Söz Tasarımcıların:
AYCAN
“Herkes kendinden bir parça bulur kitaplardan…” düşüncesinden yola çıkarak kitap kapak isimlerini, kulüp üyelerinin özellikleri ile özdeşleştirmeye çalışarak tasarladım ayıracımı…
AYSUN
Benim ayracım biraz eşyalara ve hayata bakışımla ilgili: Kullandığım şeyler; estetik ama mutlaka fonksiyonel, basit ve eğlenceli olmalı.
Ben de itiraf ediyorum son ana kadar kafamdaki tek şey sunum olduğu için ayraçla uğraşmaya çok fırsatım kalmadı ve sizinkilerin yanında çokça estetik olduğunu söyleyemeyeceğim ama fonksiyonel ve eğlenceli olmadığını kimse söyleyemez.
Yoncacım herkesin ayracı kitaplarının arasından kayıp kayıp giderken seninki tutacak ve hiç bırakmayacak:) Bunu yazarken bir anda kendimi Aycan gibim hissettim:)
AYŞE
Adım: Uçan
Soyadım: Komutan
Cinsi: Halk
Cinsiyet: Bayan
Özelliklerim: 5 yaşındayım, Yeşil gözlüyüm, Boyum baştan kuyruk uçuna kadar 60cm, kilom 4kg, kürküm beyaz, sarı ve gri tonlarında. Tüm aşılarım tam ve bekârım.
Not: Ayşe beni çok küçükken sokakta buldu. Beni çok seviyor ama laf aramızda çok fazlada mıncıklıyor bazen daraldığımı hissediyorum. Ayşe'nin ellerindeki çizik oranı mıncıklama oranı ile doğru orantılıdır. Amannn siz benim söylendiğime bakmayın "sevilmek kadar başka ne güzel olabilir ki!.."
AYŞEN
Bu seneki oyuncağım iyi bildiğiniz üzere keçeler. Hem renklerle oynamak hoşuma gittiği için hem de üzerlerine istediğim her şeyi ekleyebileceğim için (kulübümüzün adı, kuruluş tarihi, kişi sayısı ve of course çiçekler-daha ne olsun:)) keçeye karar verdim.
BELKIS
Ben de çeşitli güzide beldelerimizin sahilinden topladığım, deniz kestanelerini kırıp kırıp size "deniz kokusu ile karışık, sahil esintisi yaşatmak" istedim.
BİLLUR
Ben son ana kadar bir şey tasarlamamıştım, ciddi bir ümitsizlik içindeydim. Hatta ödevini yapmayan veya sınava çalışmayan tipik bir Türk öğrencisi edası ile toplantıya da gelmeyecektim. Sonra Nehir’in ödevi için kitapçı da dolanırken çıkartmalar gördüm. Bir de şiir yazarım; akrostiş yaparım dedim.
Hummalı bir biçimde Nehir’in bale okulunda Nehir’i beklerken şiiri yazmaya çalıştım. Karşımda oturan velilerden biri “Çok işiniz var sanırım, kapanmış yazıyorsunuz” dedi. Ben de önce aval aval baktım.” Evet evet…?!” dedim. Ancak bu şiiri ayraca nasıl koyacağımı bilemedim. Gülda B planı olarak çıkartmalarımı kullanmamı ve kaligraficide kulüp adımızı yazmamı önerdi. Ardından soluğu kaligraficide aldık. Vee önce gördüğünüz kırmızı yazılı, kırmızı püsküllü ve gelincik çıkartmalı olan ortaya çıktı. Ardından Ozalitçide şiiri de ayraç yapmaya çalıştık ama oradaki kızın gönülsüzlüğü neticesinde de diğeri oluştu. Aslında yapmak istediğim hepsinin bir olması idi ama son gün, son an bu kadar oldu. Bu vesile ile ozalit ne demek bunu araştırdım, hala anlayamadım. Ama kaligrafi yazdırdığımız yerin sahibi olduğunu tahmin ettiğim kişinin ki Adı Murat Ünver bu alanda Dünya İkincisi olduğunu da keşfettik.
