14 Haziran 2010 Pazartesi

EKİN YAZIN DOSTLARI



Billur ve ben geçtiğimiz Pazar günü Sn. Adnan Binyazar’ın daveti ile Ekin Yazın Dostları ile tanıştık. Adnan Bey Masalını Yitiren Dev ve Ölümün Gölgesi Yok üzerinde konuşma yapacaktı ve her iki roman da bizi çok ilgilendiriyordu.

Ben her zamanki merakım ile gitmeden önce Ekin Yazın Dostları ile ilgili araştırma yapıp, şaşkınlık ve hevesle öğrendiklerimi Billur’a anlattım. Hafif solmuş yüzlerimizle bir an birbirimize kalakaldık. Kıskançlıkla değil, hayranlıkla anlattım:

“Geçen yıl Kitap Fuarına katılmışlar, toplantılarına yazarları ya da çevirmenleri davet etmişler, İzmir’de, Ankara’da ve İstanbul’da kitap tartışma grupları oluşturmuşlar. Gruba girmek, okumaları takip etmek ile ilgili bir sürü kural koymuşlar, sistemli ve son derece tutarlılar.” Dolayısı ile Adnan Binyazar’ın konuşmasını dinlemenin yanı sıra merak ettiğimiz bir topluluğu da görecek olmanın heyecanı ile Caferağa Medresesi’ne gittik.

Girer girmez Sn. Adnan Binyazar’ın nezaketi ile gruba tanıştırıldık. Sn. Aydın Ergil, kendilerini daha yakından tanıyabilmemiz için; Kitap Fuarı için bastırdıkları broşürü verdi. Elimize verilen broşürü incelemeye başladık:

“Ekin Yazın Dostları, ekine (kültüre) ve yazına (edebiyata) ilgi duyanları bir araya getirerek, görüşlerini yazarlarla ve sanatçılarla değerlendirebilecekleri toplulukları oluşturmak için 2006 yılına İstanbul’da kurulmuştur. Ekin Yazın Dostları, ilk aşamada Kitap ve Tiyatro alanlarında etkinlik göstermeye başlamıştır.

Ekin Yazın Dostları’nın İstanbul, Ankara ve İzmir’de tartışma grupları bulunmaktadır. Her grup her ay toplanarak önceden belirlenen kitabı tartışmaktadır. Tartışmalara kitabın yazarı ya da çevirmeni de çağrılmaktadır.

Okunan kitaplarla ilgili haberler, yorumlar ve bilgiler internet sitesinde, Facebook’ta ve aylık e-kitap bülteninde yayımlanmaktadır.

Ekin Yazın Dostları, 2009’da ikinci kez katıldığı Tüyap İstanbul Kitap Fuarı’nda düzenlediği iki söyleşi ve imza günleri ile daha fazla kitap okuruna erişmeyi hedeflemektedir.

Grubun amacı tüm illerde, ilçelerde ve köylerde okuma grupları oluşturarak Türkiye’de okuma alışkanlığının arttırılmasında öncülük etmektir.

Öte yandan tiyatro izleyicileri de Ekin Yazın gruplarında buluşmaya başlamışlardır. Tiyatro sezonuyla birlikte oyun tartışma toplantıları başlayacaktır.”




Yavaş yavaş yazın dostları gelirken Sn. Aydın Ergil ile kısa bir sohbet ettik. Aydın Bey ve eşinin tiyatroya çok önem veren kişiler olduğunu öğrendik. Aydın Bey Tiyatro Grupları bölümünü daha etkili bir hale getirebilmek, sitelerinde daha fazla oyun yorumuna yer verebilmek istediklerini anlattı. Bana tiyatroya gidip gitmediğimi sorduğunda nasıl cevap vereceğimi bilemedim:

“Aslında ben tiyatroya ilgimi yitirmiştim ama bir süredir en azından her ay bir oyuna gitmeye çalışıyorum” dedim.

Evet, ben tiyatroya gitmeyi on yıl kadar önce bıraktım. Bir oyundan diğerine koşarken, bir şekilde tiyatrodan sıkıldığımı fark ettim. Aslında Tiyatro’dan değil, Türk Tiyatrosu’ndan sıkıldım. Haldun Dormen’i perukası ile görmekten, Vişne Bahçesi’nden, Yıldız Kenter’in –ki kendisine hayranlık duyarım- abartılı tiratlarından, onun taklitlerinden, hafif ve seyirciyi sıkmayacak oyunlar olsun diye, müsamere kıvamında gösteriler izlemekten... Ama geçtiğimiz senelerde; bir arkadaşımızın önerisine uyarak ayda bir oyuna gitme kararı verdik. Dot, İlyas Odman sağ olsun, değişik kalıpları yıkan oyunlar/gösteriler de izlemeye başladık. Tabi arada yine diğerleri de eksik kalmadı ama tiyatroya tekrar ilgi duymaya başladım.”

