2. Uluslararası İstanbul Opera Festivali için bir opera çevirisi yapacağım hiç aklıma gelmemişti. İnci bebek bana şans getirmişti.

Henüz eve yeni girmiş, bebeğin ilk günleri ile ilgili neşeli havadisleri alıyorduk ki çalan telefonumda hattın öbür ucunda bebeğin teyzesi vardı. Opera Festivali’nde sahnelenecek Cezayir’de Bir İtalyan Kızı operasını Türkçe’ye çevirip çeviremeyeceğimi sordu. O anda hızla aklımdan bir sürü soru geçiyordu. Yapabilir miydim? En son ne zaman böyle bir çeviri yapmıştım? Librettosunu daha önce hiç görmediğim bu operanın İtalyancasını anlar mıydım? Sürem kısıtlıydı ve yetiştirebilir miydim?

Düşündüğüm kadar hızlı cevap vermem gerekiyordu. Evet dedim.

Geç vakit eve döndüğümde e-posta kutumda libretto duruyordu. Kısa bir bocalamanın ardından hemen çeviriye başladım.

Zorlanmadım desem yalan olur. Aklıma lisede okuduğumuz Machiavelli, Dante, Petrarca, San Francesco d’Assisi, Manzoni gibi 14.y.y. ile 19.y.y. arasında yaşamış büyük İtalyan yazarlarının, şairlerinin eserleri geldi. Pek çoğu Toskana lehçesi ile yazılan bu eserleri, Divan edebiyatını okurken önce Türkçeye çevirmemiz gerektiği gibi bu eserleri de önce İtalyancaya çevirmek gerekir.

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen 2. Uluslararası İstanbul Opera Festivali kapsamında sahnelenen Rossini’nin bestelediği Cezayir’de Bir İtalyan Kızı operasının librettosunu, 1808 yılında Luigi Mosca tarafından yazılmış librettosundan uyarlayarak Angelo Anelli yazmış.

Rossini bu operayı bestelediğinde 21 yaşındaymış. Değişik kaynaklardaki bilgiye göre 18 veya 27 günde bestelediği bu operayı 22 Mayıs 1813’te Venedik’te oynanan prömiyerden sonra da revize etmiş. Prömiyerde Venediklilerin büyük beğenisini kazanan ilk temsilden sonra Rossini duygularını şöyle dile getirmiş: “Venediklilerin beni çılgın bir besteci olarak gördüklerini biliyordum, ancak eserimi izledikten sonra gösterdikleri tepki onların daha çılgın olduğunu kanıtlıyor.”



Haliç Kongre Merkezi’nde sahnelenen operayı Karlsruhe Devlet Operası Orkestra ve Korosu oynadı. Yekta Kara’nın uyarlaması ile farklı kültürlerden gelen kişilerin ilişkilerini, anlaşmazlıklarını anlatan opera, Türkiye ve Avrupa Birliği arasında yıllardır yaşanan gelişemeyen ilişkilere gönderme yapıyordu.

Cezayir’de yaşayan Osmanlı Beyi Mustafa karısından sıkılır ve onu bir İtalyan köle ile evlendirmeye hazırlanırken kendisi için de komutanı Ali’den eğlencelik bir bayan bulmasını ister. Ali, Beyi için İtalyan güzeli Isabella’yı bulur. Mustafa Isabella’nın tam da kendisi için yaratıldığını düşünür, ama Isabella Mustafa’yı oyuna getirmek için elinden geleni ardına koymaz.

Ilk defa Haliç Kongre Merkezi’ne gittim. Manzara nefes kesiciydi. Aklıma Ahmet Ümit’in İstanbul Hatırası ve İstanbul’u tasviri geldi. Gün batımında Eyüp Mezarlığı, Eyüp Camii elimi uzatsam tutabileceğim kadar yakın görünüyordu. Ah bir de deniz daha temiz olsaydı!

Oğlumun ilk opera tecrübesiydi. Aslında ne oğlum ne de bir başkası için ilk tecrübe olarak seçilmiş doğru bir opera değildi. 2 perdelik bir opera olmasına rağmen üç saatlik bir performanstı ve benim de izlediğim ilk en uzun operaydı.

Ne yazık ki oğlum için çok da şahane bir gece değildi. Çünkü tam da salona girerken karnının ağrıdığını söyledi. Annem ve arkadaşım Reyhan da bizimle olduklarından, onları operayı izlemekten alıkoymak istemedim ve biz Emre ile operanın ikinci perdesinin çoğunu dışarda geçirdik. “Seni hayal kırıklığına uğrattım annecim” diyerek üzüntüsünü dile getiren Emre iki gün boyunca evde mikrobik salgından muzdarip oldu.

Ben ise operanın başından, seyretmemiş bile olsam sonuna kadar çok heyecanlıydım. Çünkü sahnenin üzerindeki panoda benim çevirim yayınlanıyordu. Çeviriyi yaptıktan sonra teslim etmeden defalarca okumuştum. Ama yine de opera esnasında “orasını şöyle yazsaydım, burasını şöyle çevirseydim” dediğim oldu. En son Ayfer Tunç’un Kapak Kızı’nı okuduğumda, Tunç’un kelime fazlalıklarını gidermek için kitabı yeniden kaleme almış olduğunu öğrenmem gibi bir duyguydu bu.

Sonra şunu fark ettim; böyle bir iş yapıyorsanız eleştiriye açık olmanız lazım. Nasıl ki siz yazdığınız bir makaleyi defalarca okusanız ve artık yayınlanmaya hazır olduğunu düşünseniz de, yayınlandıktan sonra kendiniz bile eksik bir taraf görebilirsiniz. Tıpkı üçüncü, dördüncü, beşinci gözlerin görebileceği gibi… Eleştirilerdir insanları geliştiren. Onlara sırtımızı döneceğimize, kulaklarımızı pür dikkat açmalıyız.

Operadan sonra gezindim durdum nette, belki herhangi bir blogda çeviri hakkında bir eleştiri yakalarım diye. Henüz karşılaşmadım. Belki sizler yaparsınız yorumlarınızı :)





L’Italiana in Algeria

MUSTAFÀ (basso), Bey d'Algeri
ELVIRA (soprano), moglie di Mustafà
ZULMA (mezzo-soprano) , schiava confidente d'Elvira
HALY (basso), capitano de' Corsari Algerini
LINDORO (tenore), giovine Italiano, amante d'Isabella, schiavo favorito di Mustafà
ISABELLA (contralto), Signora Italiana
TADDEO (basso comico), compagno d'Isabella

Eunuchi del serraglio, corsari algerini, schiavi italiani, pappataci, femmine del serraglio, schiavi, europei, marinai
La scena si finge in Algeri.

ATTO PRIMO

Scena prima
Piccola sala comune agli appartamenti del Bey e a quelli di sua moglie. Un sofà nel mezzo. Elvira seduta sul sofà. Presso a lei Zulma.All'intorno un coro di Eunuchi del serraglio. Indi Haly, poi Mustafà.
Coro di Eunuchi
Serenate il mesto ciglio:
Del destin non vi lagnate,
Qua le femmine son nate
Solamente per soffrir.

Elvira
Ah, comprendo, me infelice!
Che il mio sposo or più non m'ama.

Zulma
Ci vuol flemma: e ciò ch'ei brama
ora è vano il contraddir.

Coro
Qua le femmine son nate
Solamente per servir.

Haly
(dall'interno)
Il Bey

Zulma
Deh! Signora...Vi scongiuro...

Elvira
Che ho da far?
(Entra Mustafà.)

Coro
(a parte)
(Or per lei quel muso duro
Mi dà poco da sperar.

Mustafà
Delle donne l'arroganza,
Il poter, il fasto insano,
Qui da voi s'ostenta invano,
Lo pretende Mustafà.

Zulma
Su, coraggio, mia Signora.

Haly
E' un cattivo quarto d'ora.

Elvira
Di me stessa or più non curo;
Tutto ormai degg'io tentar.

Coro
(Or per lei quel muso duro
Mi dà poco da sperar.)

Zulma
Su, coraggio, mia Signora.

Elvira
Signor, per quelle smanie
Che a voi più non nascondo...

Mustafà
Cara, m'hai rotto il timpano:
Ti parlo, schietto e tondo.
Non vo' più smorfie:
Di te non so che far.

Elvira
Ohimè...Signor...ma...se...

Haly, Zulma, Elvira e coro
(Oh! che testa stravagante!
Oh! che burbero arrogante!)
Più volubil d'una foglia
Va il suo cuor di voglia in voglia
Delle donne calpestando
Le lusinghe e la beltà.

Mustafà
Più volubil d'una foglia
Va il mio cuor di voglia in voglia
Delle donne calpestando
Le lusinghe e la beltà.

Elvira
Signor...sentite...se mai...

Mustafà
Cara m'hai rotto il timpano:
Di te non so che far.

Tutti
Più volubil d'una foglia, ecc.

Mustafà
Ritiratevi tutti. Haly, t'arresta.
(Elvira, Zulma e gli Eunuchi escono.)
Scena prima
Mustafà e Haly

Mustafà
Tu sai che sazio io son di questa moglie,
Che non ne posso più. Scacciarla...è male,
Tenerla...è peggio. Ho quindi stabilito
Ch'ella pigli Lindoro per suo marito.

Haly
Ma come? Ei non è Turco.

Mustafà
Che importa a me?

Haly
Ma di Maometto
La legge non permette un tal pasticcio.

Mustafà
Altra legge io non ho, che il mio capriccio.
M'intendi?

Haly
Signor sì...

Mustafà
Sentimi ancora.
Per passar bene un'ora io non ritrovo
Una fra le mie schiave
Che mi possa piacer. Tante carezze,
Tante smorfie non son di gusto mio.

Haly
E che ci ho da fare io?

Mustafà
Tu mi dovresti
Trovar un'Italiana.Ho una gran voglia
D'aver una di quelle Signorine,
Che dan martello a tanti cicisbei.

Haly
Io servirvi vorrei, ma i miei Corsari...
L'incostanza del mar...

Mustafà
Se fra sei giorni
Non me la trovi, e segui a far lo scaltro,
Io ti faccio impalar.
(Si ritira nel suo appartamento.)

Haly
Non occorr'altro.
(Parte.)
Scena terza
Lindoro solo, indi Mustafà.

Lindoro
Languir per una bella
E star lontano da quella,
E' il più crudel tormento,
Che provar possa un cor.
Forse verrà il momento;
Ma non lo spero ancor.
Contenta quest'alma
In mezzo alle pene
Sol trova la calma
Pensando al suo bene,
Che sempre costante
Si serba in amor.

Lindoro
Ah, quando fia ch'io possa
In Italia tornar? Ha ormai tre mesi,
Che in questi rei paesi
Già fatto schiavo, e dal mio ben lontano...

Mustafà
Senti Italiano vo'darti moglie

Lindoro
A me?...Che sento?...(Oh Dio!)
Ma come?...In questo stato...

Mustafà
A ciò non dei pensar. Vieni, e vedrai
Un bel volto,un bel cor,con tuttto il resto.

Lindoro
(O povero amor mio! Che imbroglio è questo!)

Lindoro
Se inclinassi a prender moglie
Ci vorrebber tante cose.
Una appena in cento spose
Le potrebbe/può tutte combinar.

Mustafà
Vuoi bellezza? Vuoi ricchezza?
Grazie?...amore?...Ti consola:
Trovi tutto in questa sola.
E'una donna singolar.

Lindoro
Per esempio, la vorrei
Schietta...e buona...

Mustafà
E'tutta lei.

Lindoro
Per esempio, io vorrei
Due begli occhi...

Mustafà
Son due stelle.

Lindoro
Chiome...

Mustafà
Nere.

Lindoro
Guance...

Mustafà
Belle.

Lindoro
Chiome...

Mustafà
Nere.

Lindoro
Volto...

Mustafà
Bello.

Lindoro
(D'ogni parte io qui m'inciampo,
Che ho da dire? Che ho da fare?)

Mustafà
Caro amico, non c'è scampo;
Se la vedi, hai da cascar.

Lindoro
(D'ogni parte io mi confondo,
Che ho da dire? Che ho da far?
Ah, mi perdo, mi confondo.
Quale imbroglio maledetto:
Sento amor, che dentro il petto
Martellando il cor mi va.)

Mustafà
Presto andiamo.
Sei di ghiaccio? Sei di stucco?
Vieni, vieni: che t'arresta?
Una moglie come questa,
Credi a me, ti piacerà.
Vieni andiamo.

Lindoro
Ha begl'occhi...

Mustafà
Son due stelle.

Lindoro
Schietta...e buona...

Mustafà
E' tutta lei.

Lindoro
Chiome...

Mustafà
Nere.

Lindoro
Guance...

Mustafà
Belle.

Lindoro
(Ah, mi perdo, mi confondo,ecc.)

Mustafà
Sei di ghiaccio? Sei di stucco? ecc.
Scena quarta
Spiaggia di mare. In qualche distanza un vascello rotto ad uno scoglio e disalberato dalla burrasca che viene di mano in mano crescendo. Varie persone sul bastimento in atto di disperazione. Arriva il legno dei Corsari: altri Corsari vengono per terra con Haly e cantano a vicenda i cori. Indi Isabella, e poi Taddeo
Coro di Corsari I
Quanta roba! Quanti schiavi!

Haly e coro II
Buon bottino! Viva, bravi!

Coro I
Non c'è male!

Haly e coro II
Starà meglio Mustafà.

Coro I
Ma una bella senza eguale
E'costei che vedi qua.
(Tra lo stuolo degli schiavi e persone che sbarcano,
comparisce Isabella).

Haly e coro
(osservandola)
E'un boccon per Mustafà.

Isabella
Cruda sorte! Amor tiranno!
Questo è il premio di mia fe'?
Non v'è orror, terror, nè affanno
Pari a quel ch'io provo in me.
Per te solo, o mio Lindoro,
Io mi trovo in tal periglio.
Da chi spero, o Dio, consiglio?
Chi conforto mi darà?

Coro
E' un boccon per Mustafà.

