21 Ekim 2009 Çarşamba

Dünyanın Kalbine Dokunan Kütüphane Kedisi Dewey



Bu kitabı seçmemin sebepleri öncelikle kendimi gerçek bir hayvansever olarak adlandırmam, ikincisi hayatımdaki önemli isimlerin 10 yaşındaki yeğenim Elif'in, ablamın, annemin ve Ayşe'ciğimin kendi aramızda tabiri caizse ''kedici'' olmasıdır.
Kitabın gerçek bir hikaye olması beni derinden etkiledi ama aslında Dewey'e benzer bir çok akıllı, duyarlı kedinin evimizin bireylerinden farksız olduğu o günleri hatırlayıp gülümsememe zaman zaman da ağlamama sebep oldu.

Dewey yavru bir kedi, ölmek üzereyken Iowa Eyaletinin Spencer kasabası Halk Kütüphane yöneticisi Vicki Myron tarafından bulunur. Vicki ve dostları tarafından kütüphane'de bakılmaya başlanır. Akabinde kasaba halkının olumlu&olumsuz dikkatini çeker.Vicki, onun kütüphanede kalması için mücadele verir, başarır da... Böylece sarı kahramanımız Dewey on dokuz yıl boyunca Spencer halkına umut, inanç ve sevgi üzerine dersler verir.


Kanımca, bu kitap Nobel veya edebiyat ödülü alamaz, edebiyat dünyasını sarsamaz hatta hatta ilkokul çağı çocuklarına kitap okumayı sevdirmek için önerilebilecek cinsten bir kitap olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Sevimli sıcak bir hikaye, samimi, içten, karşısındakiyle konuşurcasına bir anlatım, basit bir dil (korkunç çeviri !...) peki öyleyse ben bloğumuza böyle bir kitabı neden yazdım ? Bu kitabın insanların barbar vahşetlerine karşı çok iyi bir cevap niteliği taşıdığına inadığım için, yeryüzündeki tek 'can taşıyan' varlıkların biz olduğuna kanaat getirmişlerin ne büyük bir yanılgı içersinde olduklarını anlasınlar diye ... ve aklımdan çıkmayan çöp öğütücüsüne atılan yavru köpek yüzünden, sopa ile döve döve öldürülen foklar yüzünden, açlıktan derisi çekilmiş köpeğin üstüne su döküp yetinmeyip tekme atan gırtlağını sıkma noktasına geldiğim duyarsız adam yüzünden, 'elleme ısırır' diyen ebeveynler yüzünden yazdım bu kitabı bloğumuza... daha çok onların okumasını istediğim bir kitap bu. Belki 'Dewey' medeniyetin, eğitimin bile yumuşatamadığı kalpleri hikayesi ile yumuşatmayı başarır, sahibesi Vicki'nin Dewey'in ölümü ardından dediği gibi : 'Her neredeysen' benim senden tek istediğim bu sarı pisicim!...





Vicki ve Dewey'e Sevgilerimle ...

Aycan

7 yorum:

billur dedi ki...

Sevgili Aycan;

Bugün komşumuzun köpeği Kuki nin öldüğü haberini öğrendim; sonra da evden çıkmadan önce Zorbayı azarladığım için içim burkuldu. Bir de bu Dewey meselesi ve yazının içinde geçen vahşet barındıran hikayeler üstüne tuz biber ekledi.
Akşama Zorba'ya sarılacağım ; o da erkek bir kurt olduğu ve bu davranışlarımdan dolayı karizması zedelendiği için benden kaçacak!
Sevgiler
Billur

Ayşe dedi ki...

Bugün işe geç geldim tabi uçan komutan peşimden ayrılmıyor. Hatta şuanda kucağımda yatıyor. İlk önce neden böyle bir kitabı yazmıyacaksın ki? Nobel veya Edebiyat Ödülü de almasın ne yapalım önemli olan okuduğunda keyif aldın mı? Ben şuanda Sookie serilerini okuyorum ve 3.kitap dün bitti bugun 4.seriye başlıyacağım ve benimkiler bırak edebiyat ödülünü şimidiyat ödülünü bile alamaz bide üstüne ilkokul çağı çocukları içinde hiçde uygun değil. Bu arada Dragon Wing Serimin ikincisinide hevesle bekliyorum. Bu kitabı epey önce almıştım (kapağıdan dolayı) ama bi türlü okuyamadım annem okudu hatta bu kitap Amerikaya gitti ve şimdi Serpil okuyor. Kısmet değilmiş diyorum artık zaten ben bu aralar epey doğa üstü yaratıklara ve olaylara takılmış durumdayım.

Gulda dedi ki...

Bir kedinin 19 yaşına kadar yaşaması ne kadar güzel. Aycan’cığım dediklerine sonuna kadar katılıyorum. Ayrıca çok güzel bir kitap seçmişsin. Ellerine sağlık.

Ayşe dedi ki...

Bir kedinin sinek yakalaşını hiç seyrettiniz mi?

Bir kedinin kuş gördüğündeki ses tonlarını dinlediniz mi?

Size bir kedi hiç fındık faresi hediye etti mi?

Bir kedinin başını ve ensesini temizlerken hiç gördünüz mü?

.....................

billur dedi ki...

Sevgili Ayşe;

Bir kedinin sinek yakalayışını ve ardından halının altına sakladığını, temizlik için açtığımda evde bir kara sinek mezarlığı olduğunu gördüm

Bir kedinin kuş gördüğündeki ses tonlarına ve yakalayışına şahit oldum ve ağzında sıkı sıkı tutuşunu minik serçeyi ağzından alacağız derken yaşadığımız mücadeleyi ve sonra kuşu kurtarmamızın ardından üstüme atlayışını, kuşun ise numaracının Allahı olduğunu; bir süre ölü taklidi yapıp sonra ardına bakmadan kaçışını yaşadım

Umarım bu fındık faresi olayı Gülda'nın başına gelmemiştir.

Kedinin temizlenişini çok kereler gördüm.

Siz hiç bir leoparın antilopu kovalayışını ve yakalayışını izlediniz mi? Çok güzel değil mi?
Sevgiler

Ayşse dedi ki...

Bak ben bir kedinin sinek saklayışını görmedim pek sosyetikmiş canım. Sizinki avcı doğasını koruyor ama halının altına sakllıyarak acaba bu doğayı törpülemeyemi çalışyor? Valla benim kızlar sinekleri yakalıyor sonra oynuyor sonrada lüp diye yutuveriyor sonrada yalanıyorlar.

Kedi avcı hangi boyda ebatta olurda olsun avcı. Bizler evcilleştirmeye çalıyoruz ama nafile. Güçlü zayıfı yakalıyor ama zayıfta az değil taktik geliştiyor yani kuş beyinli deyip geçmemek lazım.

Benim kızlar şirkette başlarda 3 tane hediyemi aldım sonra fındık farleri göç etti diye düşünüyorum lakin yıllardan beri hediye almış değilim.

Kendilerini temizlerken ne huzurlu oluyorlar ne kadar komik şekillere giriyorlar...

Vahşi ama asiller, Yırtıcı ama zarifler.. yinede çok seviyorum...

Adsız dedi ki...

Dewey'in yazarı Vicki Myron 13 Kasım 2009'da Suadiye D&R'da. 18.00-20.00'da kitaplarını imzalayacak.

İlginizi Çekebilir

Related Posts with Thumbnails