BİLGEN
Benim kitap ayracımın fikri kızımla sık sık gittiğim Yıldız Park'ında dolaşırken ortaya çıktı. Doğayı çok seven bir insan olarak doğal malzemelerin bir araya getirilmesinden bir ayraç tasarlamak istedim. Fikir ve malzemeler benden olsa da malzemelerin kitap ayracına dönüştürülmesi aşamasına bir türlü katılamadım ve uygulama Belkıs tarafından yapıldı. Kendisine tekrar teşekkürler.
GÜLDA
İstedim ki, tasarladığım ayraç; hediye ettiğim kişinin torunlarına da kalsın. Bu torunlar; “Anneannem’in zamanında kitap kulübü varmış. Bu çılgın 13 kadın kırklı yaşlarından itibaren her ay toplanıp kitap okuyup, acayip etkinlikler, yarışmalar yapıyorlarmış. İşte bu ayraç da onlardan biri” diye arkadaşlarına göstereceğini hayal ettim. Ve bu sebepten de "sanatsal ve değerli bir ayraç"olmasına çok özen gösterdim.
Geleceğin önemli Ebrû Sanatçılarından biri olacağı şimdiki çalışmalarından da belli olan Zeynep Feraye’nin (kendisi daha 13 yaşında) yaptığı Ebrû’lardan birini kullandım. Ve o Ebrû’ya yakışır bir şekilde ayracın üzerine bir Kaligrafi Usta’sına Ayşe’nin Kitap Kulübü yazdırdım.
Zeynep’in kimselere vermeye kıyamadığı Ebrû’larını Kitap Kulübümüz için bir çanta içinde bana yollaması ise çok güzeldi. Teşekkürler Zeynep’ciğim.
GÜLDEN
Bu aralar yeni oyuncağım çiçekler. Üç boyutlu resimler oluşturmak. Sevdiğim bir uğraşı sevdiğim kişilerle paylaşmayı düşündüm ayracımı yaparken. Ayracı eline alanın içine "çiçeklerin verdiği mutluluk yayılsın" istedim.
PEYMAN
İnsanoğlunun, yeryüzünde var olan tüm nimetlerden faydalanması gerektiğine inancım sonsuz. Bu nimetlerden fiziksel olarak olmasa da, ruhumuzu beslemesi açısından faydalanmamız, bu ayracı tasarlamamdaki temel nedendir. Bilmem anlatabildim mi?
YONCA
Benim ayracımın basına gelenler:
İlk yaptığım ayraç üzerinde kırmızı biber, şeker, tuz, pirinç vs den oluşuyordu. Bunu da şöyle düşünmüştüm: Ayse'nin Kitap Kulübü ''Spice of Life.''
Ancak yaptığım ayracı pvc ile kaplatırken, tasarımım silindirlerin içinde ezilip gidince geriye sadece 2 saatim kalmıştı (son dakikacılık) ve sonuçta hikâyesi olmayan bir ayracım oldu.
5 yorum:
Sevgili Arkadaşlar;
Seneye ikinci ayraç yarışmasını yapmanın yanısıra belirli bir kitabı seçerek "kapak tasarlamaya" ne dersiniz?
Sevgiler
Abartıya Bayılan Billur
Kitapların kapaklarına düşkün ve hatta bazı kitaplarımı yanlızca kapakları güzel olduğu için alan biri olarak bence harika bir fikir.
Sevgili Billur ;
I got you!... He he bu seferde sen benden feyz aldın itiraf et. :-)))
Şaka bir yana bence müthiş olur. Kesinlikle yapalım derim. Yapalım yapalım yapalım.... 2010'da tasarım manyağı olalım ben varım.
Hadi kızlar, seslerinizi duyalım!...
Yonc'un deyimiyle Küçük Cadı (yani ben işte Aycan)
İsterseniz bu yıl kulübümüzde okuyup en sevdiğimiz kitap için yapalım. Ben nasılsa bir mücellit bulurum.
Billur sonra nereden çıktı bu diye söylenmek yok. Bir fiil fikrin senden çıktığı bu blog’da yazılı.
Sevgili Billur,
Evet evet söylenmek yok yazılı çizili her şey ... kanıtlar ortada.
Bence '2010 zihni fikir tasarımlar' yarışması da yapalım. Ne dersiniz ?
Aycan
Yorum Gönder