Isabella
Qua ci vuol disinvoltura,
Non più smanie, nè paura:
Di coraggio è tempo adesso,
Or chi sono si vedrà.
Già so per pratica
Qual sia l'effetto
D'un sguardo languido,
D'un sospiretto...
So a domar gli uomini
Come si fa.
Sian dolci o ruvidi,
Sian flemma o foco
Son tutti simili
a presso a poco...
Tutti la chiedono,
Tutti la bramano,
Da vaga femmina
Felicità.

Isabella
Già ci siam. Tanto fa. Convien portarla
Con gran disinvoltura.
Io degli uomini alfin non ho paura.
(Alcuni Corsari scoprono ed arrestano Taddeo.)

Taddeo
Misericordia...Aiuto...Compassione...
Io son...

Haly
Taci, poltrone. Uno schiavo di più.

Taddeo
(Ah, son perduto!)

Isabella
Caro Taddeo...

Taddeo
Misericordia...aiuto!

Isabella
Non mi riconosci più?

Taddeo
Ah!...si...ma...

Haly
Dimmi, chi è costei?

Taddeo
(Che ho da dir?)

Isabella
Son sua nipote.

Taddeo
Sì, nipote...Per questo
Io devo star con lei.

Haly
Di qual paese?

Taddeo
Di Livorno ambedue.

Haly
Dunque Italiani?

Taddeo
Ci s'intende.

Isabella
E me ne vanto.

Haly
Evviva, amici, evviva.

Isabella
E perchè mai tanta allegria?

Haly
Ah! Non so dal piacer dove io mi sia.
Prescelta da Mustafà sarete,s'io non sbaglio
La stella e lo splendor del suo serraglio.
(Parte con alcuni Corsari).
Scena quinta
Taddeo, Isabella e alcuni Corsari indietro.
Taddeo
Ah! Isabella...siam giunti a mal partito.

Isabella
Perchè?

Taddeo
Non hai sentito quella brutta parola?

Isabella
E qual?

Taddeo
Serraglio

Isabella
Ebben?...

Taddeo
Dunque bersaglio
Tu sarai d'un Bey? D'un Mustafà?

Isabella
Sarà quel che sarà. Io non mi voglio
Per questo rattristare.

Taddeo
E la prendi così?

Isabella
Che ci ho da fare?

Taddeo
O povero Taddeo!

Isabella
Ma di me non ti fidi?

Taddeo
Preso m'hai forse, anima mia, preso per un
babbeo? Di quel tuo cicisbeo...
Di quel Lindoro...io non l'ho visto mai,
Ma so tutto.

Isabella
L'amai prima di te: no'l nego. Ha molti mesi
Ch'ei d'Italia è partito: ed ora...

Taddeo
Ed ora se ne gia la Signora
A cercarlo in Gallizia...

Isabella
E tu...

Taddeo
Ed io col nome di compagno
Gliela dovea condur...

Isabella
E adesso?

Taddeo
E adesso con un nome secondo
Vo in un serraglio a far...lo pensi il mondo


Düetto


Isabella
Ai capricci della sorte
Io so far l'indifferente.
Ma un geloso impertinente
Io son stanca di soffrir.

Taddeo
Ho più flemma, e più prudenza
Di qualunque innamorato.
Ma comprendo dal passato
Tutto quel che può avvenir.

Isabella
Sciocco amante è un gran supplizio.

Taddeo
Donna scaltra è un precipizio.

Isabella
Meglio un Turco che un briccone.

Taddeo
Meglio il fiasco che il lampione.

Isabella
Vanne al diavolo in malora!
Più non vo'con te garrir.

Taddeo
Buona notte; sì... Signora.
Ho finito d'impazzir.

Isabella


(Ma in man de'barbari...senza un amico
Come dirigermi?...Che brutto intrico!
Che ho da risolvere? Che deggio far?
Che ho da risolvere? Che brutto affar!)

Taddeo
(Ma se al lavoro poi mi si mena...
Come resistere, se ho poca schiena?)

A due
(Che ho da risolvere? Che deggio far?)

Taddeo
Donna Isabella?...

Isabella
Messer Taddeo...

Taddeo
(La furia or placasi.)

Isabella
(Ride il babbeo.)

Taddeo
Staremo in collera?

Isabella
Che ve ne par?

A due
Ah,no: per sempre uniti,
Senza sospetti e liti,
Con gran piacere, ben mio,
Sarem nipote e zio;
E ognun lo crederà.

Taddeo
Ma quel Bey, Signora,
Un gran pensier mi dà.

Isabella
Non ci pensar per ora,
Sarà quel che sarà.
Scena sesta
Piccola sala, come alla scena prima. Lindoro, Elvira, e Zulma.

Zulma
E ricusar potresti
una sì bella
e sì gentil signora?

Lindoro
Non voglio moglie,
io te l'ho detto ancora.

Zulma
E voi che fate là?
quel giovinotto
non vi mette appetito?

Elvira
Abbasatanza provai,
cosa è marito.

Zulma
Ma già non c'è riparo.
Sposo e sposa vol che siate il Bey.
Quando ha deciso obbedito
esser vuole ad ogni patto.

Elvira
Che strano umor!

Zulma
Che tirannia da matto!

Lindoro
Zitto ei: ritorna.
Scena settima
Mustafà e detti.
Mustafà
Ascoltami, Italiano,
Un vascel veneziano
Riscattato pur or deve a momenti
Di qua partir. Vorresti
In Italia tornar?...

Lindoro
Alla mia patria?...Ah! qual grazia, o
Signor!... Di più non chiedo.

Mustafà
Teco Elvira conduci, e tel concedo.

Lindoro
(Che deggio dire?)

Mustafà
Va intanto del vascello
Il capitano a ricercare, e digli
A nome mio, ch'egli di qua non parta
Senza di voi.

Lindoro
(Pur ch'io mi tolga omai
Da si odiato soggiorno...
Tutto deggio accettar.) Vado e ritorno.
(Parte.)
Scena ottava
Elvira, Mustafà, Zulma, indi Haly
Elvira
Dunque degg'io lasciarvi?

Mustafà
Nell'Italia tu starai bene.

Haly
Viva: viva il Bey.

Mustafà
E che mi rechi, Haly?

Haly
Liete novelle.
Una delle più belle
Spiritose Italiane...

Mustafà
Ebben?...

Haly
Caduta
Testè con altri schiavi è in mano nostra

Mustafà
Or mi tengo da più del gran Sultano.
Elvira, adesso con l'Italian tu puoi
Affrettarti e partir. Zulma, con essi
Tu pure andrai. Con questa Signorina
Me la voglio goder, e agli uomini tutti
Oggi insegnar io voglio
Di queste belle a calpestar l'orgoglio.

Mustafà
Già d'insolito ardore nel petto
Agitare, avvampare mi sento:
Un ignoto soave contento
Mi trasporta e brillare mi fa.
(ad Elvira)
Voi partite... Nè più m'annoiate.
(a Zulma)
Tu va seco... Che smorfie...Obbedite.
(ad Haly)
Voi la bella al mio seno guidate.
V'apprestate a onorar la beltà.
Al mio foco, al trasporto, al desio,
Non resiste l'acceso cor mio:
Questo caro trionfo novello
Quanto dolce a quest'alma sarà.
(Parte con Haly e seguito.)
Scena nona
Zulma, Elvira, indi Lindoro.
Zulma
Vi dico il ver. Non so come si possa
Voler bene ad un uom di questa fatta...

Elvira
Io sarò sciocca e matta...
Ma l'amo ancor!

Lindoro
Madama è già disposto
Il vascello a salpar, e non attende
Altri che noi... Voi sospirate?...

Elvira
Almeno ch'io possa anco una volta
Riveder Mustafà. Sol questo io bramo.

Lindoro
Pria di partir dobbiamo
Congedarsi da lui. Ma s'ei vi scaccia,
Perchè l'amate ancor? Fate a mio modo:
Affrettiamoci a partir allegramente.
Voi siete finalmente
Giovine, ricca e bella, e al mio paese
Voi troverete quanti
Può una donna bramar mariti e amanti.
Scena decima
Sala magnifica. A destra un sofà pe'l Bey. In prospetto una ringhiera praticabile, sulla quale si vedono le femmine del serraglio. Mustafà seduto. All'intorno Eunuchi che cantano in coro, indi Haly
Coro di Eunuchi
Viva, viva il flagel delle donne,
Che di tigri le cangia in agnelle.
Chi non sa soggiogar queste belle
Venga a scuola dal gran Mustafà.

Haly
Sta qui fuori la bella Italiana...

Mustafà
Venga... Venga...

Coro
Oh! Che rara beltà.



-Scena undicesima
Isabella, Mustafà, gli Eunuchi.
Isabella
(Oh! Che muso, che figura!...
Quali occhiate!...Ho inteso tutto.
Del mio colpo or son sicura.
Sta a veder quel ch'io so far.)

Mustafà
(Oh! Che pezzo da Sultano!
Bella taglia!...viso strano...
Ah! M'incanta...m'innamora.
Ma convien dissimular.)

Isabella
Maltrattata dalla sorte,
Condannata alle ritorte...
Ah, voi solo, o mio diletto.
Mi potete consolar.

Mustafà
(Mi saltella il cor nel petto.
Che dolcezza di parlar!)

Isabella
(In gabbia è già il merlotto,
Nè più mi può scappar!
Del mio colpo or son sicura.
Oh! Che muso, che figura!...
Sta a veder quel ch'io so far.)

Mustafà
(Io son già caldo e cotto,
Nè più mi so frenar.
Ah! M'incanta...m'innamora.
Che taglia!... Ma bisogna simular.
Oh! Che pezzo!...Ma bisogna simular.)
Scena dodicesima
Taddeo respingendo Haly, che vuole trattenerlo, e detti
Taddeo
Vo'star con mia nipote,
Io sono il signor zio.
M'intendi? Sì, son io.
Va'via: non mi seccar.
Signor...Monsieur...Eccellenza...
(Ohimè!...Qual confidenza!...
Il Turco un cicisbeo
Comincia a diventar.
Ah, chi sa mai, Taddeo,
Quel ch'or tocca a far?)

Haly
Signor, quello sguaiato...

Mustafà
Sia subito impalato.

Taddeo
Nipote...ohimè...Isabella...
Senti, che bagatella?

Isabella
Egli è mio zio.

Mustafà
Cospetto! Haly, lascialo star.

Isabella
Caro, capisco adesso
Che voi sapete amar.

Mustafà
Non so che dir, me stesso,
Cara, mi fai scordar.

Taddeo
(Un palo addirittura?
Taddeo, che brutto affar!)

Haly
(Costui dalla paura
non osa più parlar.)
Scena tredicesima
Elvira, Zulma, Lindoro e detti
Elvira, Zulma, Lindoro
Pria di dividerci da voi, Signore,
Veniamo a esprimervi il nostro core,
Che sempre memore di voi sarà.

Isabella
(O ciel!)

Lindoro
(Che miro!)

Isabella
(Sogno?)

Lindoro
(Deliro? Quest'è Isabella!)

Isabella
(Quest'è Lindoro!)

Lindoro
(Io gelo.)

Isabella
(Io palpito.)

A due
(Che mai sarà?
Amore, aiutami per carità.)

Mustafà, Elvira, Zulma, Haly
(Confusi e stupidi, incerti pendono;
Non so comprendere tal novità.)

Isabella e Lindoro
(Oh, Dio, che fulmine! non so rispondere.
Amore, aiutami per carità.)

Taddeo
(Oh, Dio, che fremito! Oh, Dio, che spasimo!
Che brutto muso fa Mustafà.)

Isabella
Dite: chi è quella femmina?

Mustafà
Fu sino ad or mia moglie.

Isabella
Ed or?...

Mustafà
Il nostro vincolo,
Cara, per te si scioglie:
Questi, che fu mio schiavo,
Si dee con lei sposar.



Isabella
Col discacciar la moglie
Da me sperate amore?
Questi costumi barbari
Io vi farò cangiar.
Resti con voi la sposa...

Mustafà
Ma questa non è cosa...

Isabella
Resti colui mio schiavo,

Mustafà
Ma questo non può star.

Isabella
Andate dunque al diavolo.
Voi non sapete amar.

Mustafà
Ah! no...M'ascolta...acchetati...
(Ah! Costei mi fa impazzir.)

Elvira, Zulma, Lindoro
(ridendo)
(Ah! Di leone in asino
Lo fe' costei cangiar.)

Taddeo, Mustafà, Elvira, Isabella, Zulma, Lindoro,Haly
Va sossopra il mio cervello,
Sbalordito in tanti imbrogli;
Qual vascel fra l'onde e i scogli
Io sto/Ei sta presso a naufragar.

Coro
Va sossopra il suo cervello;
Ei sta presso a naufragar.

Elvira
Nella testa ho un campanello
Che suonando fa din din.

Isabella e Zulma
La mia testa è un campanello
Che suonando fa din din.

Lindoro e Haly
Nella testa ho un gran martello
Mi percuote e fa tac tà.

Taddeo
Sono come una cornacchia
Che spennata fa crà crà

Mustafà
Come scoppio di cannone
La mia testa fa bum bum.


ATTO SECONDO

Scena prima
Piccola sala come nell'atto I.
Elvira, Zulma, Haly e coro di Eunuchi.
Coro di Eunuchi
Uno stupido, uno stolto
Diventato è Mustafà.
Questa volta Amor l'ha colto:
Gliel'ha fatta come va.

Elvira, Zulma, Haly
L'Italiana è franca e scaltra.
La sa lunga più d'ogni altra.
Quel suo far sì disinvolto
Gabba i cucchi ed ei no'l sa.

Coro
Questa volta Amor l'ha colto:
Gliel'ha fatta come va.
Scena seconda
Mustafà e detti



Recitativo
Mustafà
Amiche, andate a dire all'Italiana
Che io sarò tra mezz'ora
A ber seco il caffè!

Zulma
Vi serviremo.

Elvira
Farò per compiacervi
Tutto quel ch'io potrò.

Zulma
Ma non crediate
Così facil l'impresa.E'finta...

Elvira
E'scaltra più assai che non credete.