Aydın Bey ise geçen sezon tam 90 oyun izlediklerini söyledi. Devlet ve Şehir Tiyatrosu'nda oynanan tüm oyunları izlemişler, kalanları da özel tiyatrolardan seçmişler. Bazı günler, günde 2 oyuna gitmişler. Tiyatroya bu kadar düşkün ve yetkin bu kişiler karşısında benim; "Dot’tan, Kumbaracı’dan başka kuş tanımam" tavrımın çok yersiz/cahilce olacağına karar verip, derin düşünceler içinde kaldım.

Ekin Yazın Dostları her ay bir kitap okuyup tartışıyorlar. Bu ay okumalarına Sn. Adnan Binyazar’da katılacağı için Adnan Bey’in Masalını Yitiren Dev ve Ölümün Gölgesi Yok adlı kitapları seçmişler. Sunum, kitabın yöneticisi tarafından açıldı. Herkes kitap ile ilgili fikirlerini beyan ederken, yazara da sorular yönelttiler. Gerek yönettikleri sorular, gerekse de kitaplar hakkındaki fikirleri, buldukları özenli detaylar, kendi yaşamlarından da kesitlerin eklenmesi ile bir yandan çok şaşırtıcı, bir yandan da çok doyurucu bir toplantı oldu. Adnan Binyazar’ın bir sözü ise sanırım kulaklarımdan hiç çıkmayacak:

Bir üye; “babanızı nasıl affettiniz?” diye sordu.

Adnan Binyazar cevabının sonunda “bir de ben saldırganlığımı çocukluğumda bıraktım” dedi. İtiraf ediyorum aslında; Adnan Binyazar’ın her cümlesini not almak, kaydetmek istiyorum.

Sn. Adnan Binyazar bilgi birikimi, duyarlı kişiliği hem de iyi bir konuşmacı olmasının da etkisi ile gerek anıları, gerek nasıl bir ruh hali ile kitapları yazdığı ile ilgili ve hayata dair çok güzel bilgiler, ipuçları verdi. Saat 15:00 de başlayan toplantıda ilk önce Masalını Yitiren Dev konuşuldu. Saat 18:00 olduğunda ara verildi, ancak akşam konsere gideceğimiz için Ölümün Gölgesi Yok kısmına kalamadık. Aydın Bey diğer kısmın da bir o kadar süreceğini söyledi. Bu aynı zamanda çok özveri ve büyük bir bağlılık gerektiren bir husus.

Ben toplantıdan çıktığımda açıkça söylemem gerekirse biraz yorulmuştum. Bu keyifli yorgunluk, ruhumu da doyurdu. Kitap gruplarının ne kadar önemli olduğu konusu ise yol boyunca tekrar Billur ile konuşmaya devam ettik.

Hem ben hem de Billur kitap okumaya oldukça fazla zaman ayırırdık ve yıllardır okuduğumuz kitaplarla ilgili genelde birbirimizle konuşurduk. Ne zaman ki Ayşe’nin muhteşem önerisi ile Ayşe’nin Kitap Kulübü'nün bir parçası olduk, kitaplar ile ilgili bakış açımız da değişti. Bir kitabı okumak çok gerekli ama bir kitabı okumuş olan 12 kişi ile paylaşmak, onların kitap ile iletişiminden birçok farklı şey öğrenmek kişiyi daha zenginleştiren bir yöntem. Biz, burada benim hayat boyu okumayı seçmeyeceğim kitapları da okuduk ve o kitaplardan daha çoğunu, o kitaba bakan 12 diğer kişiden aldığımı söyleyebilirim.

Biz bu blogda kendimizi tanıtırken “Birbirinden farklı 13 kişilik” olduğumuzu söyledik. Biz birbirimize hiç benzemezken aslında birbirimize çok benzer özelliklere de sahibiz. Öncelikle, kesişim kümeleri ile –bunun detayını anlatmak çok karışık- birbirimizin en yakın arkadaşını tanıyoruz, aynı yaş grubundayız. Hepimiz “Jude Law ve Colin Firth’ü” seviyoruz ya da bu grup sayesinde daha da sevdik. Hepimizin grupta bir yedeği de var. Sadece kulüp toplantılarında birbirimizi görmüyoruz, birbirimizi sürekli görmek için bahaneler de yaratıyoruz. Dolayısı ile bu bizim birbirimizden kopmadan ve güçlenerek devam etmemizi de sağlıyor.