Mustafà
Ed io sono un baggian? Sciocche che siete.
Haly, vien meco e voi
Recate l'ambasciata. Ah! Se riesce
Quello che io già pensai,
La vogliam veder bella.

Haly
E bella assai. (tutti partono)
Scena terza
Isabella e Lindoro
Isabella
Qual disdetta è la mia! Onor e patria
E fin me stessa oblio; su questo lido
Trovo Lindoro, e lo ritrovo infido!

Lindoro
(a Isabella che va per partire)
Pur ti riveggo... Ah, no, t'arresta,
Adorata Isabella, in che peccai,
Che mi fuggi così?

Isabella
Lo chiedi ancora?
Tu che sposo ad Elvira?...

Lindoro
Io! Di condurla,
Non di sposarla ho detto, e sol m'indussi
Per desio d'abbracciarti.

Isabella
E credete posso?

Lindoro
M'incenerisca un fulmine, se mai
Pensai tradire la nostra fede.

Isabella
(pensosa)
Hai core?
T'è caro l'amor mio, l'onor ti preme?

Lindoro
Che far degg'io?

Isabella
Fuggir dobbiamo insieme.
Quell'istesso vascel...Qualche raggiro
Qui bisogna intrecciar. Sai che una donna
Non v'ha di me più intraprendente e ardita.

Lindoro
Cara Isabella, ah, tu mi torni in vita.

Isabella
T'attendo nel boschetto. Inosservati
Concerteremo i nostri passi insieme.
Separiamoci per or.

Lindoro
Verrò, mia speme.
(Isabella parte)







Cavatina
Lindoro
Concedi,
Concedi, amor pietoso
A’miei sospir la calma
Consola omai quest’alma
Ch’e degna, ch’e degna, ch’e degna di pieta.
Consola omai quest’alma ch’e degna é di pieta
Consola quest’alma ch’e degna é di pieta

Lindoro

Voce che tenera
Mi parli alcore
Tu sei l’almabile
Voce d’amore
Che tanti palpiti
Che tanti palpiti
Cessar fara
Che tanti palpiti
Cessar fara
Si, si, Cessar fara
Al mio senla stringero
Al ben sen mi stringera
Ah! Com prendere non so
Tanta mi felicita
mi stringera la stringero,
mi stringera




Scena quarta
Mustafà, indi Taddeo, poi Haly con due Mori,i quali portano un turbante, un abito Turco, una sciabola, e coro di Eunuchi.
Recitativo
Mustafà
Ah! Se da solo a sola
M'accoglie l'Italiana...Il mio puntiglio
Con questa Signorina
E'tale ch'io ne sembro innamorato.

Taddeo
Ah! Signor Mustafà.

Mustafà
Che cosa è stato?

Taddeo
Abbiate compassion d'un innocente.
Io non v'ho fatto niente...

Mustafà
Ma spiegati...cos'hai?

Taddeo
Mi corre dietro quell'amico del palo.

Mustafà
Ah!...Ah!...capisco.
E'questa la cagion del tuo spavento?

Taddeo
Forse il palo in Algeri è un complimento?
Eccolo...Ohimè...

Mustafà
Non dubitare. Ei viene
D'ordine mio per onorarti. Io voglio
Mostrar quanto m'è cara tua nipote.
Perciò t'ho nominato
Mio grande Kaimakan.

Taddeo
Grazie, obbligato.

(Haly mette l'abito Turco a Taddeo, poi il turbante;
indi Mustafà gli cinge la sciabola. Intanto i Turchi,
con gran riverenza ed inchini, cantano il coro.)

Coro di Eunuchi
Viva il grande Kaimakan,
Protettor de' Mussulman.
Colla forza dei leoni,
Coll'astuzia dei serpenti,
Generoso il ciel ti doni
Faccia franca e buoni denti.
Protettor de' Mussulman,
Viva il grande Kaimakan.


Recitativo
Taddeo
Kaimakan! Io non capisco niente.

Mustafà
Vuol dir Luogotenente.

Taddeo
E per i meriti
Della nostra nipote a quest'impiego
La vostra Signoria m'ha destinato?

Mustafà
Appunto, amico mio.

Taddeo
Grazie: obbligato


Ho un gran peso sulla testa;
In quest'abito m'imbroglio.
Se vi par la scusa onesta,
Kaimakan esser non voglio,
E ringrazio il mio Signore
Dell'onore che mi fa.
(Egli sbuffa!...Ohimè!...Che occhiate!)
Compatitemi...ascoltatemi...
(Spiritar costui mi fa.
Qua bisogna fare un conto:
Se ricuso...il palo è pronto.
E se accetto?...è mio dovere
Di portargli candeliere.
Ah! Taddeo, che bivio è questo!
Ma quel palo?... Che ho da far?)
Kaimakan, Signor, io resto.
Non vi voglio disgustar.

Coro
Viva il grande Kaimakan,
Protettor de' Musulman.

Taddeo
Quanti inchini!...quanti onori!...
Mille grazie,miei Signori,
Non vi state a incomodar.
Per far tutto quel che posso,
Signor mio, col basto indosso,
Alla degna mia nipote
Or mi vado a presentar.
(Ah! Taddeo! Quant'era meglio
Che tu andassi in fondo al mar.)

Coro
Viva il grande Kaimakan,
Protettor de' Mussulman.

Taddeo
Grazie, quanti onori!...
Alla degna mia nipote
Or mi vado a presentar.
Scena quinta
Appartamento magnifico a pian terreno con una loggia deliziosa in prospetto, che corrisponde al mare. A destra l'ingresso e varie stanze. Isabella innanzi ad uno specchio grande portatile, che finisce d'abbigliarsi alla Turca.Elvira e Zulma, poi Lindoro, Mustafà e Taddeo.

Recitativo
Zulma
Buon segno pel Bey
Elvira
Quando s’abbiglia la donna vuol piacer


Isabella
Dunque a momenti
Il Signor Mustafà mi favorisce
A prendere il caffè? Quanto è grazioso
Il Signor Mustafà.
Ehi...Schiavo...Chi è di là?

Lindoro
Che vuol, Signora?

Isabella
Asinaccio, due volte
Ti fai chiamar?...Caffè.

Lindoro
Per quanti?

Isabella
Almen per tre.

Elvira
Se ho ben inteso
Con voi da solo a sola
Vuol prenderlo il Bey.

Isabella
Da solo a sola?...
E sua moglie mi fa tali ambasciate?

Elvira
Signora...

Isabella
Andate...Andate...
Arrossisco per voi.

Elvira
Ma che cosa ho da fare?

Isabella
Io v'insegnerò. Va in bocca al lupo
Chi pecora si fa. Sono le mogli
Fra noi quelle che formano i mariti.
Orsù: fate a mio modo. In questa stanza
Ritiratevi.

Elvira
E poi?

Isabella
Vedrete come a Mustafà farò drizzar la testa

Zulma
(Che spirito ha costei!)

Elvira
(Qual donna è questa!)

Isabella
(alle schiave)
Voi restate (a momenti
Ei sarà qui): finiamo d'abbigliarci.
Ch'egli vegga...Ah! Sen viene:
Or tutta l'arte a me adoprar conviene.

(Si mette ancora allo specchio abbigliandosi servita
dalle schiave. Mustafà, Taddeo, Lindoro restano
indietro, ma in situazione di veder tutto.)



Isabella
Per lui che adoro,
Ch'è il mio tesoro,
Più bella rendimi,
Madre d'amor.
Tu sai se l'amo,
Piacergli io bramo:
Grazie, prestatemi
Vezzi e splendor.
(Guarda, guarda, aspetta, aspetta...
Tu non sai chi sono ancor.)

Mustafà
(Cara!...Bella! Una donna
Come lei non vidi ancor.)

Taddeo e Lindoro
(Furba!...Ingrata! Una donna
Come lei non vidi ancor.)



Isabella
Questo velo è troppo basso...
Quelle piume un po' girate...
No, così...Voi m'inquietate...
Meglio sola saprò far.
Bella quanto io bramerei
Temo a lui di non sembrar.
Per lui che adoro, ecc.
(Turco caro, già ci sei,
Un colpetto, e dei cascar.)

Lindoro, Taddeo e Mustafà
(Oh, che donna è mai costei!...
Faria ogn'uomo delirar.)
(Isabella parte, le schiave si ritirano.)
Scena sesta
Mustafà, Taddeo, Lindoro, poi Isabella e Elvira.
Mustafà
Io non resisto più: questa Isabella
E' un incanto: io non posso
Più star senza di lei...
Andate... e conducetela
Lindoro
Votosto (cosi parlero)
Mustafa
Vanne tu pure… fa presto
Va… che fai?
Taddeo
Ma adesso… or io, che son Kaimakan…ve de…
Mustafa
Cercarla, chiamarla
E qui con durla é tuo dover.
Taddeo
İsabella… Isabella…(oh mestier!)
Lindoro
Signor, la mia padrona
A momenti é con voi
Mustafa
(Dimmi: scoperto hai qualce cosa?)
Lindoro
(In confidenza acceso é il di lei cor: ma ci vuol flemma)
Mustafa
(Ho inteso)
Senti, Kaimakan, quando io starnuto
Levati tosto, e lasciami con lei.

Taddeo
(Ah! Taddeo de'Taddei, a qual cimento...
A qual passo sei giunto!...)

Mustafà
Ma che fa questa bella?

Lindoro
Eccola appunto.
(Entra Isabella)

Ouintetto
Mustafà
Ti presento di mia man
Ser Taddeo Kaimakan.
Da ciò apprendi quanta stima
Di te faccia Mustafà.

Isabella
Kaimakan? A me t'accosta.
Il tuo muso è fatto a posta.
Aggradisco, o mio Signore,
Questo tratto di bontà.

Taddeo
Pe'tuoi meriti, nipote,
Son salito a tanto onore.
Hai capito? Questo core
Pensa adesso come sta.

Lindoro
(a Mustafà in disparte)
Osservate quel vestito,
Parla chiaro a chi l'intende,
A piacervi adesso attende,
E lo dice a chi no'l sa.

Isabella
Ah, mio caro.

Mustafà
Eccì...

Isabella e Lindoro
Viva.

Taddeo
(Ci siamo.)

Isabella
Ah!...

Mustafà
Eccì...

Taddeo
(Crepa. Fo il sordo.)

Mustafà
(Maledetto quel balordo
Non intende e ancor qui sta.)
Eccì...

Taddeo
(Ch'ei starnuti finchè scoppia/vuole:
Non mi movo via di qua.)

Isabella e Lindoro
(L'uno spera e l'altro freme.
Di due sciocchi uniti insieme,
Oh, che rider si farà!)

Isabella
Ehi!...Caffè...
(Due Mori portano il caffè.)

Lindoro
Siete servita.

Isabella
(Va a levar Elvira.)
Mia Signora, favorite.
E' il marito che v'invita:
Non vi fate sì pregar.

Mustafà
(Cosa viene a far costei?)

Isabella
Colla sposa sia gentile...

Mustafà
(Bevo tosco...sputo bile.)

Taddeo
(Non starnuta certo adesso.)

Lindoro
(E' ridicola la scena.)

Mustafà
(Io non so più simular.)

Isabella
Via, guardatela...

Mustafà
(sottovoce a Isabella)
Briccona!

Isabella
E' si cara!...

Mustafà
(E mi canzona!)

Elvira
Un'occhiata...

Mustafà
Mi lasciate.

Lindoro
Or comanda?...

Isabella
Compiacenza...

Elvira
Sposo caro...

Isabella
Buon padrone...

Taddeo
(Non starnuta.)

Elvira, Isabella, Lindoro, Taddeo
Ci/La dovete consolar.

Mustafà
Andate alla malora.
Non sono un babbuino...
Ho inteso, mia Signora,
La noto a taccuino.
Tu pur mi prendi a gioco,
Me la farò pagar.
Ho nelle vene un foco,
Più non mi so frenar.

Tutti
Sento un fremito...un foco, un dispetto...
Agitato(a), confuso(a)...fremente...
Il mio core...la testa...la mente...
Delirando... perdendo si va.
In sì fiero contrasto e periglio
Chi consiglio, conforto mi dà?
Scena settima
Piccola sala, come alla scena prima dell'atto II.
Haly solo
Haly
Con tutta la sua boria
Questa volta il Bey perde la testa.
Ci ho gusto. Tanta smania
Avea d'una Italiana...Ci vuol altro
Con le donne allevate in quel paese,
Ma va ben ch'egli impari a proprie spese.

Haly
Le femmine d'Italia
Son disinvolte e scaltre.
E sanno più dell'altre
L'arte di farsi amar.
Nella galanteria
L'ingegno han raffinato:
E suol restar gabbato
Chi le vorrà gabbar. (parte)


Scena ottava
Taddeo e Lindoro
Taddeo
E tu speri di togliere Isabella
Dalle mani del Bey?

Lindoro
Questa è la trama.
Ch'ella vi prega e brama,
Che abbiate a secondar.

Taddeo
Non vuoi?...Per bacco!
Già saprai chi son io.

Lindoro
Non siete il signor zio?

Taddeo
Ti pare?

Lindoro
Come?...Come?...

Taddeo
Tu sai quel che più importa
E ignori il men? D'aver un qualche amante
Non t'ha mai confidato la Signora?

Lindoro
So che un amante adora: è per lui solo
Ch'ella...

Taddeo
Ebbene. Son quell'io.

Lindoro
Me ne consolo. (ah! ah!)



Scena nona
I detti
Taddeo
Ti giuro, amico, che in questo brutto intrico
altro conforte non ho che il suo amore;
prima d'adesso non era, tel confesso,
di lei troppo contento;
avea sospetto che d'un certo Lindoro,
suo primo amante, innamorat ancora,
volesse la signora farsi gioco di me;
ma adesso ho visto che non v'ha cicisbeo
che la possa staccar dal suo Taddeo.

Lindoro
Viva viva! (ah! ah!...)
ma zitto: appunto vien Mustafà.
Coraggio, secondate con arte il mio parlare;
vi dirò poi quel che avete a fare.
Scena decima
Mustafà e detti
Mustafà
Orsù: la tua nipote con chi crede
D'aver a che far? Preso m'avria costei
Per un de'suoi babbei?

Lindoro
Ma perdonate. Ella a tutto è disposta.

Taddeo
E vi lagnate?

Mustafà
Dici davvero?

Lindoro
Sentite. In confidenza
Ella mi manda a dirvi
Che spasima d'amor.

Mustafà
D'amore?

Lindoro
M'ha detto infin,
Che a rendervi di lei sempre più degno,
Ella ha fatto il disegno,
Con gran solennità fra canti e suoni,
E al tremolar dell'amorose faci,
Di volervi crear suo Pappataci.

Mustafà
Pappataci! Che mai sento!
La ringrazio. Son contento.
Ma di grazia, Pappataci
Che vuol poi significar?

Lindoro
A color che mai non sanno
Disgustarsi col bel sesso,
In Italia vien concesso
Questo titol singolar.

Taddeo
Voi mi deste un nobil posto.
Or ne siete corrisposto.
Kaimakan e Pappataci
Siamo là: che ve ne par?

Mustafà
L'Italiane son cortesi,
Nate son per farsi amar.

Lindoro e Taddeo
(Se mai torno a'miei paesi,
Anche questa è da contar.)

Mustafà
Pappataci...

Lindoro
E' un bell'impiego.

Taddeo
Assai facil da imparar.

Mustafà
Ma spiegateni, vi prego:
Pappataci, che ha da far?

Lindoro e Taddeo
Fra gli amori e le bellezze,
Fra gli scherzi e le carezze,
Ei dee dormire, mangiare e bere,
Dee dormire, e poi mangiar.
Pappataci dee mangiar,
Pappataci dee dormir.
Pappataci deve ber,
Pappataci ha da dormir,
Pappataci ha da goder.

Mustafà
Bella vita!...Oh, che piacer!...
Io di più non so bramar.
Pappataci dee mangiar,
Pappataci dee dormir,
Pappataci...e ber, mangiar.
Scena undicesima
Appartamento magnifico come alla scena quinta. Taddeo, Lindoro, indi Isabella, e un coro di Schiavi Italiani.
Taddeo
Tutti i nostri Italiani
Ottener dal Bey spera Isabella?

Lindoro
E li ottiene senz'altro.

Taddeo
Ah! saria bella!
Ma con qual mezzo termine?

Lindoro
Per far la cerimonia



Taddeo
Ih...Ih...Ih...

Lindoro
Di loro altri saran vestiti
Da Pappataci, ed altri
Qui a suo tempo verran sopra il vascello.

Taddeo
Ih...Ih...gioco più bello
Non si può dar. Ma eccola...Per bacco!
Seco ha gli schiavi ancor.

Lindoro
N'ero sicuro.

Taddeo
Quanto è brava costei!

Lindoro
Con due parole
Agli sciocchi fa far quello che vuole.

Coro di schiavi Italiani
Pronti abbiamo e ferri e mani
Per fuggir con voi di qua,
Quanto vaglian gl'Italiani
Al cimento si vedrà.

Isabella
Amici, in ogni evento
M'affido a voi. Ma già fra poco io spero,
Senza rischio e contesa,
Di trarre a fin la meditata impresa.
Perchè ridi, Taddeo? Può darsi ancora
Ch'io mi rida di te.
(a Lindoro) Tu impallidisci,
Schiavo gentil? Ah! Se pietà di desta
Il mio periglio, il mio tenero amor,
Se parlano al tuo core
Patria, dovere e onore, dagli altri apprendi
A mostrarti Italiano; e alle vicende
Della volubil sorte
Una donna t'insegni ad esser forte.
Pensa alla patria, e intrepido
Il tuo dover adempi:
Vedi per tutta Italia
Rinascer gli esempi
D'ardir e di valor.
(a Taddeo) Sciocco! Tu ridi ancora?
Vanne, mi fai dispetto.
(a Lindoro) Caro, ti parli in petto
Amore, dovere, onor,
Amici in ogni evento...

Coro
Andiam. Di noi ti fida.

Isabella
Vicino è già il momento...

Coro
Dove ti par ci guida.

Isabella
Se poi va male il gioco...

Coro
L'ardir trionferà.

Isabella
Qual piacer! Fra pochi istanti
Rivedrem le patrie arene.
(Nel periglio del mio bene
Coraggiosa amor mi fa.)

Coro
Quanto vaglian gl'Italiani
Al cimento si vedrà.
(Partono tutti meno Taddeo.)
Scena dodicesima
Taddeo, indi Mustafà
Recitativo
Taddeo
Che bel core ha costei! Chi avria mai detto
Che un sì tenero affetto
Portasse al suo Taddeo?...Far una trama,
Corbellar un Bey, arrischiar tutto
Per esser mia...

Mustafà
Kaimakan...

Taddeo
Signor?

Mustafà
Tua nipote dov'è?

Taddeo
Sta preparando quello ch'è necessario
Per far la cerimonia. Ecco il suo schiavo,
Che qui appunto ritorna, e ha seco il coro
De' Pappataci.

Mustafà
E d'onorarmi dunque
La bella ha tanta fretta?

Taddeo
E'l'amor che la sprona.

Mustafà
Oh, benedetta.

Recitativo
Haly
E puo latua padrona
Credere all’Italiana?
Zulma
E che vuoi far?
Da tuto quel che pare,
Ella non cura
Gli amori del Bey,
Anzi s’impegna di regolar ne
Le sue pazze voglie
sin che torni ad amar
la propria moglie
che vuoi di piu?
Haly
Sara; ma aquale oggetto
donar tante bottiglie di liquori agli Eunuchi
ed ai Mori?
Zulma
Per un giuoco, anzi per una festa
Che dar vuole al Bey.
Haly
Ah!..Ah!.. scommetto che costei gliela fa

Zulma
Suo danno
Ho gusto
Lascia pur che il babbeo facia a suo modo
Haly
Per me vede
Non parlo, e me la godo




Scena tredicesima
Lindoro con un coro di Pappataci e detti.
Lindoro
Dei Pappataci s'avanza il coro:
La cerimonia con gran decoro
Adesso è tempo di cominciar.

Coro di Pappataci
I corni suonino, che favoriti
Son più dei timpani nei nostri riti,
E intorno facciano l'aria eccheggiar.

Taddeo
Le guancie tumide, le pancie piene,
Fanno conoscere che vivon bene.

Lindoro e Taddeo
(Ih...ih...dal ridere sto per schiattar.)

Mustafà
Fratei carissimi, fra voi son lieto.
Se d'entrar merito nel vostro ceto
Sarà una grazia particolar.

Coro
Cerca i suoi comodi chi ha sale in zucca.
Getta il turbante, metti parrucca,
Leva quest'abito, che fa sudar.
(Levano il turbante e l'abito a Mustafà e gli mettono
in testa parrucca e l'abito di Pappataci.)

Mustafà
Quest'è una grazia particolar.

Lindoro e Taddeo
(Ih...ih...dal ridere sto per schiattar.)
Scena quattordicesima
Isabella e detti
Isabella
Non sei tu che il grado eletto
Brami aver di Pappataci?
Delle belle il prediletto
Questo grado ti farà.
Ma bisogna che tu giuri
D'eseguirne ogni dover.

Mustafà
Io farò con gran piacere
Tutto quel che si vorrà.

Coro
Bravo, ben: così si fa.

Lindoro
State tutti attenti e cheti
A sì gran solennità.
(A Taddeo dandogli un foglio da leggere)
A te: leggi.
(A Mustafà) E tu ripeti
Tutto quel ch'ei dirà.
(Taddeo legge e Mustafà ripete tutto verso per verso.)

Taddeo e Mustafà
Di veder e non veder,
Di sentir e non sentir,
Per mangiare e per goder
Di lasciare e fare e dir,
Io qui giuro e poi scongiuro
Pappataci Mustafà.

Coro
Bravo, ben: così si fa.

Taddeo e Mustafà
(come sopra)
Giuro inoltre all'occasion
Di portare torcia e lampion.
E se manco al giuramento
Più non abbia un pel sul mento.
Io qui giuro e scongiuro
Pappataci Mustafà.

Coro
Bravo, ben: così si fa.

Lindoro
Qua la mensa.
(Si porta un tavolino con vivande e bottiglie.)

Isabella
Ad essa siedano Kaimakan e Pappataci.

Coro
Lascia pur che gli altri facciano:
Tu qui mangia, bevi e taci.
Questo è il rito primo e massimo
Della nostra società.
(il coro parte)

Tadeo e Lindoro
Buona cosa è questa qua.

Isabella
Or si provi il candidato. Caro...

Lindoro
Cara...

Mustafà
Ehi!...Che cos'è?

Taddeo
Tu non fai quel ch'hai giurato!
Or t'insegno. Bada a me.

Isabella
Vieni o caro.

Taddeo
Pappataci.
(Mangia di gusto senza osservar gli altri.)

Lindoro
Io t'adoro.

Taddeo
Mangia e taci.

Mustafà
Basta, basta. Ora ho capito.
Saper far meglio di te.
Aver capito, saper far meglio di te.

Lindoro e Taddeo
(Che babbeo, che scimunito!
Me la godo per mia fè.)

Isabella
Così un vero Pappataci
Tu sarai da capo a piè,
Così un vero Pappataci
Resterai da capo a piè.
Scena quindicesima
Comparisce un vascello, che s'accosta alla loggia con marinari, e Schiavi Europei, che cantano in coro.
Coro di schiavi
Son l'aure seconde, son placide l'onde,
Tranquille son l'onde,
Su presto salpiamo: non stiamo più a tardar.

Lindoro
Andiam, mio tesoro.

Isabella
Son teco, Lindoro.

A due
C'invitano adesso la patria e l'amor.

Taddeo
Lindoro!...Che sento? Quest'è un tradimento.
Gabbati, burlati, noi siamo, o Signor.

Mustafà
Io son Pappataci.

Taddeo
Ma quei...

Mustafà
Mangia e taci.



Taddeo
Ma voi...

Mustafà
Lascia far.

Taddeo
Ma io...

Mustafà
Lacia dir.

Taddeo
Ohimè!...Che ho da far? Restar, o partir?
V'è il palo, se resto: se parto, il lampione
Lindoro, Isabella: son qua colle buone,
A tutto m'adatto, non so più che dir.

Isabella e Lindoro
Fa' presto, se brami con noi venir.
Scena sedicesima
Elvira, Zulma, Haly, coro di Eunuchi e detti
Zulma e Haly
Mio Signore...

Elvira
Mio marito...

Elvira, Zulma, Haly
Cosa fate?

Mustafà
Pappataci.

Elvira, Zulma, Haly
Non vedete?

Mustafà
Mangia e taci.
Pappataci. Mangia e taci.
Di veder e non veder,
Di sentir e non sentir,
Io qui giuro e poi scongiuro
Pappataci Mustafà.

Elvira, Zulma, Haly
Egli è matto.

Isabella, Lindoro, Taddeo
Il colpo è fatto.

Elvira, Zulma, Haly
L'Italiana se ne va.

Mustafà
Come...come...ah, traditori.
Presto, Turchi...Eunuchi...Mori.

Elvira, Zulma, Haly
Son briachi tutti quanti.

Mustafà
Questo scorno a Mustafà?

Coro di schiavi
Chi avrà cor di farsi avanti
Trucidato alfin cadrà.

Mustafà
Sposa mia; non più Italiane.
Torno a te. Deh! Mi perdona...

Elvira, Zulma, Haly
Amorosa, docil, buona,
Vostra moglie ognor sarà.

Isabella, Lindoro, Taddeo
Andiamo...

Elvira, Zulma, Haly
Buon viaggio!



Isabella, Lindoro, Taddeo
...Padroni!

Elvira, Zulma, Haly
Stian bene!

Isabella, Lindoro, Taddeo
Possiamo contenti
Lasciar queste arene.
Timor, nè periglio
Per noi più non v'ha.

Elvira, Zulma, Haly
Potete contenti
Lasciar queste arene.
Timor, nè periglio
Per voi più non v'ha.

Tutti
La bella Italiana
Venuta in Algeri
Insegna agli amanti
Gelosi ed alteri,
Che a tutti, se vuole,
La Donna la fa.

FINE






Cezayir'de Bir İtalyan Kızı

Mustafa (basso) Cezayir Beyi
Elvira (soprano) Mustafa’nın eşi
Zulma (mezzo-soprano) Elvira’nın güvenilir kölesi
Haly (basso) Cezayirli korsanların kaptanı
Lindoro (tenor) İtalyan genç, İsabella’nın sevgilisi, Mustafa’nın favori kölesi
Isabella (contralto) İtalyan Kız
Taddo (komik basso) Isabella’nın arkadaşı

Saray haremağaları, Cezayirli korsanlar, İtalyan köleler, Saray’ın kadınları, köleler, Avrupalılar, denizciler.
Sahne Cezayir’de canlandırılmaktadır.


PERDE 1


Sahne I
Beyin ve eşinin dairelerine ortak açılan küçük bir salon. Ortada bir sofa. Elvira sofaya oturmuş. Yanında Zulma. Etraflarında Saray Haremağaları korosu. Haly ve ardından Mustafa

Haremağaları Korosu
Hüzünlü serenatlar:
Kaderinizden şikayet etmeyin
Burada kadınlar
Sadece acı çekmek için doğarlar

Elvira
Ah anlıyorum, ama mutsuzum!
Kocam artık beni sevmiyor.

Zulma
Soğukkanlı olmak gerekir; ve onun en çok göz diktiği şey budur.
Şimdi bunu inkâr etmek nafile.

Koro
Burada kızlar
Hizmet etmek için doğarlar

Haly (içerden)
Bey!

Zulma
Ah! Hanımefendi… size yalvarırım.

Elvira
Yapacak neyim var?
(Mustafa girer)


Koro (diğer yanda)
(Onun için bu katı yüz
Bana çok az umut veriyor)

Mustafa
Kadınlarda kibir
Güç, delice ihtişam…
Burada sizden boşu boşuna bunu sunmanız bekleniyor.
Bunu Mustafa istiyor.

Zulma
Hadi, cesaret hanımım.

Haly
Kötü bir onbeş dakika.

Elvira
Kendime hiç dikkat etmiyorum.
Artık her şeyi deneyeceğim.