Ekin Yazın Dostları grubundaki kişiler arasında çok genç, daha yaşlı, üniversite öğrencisi, öğretim görevlisi, emekli, belki ev hanımı olan birbirinden çok farklı görünen üyeler vardı. Yazın Grubu ile bir araya gelmiş olduklarını ve beraberliklerinin de bununla sınırlı kaldığını tahmin ediyorum. Her biri diğeri ile çok mesafeli ve ciddi idi. Bu derece benzemezliğe rağmen 2006 yılından beri devam etmelerini, büyümelerini ve hedeflerini hayranlıkla karşıladığımı belirtmeliyim. Bu ciddiyetleri sayesinde de çok önemli ve daha da güçlü bir topluluk olacaklarına ve Türkiye’de okuma alışkanlığının artırılmasında çok önemli görevler alacaklarına eminim. Yazarlarımızın ve çevirmenlerin de onlara verdiği önemden de bu anlaşılıyor. Her birini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Kitap okumayı hayati bir ihtiyaç olarak görenlerin bir kitap kulübüne üye olmalarını özellikle öneririm. Biz dengemizi böyle sağlayabildiğimiz için şimdilik dışarıdan üye almıyoruz. Ancak gerçekten böyle bir özveri ve sebat ederek bir okuma grubuna/tiyatro grubuna ihtiyaç duyanların; Ekin Yazın Dostları ile irtibata geçmesini ve kendilerini kabul ettirmelerini tavsiye ederim.

Saldırganlıklarımızı bir noktada bırakmamız dileği ile

Gülda

İletişim Kitap:
http://eydost-kitap.azbuz.ekolay.net/
e-posta: eydostkitap@gmail.com
Tiyatro:
http://eydost-tiyatro.azbuz.ekolay.net/index.jsp
e-posta: eydosttiyatro@gmail.com

2 yorum:

billur dedi ki...

Evet, Sayın Adnan Binyazar'ın bu daveti olmasa bu topluluktan haberimiz olurdu ama bu haber alma ne zaman olurdu bilemiyorum.

Aralıksız 3 saat boyunca sürdürülen bir edebiyat söyleşisi insanı biraz zorluyor açıkçası (ben de biraz yorgundum). Ben bu katıldığımız toplantıda Gülda ile de paylaştığım gibi bir nebze programsızlık/toplantıyı yönetmede pasiflik olarak nitelendirilebilecek bazı hususlar olduğunu düşünüyorum ancak haddimi de aşmak istemiyorum. Bir ara bu konudaki görüşlerimi sayın Ekin Yazın Dostları ile de paylaşmayı arzu ediyorum.

ANCAK; konuya yaklaşımlarındaki ciddiyet ve azim ve dile kolay 4 yıldan beri çoğalarak sürdürmeleri ve benim bizim kitap kulübümüz kurulduğunda "BELKİ BİZ DE TÜYAP'TA STAND AÇARIZ" hayalimi gerçekleştirmiş olmaları karşısında hem saygı hem de hayranlık hem de tatlı bir kıskançlık duymama neden oldu.

Belki bizim kulüp de günden güne artan bağlılığımız ve sahiplenmemiz ile daha sağlam bir hale gelip, bazı ilkeleri ve standatları iyice yerleştirdiğinde hem okuma hem de kendi içimizde naçizane bir şekilde yürüttüğümüz ve her biri deneme safhasında olan projeleri gerçekleştirmeyi başarıp , devamlılığını sağladığında başkalarına da açık hale gelir zaman zaman ve şubelere kadar varır ve hem kitap fuarı etkinliklerinde yer alır, hem de amatör bir dergi çıkarır.

Kimbilir?

ayşe dedi ki...

İnsan birşeye başladığında hep kendisinin ilk olduğunu sanır. Ne zamanki başlayıp konunun içine girdiğinde tek olmadığını aslında geride kaldığını fark eder.

Sonuçta hepimiz kitap okuyoruz ama yöntemlerimiz farklı. Kendi yöntemlerimizle birşeyler öğreniyoruz veya öğrenmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken bizim grup hayal gücünü epey kullanıyor bazende zorluyor.

Ama önemli olan böyle grup insanların, yöntemleri ne olursa olsun, çoğalması çünkü bu sonuçta insan kalitemizi yükseltecektir. Türkiye'nin de en çok buna ihtiyacı var.

Biz daha çok çömeziz. Ne güzel örnek alabileceğimiz grupların olması, ne güzel böyle bir grubu bu kadar yıl devam ettirebilmeleri!...

İlginizi Çekebilir

Related Posts with Thumbnails