Koro (diğer yanda)
(Onun için bu katı yüz
Bana çok az umut veriyor)

Zulma
Hadi, cesaret hanımım.

Elvira
Beyim, bu sıkıntılar için
Ki artık sizden saklamıyorum…

Mustafa
Canım, kulak zarımı patlattın.
Sana samimi ve dobra konuşuyorum.
Daha fazla suratını ekşitmeni istemiyorum.
Seninle ne yapacağımı bilemiyorum.

Elvira
Ahh! Beyim…ama…eğer…

Haly, Zulma, Elvira ve Koro
(Oh! Ne acayip bir kafa!
Oh! Ne kaba bir kibir!
Bir yapraktan daha değişken
Kalbi bir arzudan diğerine gidiyor.
Kadınların pohpohlarını ve güzelliklerini ezerek.

Mustafa
Bir yapraktan daha değişken
Kalbim bir arzudan diğerine gidiyor.
Kadınların pohpohlarını ve güzelliklerini ezerek.

Elvira
Beyim…dinleyin…şayet…

Mustafa
Canım, kulak zarımı patlattın.
Seninle ne yapacağımı bilemiyorum.

Hepsi
Bir yapraktan daha değişken, vs…

Mustafa
Hepiniz çekilin. Haly sen kal.
(Elvira, Zulma ve Haremağaları çıkarlar)


Sahne II

Mustafa ve Haly

Mustafa
Biliyor musun karımdan yana çok tatsızım.
Daha fazla dayanamıyorum.
Onu defetmek… kötü.
Tutmak…daha da kötü. Böylece
Onun Lindoro’yu koca olarak almasına karar verdim.

Haly
Ama nasıl? O Türk değil mi?

Mustafa
Beni ne ilgilendirir ki?

Haly
Ama Muhammed’e inanan…
Kanun böyle bir karışıklığa izin vermez.

Mustafa
Kaprisimden başka kanunum yoktur.
Beni anlıyor musun?

Haly
Evet Beyim…

Mustafa
Dinle beni…
İyi bir saat geçirmek için
Kölelerimin arasından hoşuma giden birini
Bulamıyorum. Çok fazla okşamalar,
Çok fazla surat ekşitmeler benim zevkime hitap etmiyor.

Haly
Peki ben ne yapabilirim?
Mustafa
Sen bana bir İtalyan kızı bulmalısın.
Pek çok aşığa acı çektiren o
Küçük hanımefendilerden birini çok istiyorum.

Haly
Ben size hizmet etmek isterdim, ama benim korsanlarım…
Denizin dönekliği…

Mustafa
Eğer altı günde bana onu bulmazsan, ve kurnazlık yapmaya kalkarsan
Seni kazığa oturttururum.
(dairesine çekilir)

Haly
Başka bir şeye ihtiyacım yok.
(Gider)




Sahne III

Lindoro yalnızdır. Sonra Mustafa gelir.

Lindoro
Bir güzel için erimek
Ve ondan uzak durmak
Bir kalbin tadabileceği
En acımasız işkencedir.
Belki zamanı gelecek,
Ama henüz buna ümit bağlamıyorum.
Ruhum mutlu.
Acılar içinde
Sadece huzuru,
Kendi iyiliğini düşünürken buluyor.
Ve daima sabırla
Aşk içinde kalıyor.

Lindoro
Ah! Kimbilir ne zaman
İtalya’ya dönebileceğim? Artık 3 ay oldu
Bu krallık ülkelerinde
Köle olduğum, ve benim en çok uzakta olduğum…

Mustafa
Dinle İtalyan, sana eş vermek istiyorum.

Lindoro
Bana? Ne duyuyorum? (Aman Tanrım)
Ama nasıl?... Bu ülkede…

Mustafa
Bunu düşünmemelisin. Gel… ve göreceksin
Güzel bir yüz, güzel bir kalp ve geriye kalan her şey.

Lindoro
(O zavallı aşkım! Ne karışık bir iş!)

Lindoro
Eğer eş almaya meyilli olsaydım
Çok şey gerekirdi.
Yüz gelinin içinde ancak bir tanesi
Her şeye birden sahip olabilir.

Mustafa
Güzellik mi istiyorsun? Zenginlik mi istiyorsun?
Zarafet?... aşk?...Seni avutur mu?
Hepsini sadece bu bir kişide bulacaksın.
Eşsiz bir kadın.

Lindoro
Meselâ, onun samimi olmasını
İsterdim…ve iyi.

Mustafa
Tamamen kendisi.

Lindoro
Meselâ, ben
İki güzel göz isterdim...

Mustafa
Onlar iki yıldız…

Lindoro
Saçlar…

Mustafa
Siyah

Lindoro
Yanaklar…

Mustafa
Güzel

Lindoro
Saçlar…

Mustafa
Siyah


Lindoro
Yüz…

Mustafa
Güzel

Lindoro
(Her yönden tökezliyorum.
Ne demeliyim? Ne yapmalıyım?)

Mustafa
Sevgili arkadaşım, kurtuluş yok.
Onu görünce, yıkılacaksın.

Lindoro
(Her yönden kafam karışık,
Ne demeliyim? Ne yapmalıyım?
Ah, kendimi kaybediyorum, kafam karışıyor.
Ne melun karışık iş:
Aşkı duyuyorum, göğsümün içinde
Kalbimi çekiçleyerek kendini hissettiriyor.)

Mustafa
Çabuk gidelim
Buzdan mısın? Duvar sıvasından mı?
Gel, gel: Seni durduran nedir?
Bunun gibi bir eş,
İnan bana, hoşuna gidecek.
Gel gidelim.

Lindoro
Güzel gözleri var…

Mustafa
Onlar iki yıldız.

Lindoro
Samimi…ve iyi.

Mustafa
Tam kendisi.

Lindoro
Saçlar…

Mustafa
Siyah.

Lindoro
Yanaklar…


Mustafa
Güzeller.

Lindoro
(Ah kendimi kaybediyorum, kafam karışıyor, vs..)

Mustafa
Buzdan mısın? Duvar sıvasından mı? Vs..



Sahne IV

Kumsal. Biraz uzakta yavaş yavaş büyüyerek gelen fırtınaya direnemeyen bir yelkenli kayada parçalanmış ve direği kırılmış haldedir. Gemide ümitsizliğe kapılmış türlü insan vardır. Korsanların gemisi gelir: diğer korsanlar Haly ile birlikte karaya gelirler ve olay karşısında koro ile söylerler. Önce Isabella sonra Taddeo

Korsanların Korosu I
Ne çok eşya! Ne çok köle!

Haly ve Koro II
İyi ganimetler! Yaşayın! Bravo!

Koro I
Fena değil!

Haly ve Koro II
Mustafa daha iyi olacak.

Koro I
Benzersiz bir güzellik
Burada gördüğün bayan.
(Köle kalabalığının ve gemiden inenlerin arasında
Isabella görünür.)

Haly ve Koro
(Ona – Isabella’ya- bakarak)
Tam Mustafa’lık bir lokma.

Isabella
Acemi şansı! Zalim aşk!
Sadakâtımın ödülü bu mu?
Ne korku, ne terör ne de soluk kesilmesi var
İçimde hissettiğime eşit.
Sadece senin için, ah benim Lindoro’m
Kendimi böyle bir tehlikeye atıyorum.
Ah Tanrım, kimden tavsiye bekleyebilirim?
Kim beni teselli edecek?



Coro
Tam Mustafa’lık bir lokma.

Isabella
Burada uçarılılık lazım.
Daha fazla endişe veya korku değil.
Şimdi cesaretin zamanıdır;
Şimdi benim kim olduğumu görecekler.
Tecrübelerim sonucunda biliyorum
Etkisi nedir
Cansız bir bakışın,
Önemsiz bir iç çekişin.
Erkekleri evcilleştirmek için
Ne yapılması lâzım biliyorum.
Nazik veya kaba olsunlar,
Soğuk veya ateşli olsunlar,
Hepsi birbirine benzerler
Aşağı yukarı…
Hepsi isterler,
Hepsi arzu ederler,
Hoş bir bayandan
Mutluluk.

Isabella
İşte buradayız. Zaten n’olacak. En uygunu onu götürmek
Büyük bir havailikle.
Ben neticede erkeklerden korkmuyorum.
(Bazı korsanlar Taddeo’yu keşfederler ve onu tutuklarlar)

Taddeo
Merhamet…İmdat…Acıyın…
Ben…

Haly
Sus, tembel. Bir köle daha.

Taddeo
(Ah, kayboldum!)

Isabella
Sevgili Taddeo…

Taddeo
Merhamet…İmdat

Isabella
Beni artık tanımıyor musun?

Taddeo
Ah! evet…ama


Haly
Söyle, o kim?

Taddeo
(Ne söylemeliyim?)

Isabella
Onun yeğeniyim.

Taddeo
Evet, yeğenim…Bunun için
Onunla kalmalıyım.

Haly
Hangi şehirden?

Taddeo
İkimiz de Livorno’dan

Haly
Yani İtalyan mısınız?

Taddeo
Anlaşıldığı üzere.

Isabella
Ve bununla övünüyorum.

Haly
Yaşayın, arkadaşlar, yaşayın.

Isabella
Ve neden bu kadar neşe?

Haly
Ah! Mutluluktan nerede olduğumu bilmiyorum.
Mustafa tarafından seçildiniz, yanılmıyorsam,
Sarayının yıldızı ve ışıltısı olacaksınız.
(Bazı korsanlarla gider)














Sahne V

Taddeo, Isabella ve arkalarında bazı korsanlar.

Taddeo
Ah! Isabella…Kötü bir gidişata vardık.

Isabella
Neden?

Taddeo
O kötü sözü duymadın mı?

Isabella
Hangisini?

Taddeo
Saray

Isabella
Yani?

Taddeo
Demek ki hedef,
Sen bir Bey’e ait olacaksın? Bir Mustafa’ya?

Isabella
Ne olacaksa olsun. Ben istemiyorum
Bunun için kendimi üzmeyi.

Taddeo
Yani bunu böylece kabul mü ediyorsun?

Isabella
Ne yapabilirim?

Taddeo
Oh zavallı Taddeo!

Isabella
Ama bana güvenmiyor musun?

Taddeo
Ruhum, belki de beni,
Bir aptal sandın? Senin yiğitini…
Senin Lindoro’nu…ben hiç görmedim.
Ama her şeyi biliyorum.

Isabella
Onu senden önce sevmiştim. Bunu inkâr etmiyorum. Aylar oldu
İtalya’dan ayrılalı: ve şimdi…

Taddeo
Ve şimdi Hanımefendi
Onu Galicia’da arıyor.

Isabella
Ve sen…

Taddeo
Ve dostluğumuz adına
Ona eşlik etmem gerekiyor.

Isabella
Ve şimdi?

Taddeo
Ve şimdi ikinci bir isimle
Bir haremde ne yapılır biliyorum…ben dünyayı düşünüyorum.

Isabella
Talihin kaprislerine
Kayıtsız kalmasını biliyorum.
Ama kıskanç bir yüzsüze
Katlanmak için yorgunum.

Taddeo
Daha fazla soğukkanlılığa, daha fazla tedbire
Sahibim herhangi bir aşığın sahip olduğundan.
Ama geçmişten anlıyorum
Tüm başımıza gelebilecekleri.

Isabella
Aptal aşık büyük bir ızdıraptır.

Taddeo
Kurnaz kadın bir uçurumdur.

Isabella
Bir Türk, bir dolandırıcıdan daha iyidir.

Taddeo
Fiyasko, sokak lambasından daha iyidir.

Isabella
Yıkılmış şeytana koş!
Daha fazla seninle atışmak istemiyorum.

Taddeo
İyi geceler; Evet…hanımefendi
Delirmeyi bitirdim.


Isabella
(Ama barbarların elinde…bir arkadaşsız
Nasıl kendimi idare ederim? Ne çirkin bir karışıklık.
Nedir çözmem gereken? Görevim nedir?
Nedir çözmem gereken? Ne çirkin mesele!)

Taddeo
(Ama sonra işte dayak yersem…
Nasıl direnirim, şayet sırtım dayanmazsa?)

İkisi Birden
(Nedir çözmem gereken? Görevim nedir?)

Taddeo
Bayan Isabella

Isabella
Bay Taddeo

Taddeo
(Öfke ya da sakinlik)

Isabella
(Aptal gülüyor.)

Taddeo
Hep öfkeli mi olacağız?

Isabella
Sizce?

İkisi Birden
Ah, hayır; daima birlikte,
Şüpheler ve kavgalar olmadan,
Büyük bir zevkle, canım benim,
Amca ve yeğen olacağız;
Ve herkes buna inanacak.

Taddeo
Ama o Bey, Hanımefendi
Beni düşündürüyor.

Isabella
Şimdilik düşünmeyin.
Ne olacaksa olacak.







Sahne VI

Küçük salon, I.Perdede olduğu gibi. Lindoro, Elvira ve Zulma.

Zulma
Yargılayabilir misin
Güzel ve kibar bir kadını?

Lindoro
Eş istemiyorum.
Bunu sana yine söylüyorum.

Zulma
Siz orada ne yapıyorsunuz?
O genç sizin iştahınızı kabartmıyor mu?

Elvira
Yeterince deniyorum.
Eş budur.

Zulma
Ama evet telafisi yok.
Bey, karı-koca olmanızı istiyor.
Karar verdiğinde, her ne olursa olsun
buna itaat edilmesini ister.

Elvira
Ne tuhaf huy!

Zulma
Ne delice zulüm!

Lindoro
Sessizlik, o: geri dönüyor.


Sahne VII

Mustafa ve söylenceler

Mustafa
Beni dinle, İtalyan,
Bir Venedik yelkenlisi
Serbest kaldı bile, veya şu dakikalarda
Buradan hareket ediyor. İster miydin
İtalya’ya dönmek?

Lindoro
Vatanıma mı? Ah! Ne lütuf
Beyefendi! Daha fazlasını isteyemezdim.


Mustafa
Elvira’ya eşlik etmeni istiyorum ve sana bunun iznini veriyorum.

Lindoro
(Ne görevi bu söylenen?)

Mustafa
Bu arada yelkenliye git
Kaptanı bulmaya, ve ona söyle
Benim adıma ki, o buradan sissiz hareket etmiyor.

Lindoro
(yine de burdan gitmek için
Bu nefretlik yerden…
Bütün görevler kabul edilebilir) gidiyorum ve dönüyorum.
(gider)




Sahne VIII

Elvira, Mustafa, Zulma, Haly

Elvira
Yani sizi bırakmam mı lazım?

Mustafa
İtalya’da iyi olacaksın.

Haly
Yaşa: yaşa Bey!

Mustafa
Ee bana ne getiriyorsun Haly?

Haly
Neşeli haberler.
Canlı ve güzel İtalyanlardan biri…

Mustafa
Peki?

Haly
Düştü…
Diğer kölelerle birlikte bizim elimizde.

Mustafa
Kendimi Büyük Sultan’ın yerinde tutuyorum
Elvira, sen şimdi İtalyanla
olabilirsin ve hareket edebilirsin. Zulma, onlarla
sen de gideceksin. Bu küçük hanımla herşeyin
zevkine varmak istiyorum, ve tüm erkeklere
bugün öğretmek istiyorum
bu güzellerin kibirlerini ezmesini.

Mustafa
Zaten, göğsümdeki her zamanki sıcaklıktan
Heyecanlandığımı ve tutuştuğumu hissediyorum.
Meçhul tatlı bir memnuniyet
Beni başka bir yere taşıyor ve benim parlamamı sağlıyor.
(Elvira’ya)
Hareket ediniz. Daha fazla kalırsanız beni sıkarsınız.
(Zulma’ya)
Sen onunla git…bu ne surat ekşitme…itaat ediniz.
(Haly’ye)
Siz, güzeli benim kalbime getiriniz.
Güzelliği onore etmek için kendinizi adayınız.
Ateşime, taşınmama, arzuma
Yanmış kalbim dayanmıyor.
Bu sevgili zafer haberi
Bu ruha ne kadar tatlı gelecek.
(Haly ardından takip edenlerle gider)




Sahne IX

Zulma, Elvira, Lindoro


Zulma
Size gerçeği söylüyorum. Bilmiyorum böyle
bir adam nasıl sevilir.

Elvira
Ben aptal ve deli olmalıyım.
Ama onu hâlâ seviyorum.

Lindoro
Madam yelkenli zaten hazır
Demir almaya ve bizden başka
Kimseyi beklemiyor…Siz iç mi çekiyorsunuz?

Elvira
En azından bir kere daha yeniden görebilsem
Mustafa’yı. Sadece buna can atıyorum.

Lindoro
Hareket etmeden önce
Onun emrindeki işinden çıkmalıyız. Ama eğer o sizi kovduysa
Niçin onu hâlâ seviyorsunuz. Benim yöntemimi uygulayın:
Mutlulukla hareket etmek için elimizi çabuk tutalım.
Eninde sonunda siz
Genç, zengin ve güzelsiniz. Benim vatanımda
Siz pek çok erkek tanıyacaksınız
Bir kadının koca ve sevgili olarak göz koyabileceği.



Sahne X

Muhteşem salon. Sağda Bey için bir sofa. Karşısında, üzerinde sarayın kadınlarının görülebileceği pratik bir korkuluk . Mustafa oturmuş. Etrafında koro halinde şarkı söyleyerek Haly’yi çağıran Haremağaları.

Haremağaları Korosu
Yaşa, yaşa kadınların cezalandırıcısı,
Kuzuları kilitleyen kaplan
Her kim ki bu güzelleri fethetmesini bilmez,
Büyük Mustafa’nın okuluna gelsin.

Haly
Güzel İtalyan kız burada, dışarda.

Mustafa
Gelin…gelin…

Koro
Oh! Ne ender bir güzellik!



Sahne XI

Isabella, Mustafa ve Haremaağları

Isabella
(Ah! Bu ne surat, ne şekil!
Şu gözler! Her şeyi anladım.
Darbemden eminim.
Ne yapacağımı bildiğimi görün.)

Mustafa
(Oh! Tam Sultanlık bir parça.
Güzel bir beden. Garip bir yüz.
Ah! Beni büyülüyor…beni kendine aşık ediyor.
Ama duygularımı gizlemem uygun olur.)

Isabella
Kaderin hor davrandığı…
Sert cevaplara maruz kalan…
Ah, yalnızca siz, benim sevgilim,
Beni teselli edebilirsiniz.

Mustafa
(Kalbim göğsümde zıplıyor.
Ne tatlı bir konuşma.)

Isabella
(Koca karatavuk artık kafeste,
Elimden kaçamaz.
Darbemden eminim.
Ah! Bu ne surat, ne şekil!
Ne yapacağımı bildiğimi görün.)

Mustafa
(Ben artık sıcaklamış ve yanmış vaziyetteyim.
Kendimi frenleyemiyorum.
Ah! Beni büyülüyor…beni kendine aşık ediyor.
Güzel bir beden! Ama rol yapmak gerekiyor.
Oh! Ne parça!...Ama rol yapmak gerekiyor.)







Sahne XII

Taddeo kendisini alıkoymaya çalışan Haly’yi reddederken, ve söylenceler

Taddeo
Yeğenimle kalmak istiyorum
Ben amcasıyım.
Beni anlıyor musun? O, benim.
Gidin burdan: canımı sıkmayın.
Beyefendi…Bayım…Ekselansları…
(Zavallı ben!... Bu ne güven!...
Türk, bir kadının aşığı olmaya başlıyor.
Ah, kim bilir, Taddeo,
Bana ne yapmak düşecek?)

Haly
Beyefendi, bu kaba…

Mustafa
Hemen kazığa oturtun.

Taddeo
Yeğenim…zavallı ben…Isabella
Duyuyor musun, ne saçmalık?

Isabella
O benim amcam.

Mustafa
Huzur! Haly, bırak onu.

Isabella
Canım, şimdi anlıyorum ki
Siz sevmesini biliyorsunuz.

Mustafa
Ne diyeceğimi bilmiyorum, canım,
bana kendimi unutturuyorsun.

Taddeo
(Doğrudan bir kazık?
Taddeo, ne kötü bir olay!)

Haly
(Korkudan, daha fazla konuşmaya
Cesaret edemiyor.)





Sahne XIII

Elvira, Zulma, Lindoro ve söylenceler

Elvira, Zulma, Lindoro
Bizi sizden ayırmadan önce, Beyim,
Size kalbimizi ifade etmek için geliyoruz.
Ki orada daima sizden hatıralar olacak.

Isabella
(Oh gökler adına!)

Lindoro
(Ne hayranlık!)

Isabella
(Rüya mı?)

Lindoro
(Çılgınlık? Bu, Isabella!)

Isabella
(Bu, Lindoro!)

Lindoro
(Buz kesiyorum.)

Isabella
(Yüreğim hop etti.)

İkisi birden
(Ne oluyor?
Aşkım, merhamet adına yardım et.)

Mustafa, Elvira, Zulma, Haly
(Kafaları karışmış, aptallaşmış, kuşkulu görünüyorlar.
Böyle bir yeniliği anlayamıyorum.)

Isabella ve Lindoro
(Oh, Tanrım, bu ne yıldırım! Ne cevap vereceğimi bilmiyorum.
Aşkım, merhamet adına yardım et.)

Taddeo
(Oh, Tanrım bu ne titreme! Oh, Tanrım, bu ne spazm!
Mustafa ne çirkin bir yüz takındı.)

Isabella
Söyleyin: Bu kadın kim?

Mustafa
Şu ana kadar benim karımdı
Isabella
Ve şimdi?...

Mustafa
İlişkimiz,
Canım, senin için eriyor.
Bu adam, ki benim kölem olur
Kendini onunla evlenmeye adıyor.

Isabella
Karınızı kaçırarak
Benden aşk bulacağınızı mı ümit ediyorsunuz?
Bu barbar kıyafetinizi
Size değiştirteceğim.
Karınız sizinle kalsın…

Mustafa
Ama bu olacak şey değil…

Isabella
O adam benim kölem olarak kalsın.

Mustafa
Ama bu olamaz.

Isabella
O zaman toz olun gidin.
Siz sevmesini bilmiyorsunuz.


Mustafa
Ah! Hayır…Beni dinleyin. Sakin olun….
(Ah bu kadın beni delirtiyor.)

Elvira, Zulma, Lindoro
(gülerek)
(Ah! Aslandan eşşeğe çeviriyor
Onu bu kadın)

Taddeo, Mustafa, Elvira, Isabella, Zulma, Lindoro, Haly
Beynim altüst oluyor,
Bu kadar karışıklıktan sersemlemiş halde;
Dalgalar ve kayalar arasındaki şu yelkenli,
Benim ve onun içinde olduğu, kaza geçirmek üzere.

Koro
Beyni altüst oluyor.
Kaza geçirmek üzere.

Elvira
Başımın içinde kocaman bir çan var,
Çalarken dong dong yapıyor.

Isabella ve Zulma
Başım bir çan
Çalarken dong dong yapıyor.

Lindoro ve Haly
Başımın içinde kocaman bir çekiç var
Bana vuruyor ve tak tak yapıyor.

Taddeo
Bir kargaya benziyorum
Tüyleri yolunurken kra kra yapan.

Mustafa
Bir topun patlaması gibi
Başım bum bum ediyor.














PERDE 2


Sahne I

1.Perde’deki gibi küçük bir salon
Elvira, Zulma, Haly ve Haremağaları Korosu


Haremağaları Korosu
Bir budala, bir aptal
Oldu Mustafa.
Bu sefer aşk onu yakaladı;
Onu, olması gerektiği gibi yaptı.

Elvira, Zulma, Haly
İtalyan Kız içten ve kurnaz.
Diğer kadınlardan daha çok şey biliyor.
Yaptığı şey çok cesurca.
İhtiyarı kandırıyor, ama o bunu bilmiyor.

Koro
Bu sefer aşk onu yakaladı;
Onu, olması gerektiği gibi yaptı.





Sahne II

Mustafa ve söylenceler


Mustafa
Bayanlar, gidin İtalya’na söyleyin
Ki ben yarım saat sonra
Onunla kahve içeceğim.

Zulma
Size hizmet edeceğiz.

Elvira
Sizi hoşnut etmek için
Yapabileceğim her şeyi yapacağım.

Zulma
Ama inanmıyor musunuz
Böylesine kolay girişimin sahte olduğuna.


Elvira
İnanmadığınız kadar çok kurnaz.

Mustafa
Ve ben bir safım, öyle mi? Aptalsınız.
Haly, benimle gelin ve siz
Elçiyi getirin. Ah! Eğer gerçekleşirse
Düşündüğüm şey.
Onun güzelliğini görürüz.

Haly
Oldukça güzel. (hepsi gider.)





Sahne III

İsabella ve Lindoro

Isabella
Bu benim şanssızlığım. Onuru ve vatanı
Ve kendimi bile unutuyorum. Bu lido üzerinde
Lindoro’yu buluyorum, ve onu bir hain olarak buluyorum!


Lindoro
(Yola çıkmaya giden Isabella’ya)
Seni yeniden buldum…Ah, hayır, kal
Sevgili Isabella, hangi günaha doğru
Kaçıyorsun böyle?

Isabella
Bunu hâlâ soruyor musun?
Sen ki Elvira’ya eş oluyorsun?

Lindoro
Ben! Ona eşlik etmek dedim,
Onunla evlenmek demedim, ve yalnızca sürüklendim
Sana sarılmak arzusuna.

Isabella
Yapabileceğime inanıyor musunuz?

Lindoro
Beni bir ateş kömürleştirsin, eğer
Güvenimize ihanet edersem.




Isabella
(düşünceli)
Kalbin var mı?
Aşkım senin için değerli mi, gurur senin ilgini çekiyor mu?

Lindoro
Görevim nedir?

Isabella
Birlikte kaçmalıyız.
Şu aynı yelkenli…birkaç hilekârlık
İşin içine sokmalı burada. Biliyorsun bir kadın
Benden daha atılgan ve ateşli olamaz.

Lindoro
Sevgili Isabella, ah, sen benim hayatıma geri dönüyorsun.

Isabella
Seni koruda bekliyorum. Dikkatli ol
Adımlarımızı birlikte planlayacağız.
Şimdilik ayrılalım.

Lindoro
Geleceğim, umudum.
(Isabella gider.)


KAVATİN

Lindoro

İzin ver,
İzin ver, şefkatli sevgili
Benim iç çekişlerime sessizliği.
Artık bu ruhu teselli et,
Bu ruhu ki ona yaraşır, yaraşır, yaraşır merhamet.
Artık bu ruhu teselli et, ki ona yaraşır merhamet, ki o merhametlidir.

Lindoro

Sevecen sesinle
Kalbime konuşuyorsun
Sen ruh verensin
Aşkın sesi
Ne çok darbe
Ne çok darbe
Bunu yapmayı bırak
Ne çok darbe
Bunu yapmayı bırak
Evet, evet bunu yapmayı bırak
Seni göğsüme bastıracağım
Güzel göğsüne beni bastıracak
Ah! Nasıl sarıyor beni bilmiyorum
Bu engin mutluluk.
Beni bastıracak, ben onu bastıracağım
Beni bastıracak.




Sahne IV

Mustafa ve Taddeo. Sonra Haly, üzerlerinde türban, Türk kıyafeti ve bir kılıç kuşanmış olan iki Arap ve Haremağaları Korosu

REÇİTATİF

Mustafa
Ah! Eğer dört gözle
İtalyan kız beni kabul ederse…İnadım
Sadece bu küçükhanım ile olmak ise, aşık olmuşum demektir.

Taddeo
Ah! Mustafa Bey

Mustafa
N’oldu?

Taddeo
Bir masuma merhamet ediniz.
Ben size hiçbir şey yapmadım…

Mustafa
Ama anlat…Neyin var?

Taddeo
Şu soluk benizli arkadaş arkamdan koşuyor.

Mustafa
Ah!... Ah!... Anlıyorum.
Korkunun sebebi bu mudur?

Taddeo
Galiba kazık Cezayir’de bir kompliman?
İşte...Zavallı ben…

Mustafa
Şüphen olmasın. O, benim
Emrim üzerine seni onurlandırmak için geliyor. İstiyorum
Göstermeyi, yeğeninin canım olduğunu.
Bu yüzden seni adlandırdım
Benim büyük Kaymakam’ım olarak.


Taddeo
Teşekkürler, minnettarım.

(Haly, Taddeo’ya Türk kıyafeti giydirir, türban takar;
Sonra Mustafa ona kılıç kuşandırır. Bu esnada Türkler
Büyük bir saygı ve reveranslarla koro halinde şarkı söylerler.)

Haremağaları Korosu
Yaşa büyük Kaymakam,
Müslümanların koruyucusu
Aslanların gücüyle,
Yılanların kurnazlığıyla,
Cömert gökyüzü sana bağışlasın
Samimi bir yüz ve iyi dişler.
Müslümanların koruyucusu,
Yaşa büyük Kaymakam.



REÇİTATİF
Taddeo
Kaymakam! Hiçbir şey anlamıyorum.

Mustafa
Teğmen demek oluyor yani.

Taddeo
Yeğenimin meziyeti adına mı Ekselansları
Bu göreve beni layık gördüler?

Mustafa
Aynen, dostum.

Taddeo
Teşekkür ederim: minnettarım.
Başımın üzerinde büyük bir ağırlık var;
Bu kıyafet içinde kendimi kandırıyorum.
Eğer özrüm size dürüst gelirse
Kaymakam olmak istemiyorum.
Ve teşekkür ederim Beyim
Bana bahşettiğiniz onur için.
(Oflayıp püfler…Zavallı…ne bakışlar…)
Beni bağışlayın…beni dinleyin…
(bu adam beni delirtiyor.
Burada bir hesap yapmak lazım:
Eğer kabul etmezsem…kazık hazır.
Ve eğer kabul edersem…benim vazifem
Onlara şamdanı getirmek.
Ah! Taddeo ne biçim bir yol ayrımı bu!
Ama şu kazık? Ne yapmalıyım?)
Kaymakam, Beyim, ben kalıyorum.
Sizi hoşnutsuz kılmak istemiyorum.


Coro
Yaşa büyük Kaymakam,
Müslümanların koruyucusu.

Taddeo
Ne kadar reverans! Ne kadar onur!
Binlerce teşekkürler, Beyefendiler,
Rahatsız olmayınız.
Yapabileceğim her şeyi yapmak için,
Beyim, üzerimdeki kıyafetlerle,
Yeğenime layık olmak için
Şimdi gidip kendimi takdim edeceğim.
(Ah! Taddeo ne kadar iyi olurdu,
Denizin dibini boylasaydın.)

Koro
Yaşa büyük Kaymakam,
Müslümanların koruyucusu.

Taddeo
Teşekkürler, ne büyük onur!
Yeğenime layık olmak için
Şimdi gidip kendimi takdim edeceğim.


Sahne V

Zemin katta muhteşem bir daire, nefis bir locayla denizi karşılıyor. Sağda giriş ve değişik odalar. Isabella taşınabilir büyük bir aynanın önünde, Türk usulü kıyafetlerini giymeyi tamamlıyor. Elvira, Zulma, sonra Lindoro, Mustafa ve Taddeo


Reçitatif

Zulma
Bey için iyi bir işaret

Elvira
Bir kadın beğenilmek istediğinde giyinir.

Isabella
Öyleyse her an
Mustafa Bey, bana eşlik mi edecek
Kahve içmek için? Ne kadar zarif
Mustafa Bey.
Hey…Köle…Kim var orada?

Lindoro
Ne istiyorsunuz Hanımefendi?



Isabella
Eşşek, iki defa mı
çağırttırıyorsun kendini ?…Kahve.

Lindoro
Kaç kişilik?

Isabella
En az üç kişilik.

Elvira
Şayet iyi anladıysam
Sizinle baş başa
İçmek istiyor Bey.

Isabella
Baş başa mı?
Ve karısı bana bir çeşit elçilik mi ediyor?

Elvira
Hanımefendi…

Isabella
Gidin…gidin…
Sizin yerinize kızarıyorum.

Elvira
Ama yapacak neyim var?

Isabella
Ben size öğreteceğim. Şansı bol olsun
Koyun sahibi olanın. Eşleridir
Bizim aramızda erkeklere şekil veren.
Hadi: benim gibi yapın. Bu odaya
geçin.

Elvira
Ve sonra?

Isabella
Göreceksiniz Mustafa’nın karşısında başınızı nasıl dikleştireceğim.

Elvira
(ne ruh var bunda!)

Elvira
(bu ne kadın !)





Isabella
(kölelere)
Siz kalın (her an
O burada olacak): Giyinmeyi bitirelim.
Ki o görebilir…Ah! Geliyor:
Şimdi tüm sanatımı konuşturmam gerekecek.

(Kölelerden servis alarak giyinmek üzere tekrar aynanın karşısına geçer. Mustafa, Taddeo, Lindoro her şeyi görebilecek kadar arkada kalırlar.

Isabella
Taptığım o kişi için,
Ki o benim en kıymetlim.
Beni daha güzel kıl,
Aşk Tanrıçası.
Sen bilirsin eğer seversem,
Hoşuna gitmek için can atarım:
Teşekkürler, bana hüner ve parlaklık
ödünç ver.
(Bak, bak, bekle, bekle…
Hâlâ kim olduğumu bilmiyorsun.)

Mustafa
(Canım!...Güzelim!...Bir kadın
Onun gibi
görmedim henüz.)

Taddeo ve Lindoro
(Kurnaz!...Nankör!... Bir kadın
Onun gibi
görmedim henüz.)

Isabella
Bu peçe çok alçak…
Şu tüyleri biraz çevirin…
Böyle değil…Beni kızdırıyorsunuz…
Yalnızken daha iyisini yapmaya çalışacağım.
Can attığım kadar güzel olduğumu
Sanmamasından korkuyorum.
Hayranlık duyduğum onun için, vs…
(Canım Türk’üm, zaten buradasın,
Bir darbe olmalı ve düşmelisin.)


Lindoro, Taddeo ve Mustafa
(Ah! Ne kadın ama!...
Her adamı delirtir.)
(Isabella gider, köleler geri çekilirler.)




Sahne VI

Mustafa, Taddeo, Lindoro, sonra Isabella ve Elvira

Mustafa
Daha fazla dayanamıyorum: bu Isabella
Bir büyü: dayanamıyorum
Artık onsuz olmaya…
Gidin…ve ona eşlik edin.

Lindoro
Hemen gidiyorum (böyle söyleyeceğim)

Mustafa
Sen de git…çabuk ol
Git…ne yapıyorsun?

Taddeo
Ama şimdi…şimdi ben…bir Kaymakam’ım…bakın…

Mustafa
Onu aramak…onu çağırmak
Ve onu buraya getirmek senin vazifen.

Taddeo
Isabella…Isabella…(oh ne iş!)

Lindoro
Bey’im, müdirem
Birkaç dakikaya sizinle olacak.

Mustafa
(Söyle: bir şeyler mi keşfettin?)

Lindoro
(Sır olarak…onun kalbi yanık: ama soğukkanlı olmak gerekir.)

Mustafa
(Anladım)
Dinle Kaymakam, hapşırdığım zaman
Hemen kalk, ve beni onunla bırak.

Taddeo
(Ah! Taddeoların Taddeosu, ha gayret…
İşte o adıma vardın!...)

Mustafa
Ama bu güzellik ne yapıyor?

Lindoro
Hah işte kendisi de burada.
(Isabella girer)

Mustafa
Sana tanıştırayım;
Kaymakam Taddeo Beyefendi.
Her şeyden anlayacağın üzere
Mustafa sana ne çok saygı duyuyor.

Isabella
Kaymakam? Seni bana yaklaştırıyor.
Yüzün tam olması gerektiği gibi.
Taktir ediyorum, Beyim,
Bu cömert davranışınızı.

Taddeo
Sen buna layıksın, yeğenim,
Bununla en yüksek mertebede onura eriştim.
Anladın mı? Bu kalbin
Nasıl olduğunu düşün artık.

Lindoro
(sadece Mustafa’ya)
Şu kıyafete bakın,
Anlayan için gayet açık konuşuyor.
Sizin beğeninizi bekliyor
Ama bunu bilmeyen birine söylüyor.

Isabella
Ah, canım benim.

Mustafa
Hapşu!…

Isabella ve Lindoro
Çok yaşa…

Taddeo
(İşte şimdi.)

Isabella
Ah!...

Mustafa
Hapşu!…

Taddeo
(Çatla. Duymamış gibi davranıyorum.)

Mustafa
(Melun kalın kafalı
Anlamıyor ve hâlâ burada.)
Hapşu!...

Taddeo
(Patlayıncaya kadar hapşırsın, isterse:
Buradan kıpırdamayacağım.)

Isabella ve Lindoro
(Biri ümit ediyor, diğeri titriyor.
Bir araya gelmiş iki aptaldan,
Oh ne çok gülecek şey çıkacak.)

Isabella
Hey!...Kahve…
(İki Arap kahve getirir.)

Lindoro
Servisiniz geldi.

Isabella
(Gidip Elvira’yı çıkarır.)
Hanımefendiciğim, bize katılın.
Eşiniz sizi davet ediyor.
Kendinize yalvartmayın lütfen.

Mustafa
(Bu kadın ne yapmaya geliyor?)

Isabella
Eşinize karşı nazik olun…

Mustafa
(Kaba bir şekilde içeceğim…tüküreceğim.)

Taddeo
(Şimdi hapşıramıyor tabi.)

Lindoro
(Komik bir sahne.)

Mustafa
(Daha fazla rol yapamayacağım.)

Isabella
Hadi, ona bakın.

Mustafa
(Sessizce Isabella’ya.)
Yaramaz!

Isabella
Evet çok tatlı!

Mustafa
(Benimle alay ediyor!)

Elvira
Bir göz atıyım dedim!

Mustafa
Bırakın beni.

Lindoro
Şimdi emir mi veriyorsunuz?

Isabella
Nezaket…

Elvira
Canım kocam…

Isabella
İyi bir patron…

Taddeo
(Hapşırmıyor.)

Elvira, Isabella, Lindoro, Taddeo
Bizi ve onu teselli etmelisiniz.

Mustafa
Yıkılın karşımdan.
Bir babun değilim.
Anladım, hanımım,
Bunu not ediyorum.
Sen benimle oyun oynuyorsun.
Bunu ödeteceğim.
Damarlarımda bir ateş taşıyorum.
Artık kendimi nasıl frenleyeceğimi bilmiyorum.

Herkes
Bir titreme hissediyorum…Bir ateş, bir öfke.
Huzursuz…kafası karışmış…ürpertici.
Kalbim…başım…beynim…
Çıldırmak üzere…kendini kaybediyor.
Bu gururlu çelişkide ve zıtlıkta
Kim bana nasihat verir, kim beni teselli eder?


Sahne VII

Küçük salon, 2.perdenin 1. Sahnesindeki gibi, Haly yalnızdır.

Haly
Bütün kibiriyle
Beyefendi bu sefer kafasını kaybediyor.
Zevkliyim. Ne çok heyecan
Duyduk bir İtalyan Kızı’ndan…Bize başka bir şey lazım
Bu topraklarda yetişmiş kadınlarla,
Onların ihtiyaçlarına nasıl cevap verilebileceğini öğrenmek için.

Haly
İtalyan kadınları
Rahat ve kurnazlar
Ve diğerlerinden daha çok biliyorlar
Kendilerini sevdirme sanatını.
Onca kibarlık içinde
Akıllarını geliştirmişler.
Ve kandırmaya,
Onları kim ikna edecek. (gider.)



Sahne VIII

Taddeo ve Lindoro

Taddeo
Ve sen ümit ediyorsun ki Isabella’yı
Bey’in ellerinden kurtarabilirsin?

Lindoro
Konu da bu zaten.
Size yalvarıyor ve can atıyor
Ki buna razı gelin.

Taddeo
İstemiyor musun? Söz!
Kim olduğumu biliyorsun zaten.

Lindoro
Amcası değil misiniz?

Taddeo
Ne düşünüyorsun?

Lindoro
Nasıl?... Nasıl?...

Taddeo
Neyin daha önemli olduğunu biliyor musun?
Ve neyi daha çok göz ardı edebileceğini? Bir sevgilisi
Olduğunun sırrını Hanımefendi sana vermemiş miydi?

Lindoro
Bir sevgilinin ona taptığını biliyorum: ve o sevgili için
Sadece hanımefendinin kıymetinin olduğunu.


Taddeo
Aynen. O sevgili, benim.

Lindoro
Teselli oluyorum (Ha! Ha!)

Sahne IX

Söylenceler

Taddeo
Sana yemin ederim, dostum, bu çirkin entrika içinde
Onun aşkından başka tesellim yok;
Şimdiye kadar ondan, sana itiraf ediyorum,
Çok da memnun değildi;
Lindoro diye birinden şüpheleniyordu,
Onun ilk aşkı, ki hâlâ ona aşık.
Hanımefendi benimle oyun oynasın istedi.
Ama şimdi gördüm ki herhangi bir aşık,
Onu Taddeo’sundan ayıramaz.

Lindoro
Yaşa! Yaşa! (Ha! Ha!)
Susun: Mustafa geliyor.
Cesur olunt: sanatsal bir şekilde konuşmalarıma rıza gösterin;
Daha sonra size ne yapabileceğinizi söyleyeceğim.



Sahne X

Mustafa ve söylenceler


Mustafa
Haydi; Yeğenin kiminle sorunu
Olduğunu zannediyor? Beni kendi
Aptallarından biri mi sandı?

Lindoro
Affedersiniz. O her şeye hazırdır.

Taddeo
Şikayetçi misiniz?

Mustafa
Gerçekten mi söylüyorsun?

Lindoro
Dinleyin. Güveninize sığınarak
Söylemeliyim ki beni size aşk acısı
Çektiğini söylemem için gönderdi.

Mustafa
Aşk mı?

Lindoro
Hatta bana dedi ki,
Size lâyık olmak için,
Bir resim yaptı,
Şarkılar ve sesler arasında büyük bir ağırbaşlılıkla,
Ve aşk dolu oyunlarla sizi titreterek,
Sizden bir Pappataci yaratmak istedi.

Mustafa
Pappataci! Neler duyuyorum!
Size teşekkür ederim. Mutluyum.
Ama lütfedin, Pappataci
Ne demek?

Lindoro
Güzel bir seksten asla zevk almayan
İnsanlara, İtalya’da
bu tek kelimelik isim verilir.

Taddeo
Siz bana soylu bir makam verdiniz.
Ve buna karşılık alamadınız.
Kaymakam ve Pappataci
Buradayız: buna ne dersiniz?

Mustafa
İtalyan kadınları kibarlar
Kendilerini sevdirmek için doğmuşlar.

Lindoro ve Taddeo
(Eğer asla ülkeme dönemezsem,
Bunu da hesaba katmalıyım.)

Mustafa
Pappataci…

Lindoro
Güzel bir görev.

Taddeo
Öğrenmesi de yeterince kolay.

Mustafa
Ama lütfen anlatın, size rica ediyorum:
Pappataci ne yapar?



Lindoro e Taddeo
Aşk ve güzellikler arasında
Şakalar ve okşamalar arasında
Pappataci uyumalı, yemek yemeli ve içmelidir.
Uyumalı ve sonra yemek yemelidir.
Pappataci yemek yemeli
Pappataci uyumalı,
Pappataci içmelidir.
Pappataci’nin uykusu var,
Pappataci’nin zevk alacak şeyleri var.

Mustafa
Güzel hayat! Oh, ne zevk!
Bundan daha fazlasında gözüm yok.
Pappataci yemek yemeli,
Pappataci uyumalı,
Pappataci…ve içmeli, yemeli.


Sahne XI

5.Sahnedeki gibi muhteşem bir daire. Taddeo, Lindoro sonra Isabella ve
İtalyan kölelerden bir koro

Taddeo
Bütün İtalyan halkımız
Isabella’nın Bey’i elde edebileceğine inanıyor musunuz?

Lindoro
Kesinlikle elde eder.

Taddeo
Ah! Güzel olacak!
Peki nasıl sonuçlanacak?

Lindoro
Bir tören yaparak

Taddeo
Ha…ha…ha…

Lindoro
Onlardan bazıları Pappataci kılığına girecek,
Ve diğerleri vakti gelince yelkenlinin üzerine çıkacak.

Taddeo
Ha..ha..Daha güzel bir oyun
Olamaz. Ama işte! Tanrım!
Hâlâ köleleri var.

Lindoro
Bundan emindim.

Taddeo
Isabella ne kadar becerikli!

Lindoro
İki kelimeyle
Aptallara istediğini yaptırıyor.

İtalyan Köleler Korosu
Hazırız, demirlerimiz ve ellerimiz var
Sizinle buradan kaçmak için.
İtalyanlar ne kadar elenebilir
Dostluk bağında görecekler.

Isabella
Arkadaşlar, her halükârda
Size güveniyorum. Ama zaten umuyorum ki birazdan
Risksiz ve rakipsiz olarak,
Tasavvur ettiğimiz girişimimizi neticelendireceğiz.
Neden gülüyorsun Taddeo? Belki de hâlâ ben
Sana gülüyorumdur.
(Lindoro’ya) Betin benzin attı
Nazik köle? Ah! Şüphelerin merhameti
Benim tehlikem, benim müşfik aşkım
Eğer senin kalbine hitap ediyorlarsa
Vatan, görev ve onur, diğerlerinden öğren
Kendini İtalyan olarak göstermeyi;
Kolay değişebilir şans olaylarına karşı
Bir kadın sana güçlü olmasını öğretebilir.
Vatanı düşün, ve azimle
Görevini yerine getir:
Tüm İtalya için
Cesaret ve değer örneklerinin yeniden doğduğunu gör.
(Taddeo’ya) Aptal! Sen hâlâ gülüyor musun?
Git burdan, saygısızlık yapıyorsun.
(Lindoro’ya) Canım, sana gönülden söylüyorum
Aşk, görev, onur,
Dostluk her hâlükârda…

Koro
Gidelim. Bize güven.

Isabella
Yaklaşın, artık zamanıdır.

Koro
Nereye istersen bizi oraya götür.

Isabella
Eğer oyun kötü giderse…


Koro
Cesaret kazanır.

Isabella
Ne zevk! Birkaç dakika içinde
Vatan meydanlarını göreceğiz.
(İyiliğimin tehlikesi,
Beni cesur bir sevgili yapıyor.)

Koro
İtalyanlar ne kadar değerliler.
Zor koşullarda göreceğiz.
(Taddeo hariç herkes gider)



Sahne XII

Taddeo, sonra Mustafa

Taddeo
Ne güzel bir kalbi var! Kim derdi ki,
Taddeo’suna böyle sevecen bir şefkat getirecek?
Bir travma yaratmak, bir Bey’i aptal yerine koymak,
Her şeyi riske atmak, benim olmak için…

Mustafa
Kaymakam…

Taddeo
Bey’im?

Mustafa
Yeğeniniz nerede?

Taddeo
Tören için gerekli olan şeyleri
Hazırlamakla meşgul. İşte onun kölesi,
Tam da buraya geliyor, yanında Pappataci’lerin
Korosu ile.

Mustafa
O halde beni onurlandırmak için bu güzel kadın
Acele mi ediyor?

Taddeo
Aşk onu tetikliyor.

Mustafa
Ah, insanı mutlu kılan bir kadın.


REÇİTATİF

Haly
Senin efendin
İtalyan kıza inanabilir mi?

Zulma
E naparsın?
Her şeyden anlaşılacağı üzere,
O özen göstermiyor,
Bey’in aşkına.
Aksine uğraşıyor düzeltmekle
Onun delice arzularını
Yeniden sevmeye başlasın diye
Kendi karısını.
Daha ne istiyorsun?

Haly
Olabilir: ama hangi akla hizmet
Pek çok likör şişesini Haremağalarına
Ve Araplara bağışlıyor?

Zulma
Bir oyun, daha doğrusu bir eğlence için
Bey adına vermek istediği.

Haly
Ah! Ah! Bahse girerim ki o, Bey’e bunu yapar.

Zulma
Onun zararı.
Ben zevk alırım.
Bırak aptal layığını bulsun.

Haly
Bence de.
Konuşmam, zevkine varırım.














Sahne XIII

Lindoro, Pappataci korosu ile, ve söylenceler

Lindoro
Pappataci korosu öne çıksın:
Tören, büyük bir dekorla
Şimdi başlamaktadır.

Pappataci Korosu
Borular çalsın, bizim ayinlerimizde
Davullardan daha çok tercih edilen,
Ve etrafında havayı çınlatsın.

Taddeo
Şişkin yanaklar, dolu mideler
İyi yaşandığını gösteriyor.

Lindoro e Taddeo
(ha! Ha!...gülmekten patlıyorum.)

Mustafa
Sevgili kardeşlerim, sizin aranızda sevinçliyim.
Sizin sınıfınıza girmeyi hak ettiysem,
Bu özel bir lütuf olacaktır.

Coro
Yemekte tuzu olan yardımcılarını arıyor.
Türbanı at, peruğu tak,
Seni terleten o elbiseyi çıkar.
(Mustafa’nın türbanını ve elbisesini çıkarırlar,
Başına peruk takarlar ve Pappataci kıyafeti giydirirler.)

Mustafa
Bu özel bir lütuftur.

Lindoro e Taddeo
(ha! Ha!...gülmekten patlıyorum.)















Sahne XIV

Isabella ve söylenceler

Isabella
Sen ki seçilmiş bir mevkidesin
Pappataci olmaya mı can atıyorsun?
Bu mevki seni kadınların gözdesi yapacak.
Ama yemin etmen gerekir,
Her görevini yerine getireceğine.

Mustafa
Büyük bir memnuniyetle yapacağım,
Benden bütün istenenleri.

Koro
Aferin, iyi: işte böyle yapılır.

Lindoro
Hepiniz dikkatli ve sakin olun
Bu görkemli törende.
(Taddeo’ya okuması için bir kâğıt verir.)
Sana: oku.
(Mustafa’ya) ve sen tekrar et
Onun bütün söyleyeceklerini.
(Taddeo okur ve Mustafa hepsini satır satır tekrar eder.)

Taddeo ve Mustafa
Göreceğime ve görmeyeceğime
Duyacağıma ve duymayacağıma
Yemek yemek için ve zevkine varmak için,
Bırakacağıma, yapacağıma ve söyleyeceğime
Ben burada yemin ediyor ve diliyorum.
Pappataci Mustafa.

Koro
Aferin, iyi: işte böyle yapılır.

Taddeo ve Mustafa
(Yukarıdaki gibi)
Ayrıca, fırsat doğduğunda,
Meşale ve fener taşıyacağıma da yemin ederim.
Ve şayet yeminimi tutmazsam,
Çenemde tek bir kılım kalmasın.
Ben burada yemin ediyor ve diliyorum.
Pappataci Mustafa.

Koro
Aferin, iyi: işte böyle yapılır.

Lindoro
Yemekhane burada.
(Yemek ve içeceklerle dolu bir masaya yaklaşır.)

Isabella
Oraya Kaymakam ve Pappataci oturuyor.

Koro
Bırak da diğerleri yapsın:
Sen burada ye, iç ve sus.
Bu ilk ve en büyük törenidir
bizim topluluğumuzun.
(Koro gider.)

Taddeo ve Mustafa
Bu iyi bir şey.

Isabella
Şimdi adaylığınızı kanıtlayın. Canım…

Lindoro
Canım…

Mustafa
Hey! Nedir bu?

Taddeo
Sen yeminini yerine getirmiyorsun.
Şimdi sana öğretiyim. Bana dikkat et.

Isabella
Gel canım.

Taddeo
Pappataci.
(Diğerlerine bakmadan zevkle yemeğini yer.)

Lindoro
Sana tapıyorum.

Taddeo
Yemeğini ye ve sus.

Mustafa
Yeter, yeter. Şimdi anladım.
Senden daha iyi yaptığımı biliyorum.
Anladım, senden daha iyi yaptığımı biliyorum.

Lindoro e Taddeo
(Ne babun, ne aptal.
Kendim için zevkine varayım.)

Isabella
Böylece gerçek bir Pappataci
Olacaksın baştan ayağa.
Böylece gerçek bir Pappataci
Olarak kalacaksın baştan ayağa.



Sahne XV

Bir yelkenli ortaya çıkar, denizcilerin ve koro halinde şarkı söyleyen Avrupalı
kölelerin locasına yanaşır.

Kölelerin Korosu
İkinci auralar, sakin dalgalar,
Sessiz dalgalar.
Hadi çabuk demir atalım: daha fazla geç kalmayalım.

Lindoro
Gidelim değerli varlığım.

Isabella
Seninleyim, Lindoro.

İkisi birlikte
Şimdi bizi vatan ve aşk davet ediyor.

Taddeo
Lindoro!... Ne duyuyorum? Bu bir ihanet.
Dolandırıcılar, sahtekârlar, biz varız, oh Tanrım.

Mustafa
Ben Pappataci’yim.

Taddeo
Ama bunlar…

Mustafa
Ye ve sus.

Taddeo
Ama siz…

Mustafa
Bırak yapsınlar.

Taddeo
Ama ben…

Mustafa
Bırak söylesinler.

Taddeo
Zavallı ben!... Ne yapmalıyım? Kalmalı mıyım, gitmeli miyim?
Kalırsam, sonu kazık; gidersem, sokak lambası.
Lindoro, Isabella: iyiliklerle buradayım,
Herşeye uyum sağlarım, daha fazla ne diyeceğimi bilmiyorum.

Isabella ve Lindoro
Çabuk olmalısın, şayet bizimle gelmeyi canın istiyorsa.



Sahne XVI

Elvira, Zulma, Haly, Haremağaları Korosu ve söylenceler

Zulma ve Haly
Bey’im…

Elvira
Kocam…

Elvira, Zulma, Haly
Ne yapıyorsunuz?

Mustafa
Pappataci

Elvira, Zulma, Haly
Görmüyor musunuz?

Mustafa
Ye ve sus.
Pappataci. Ye ve sus.
Göreceğime ve görmeyeceğime,
Duyacağıma ve duymayacağıma,
Burada yemin ediyor ve diliyorum
Pappataci Mustafa.

Elvira, Zulma, Haly
O, deli.

Isabella, Lindoro, Taddeo
Darbe yapıldı.

Elvira, Zulma, Haly
İtalyan kız gidiyor.

Mustafa
Nasıl…nasıl…ah, hainler.
Çabuk Türkler… Haremağaları… Araplar.



Elvira, Zulma, Haly
Hepsi sarhoş.

Mustafa
Bu maskaralık Mustafa’ya mı?

Kölelerin Korosu
Her kim ki atılgan bir kalbe sahiptir
Bu onu düşünceye kadar katliama görür.

Mustafa
Karıcığm; artık İtalyan kadınları yok.
Sana dönüyorum. Hadi! Beni affet.

Elvira, Zulma, Haly
Sevgili, tatlı, iyi
Karınız her daim burada olacak.

Isabella, Lindoro, Taddeo
Gidelim…

Elvira, Zulma, Haly
İyi yolculuklar!

Isabella, Lindoro, Taddeo
Kaptan!...

Elvira, Zulma, Haly
İyi olun!

Isabella, Lindoro, Taddeo
Bırakabiliriz memnun
Bu meydanları.
Ne endişe, ne korku,
Bizim içimizde yok artık.

Elvira, Zulma, Haly
Bırakabilirsiniz memnun
Bu meydanları.
Ne endişe, ne korku,
Sizin içinizde yok artık.

Herkes
Güzel bir İtalyan kızı
Cezayir’e gelir.
Kıskanç ve asil
Aşıklara öğretir ki
Kadın, eğer isterse,
Herkese kadınlık yapar.
SON


İlginizi Çekebilir

Related Posts with Thumbnails