22 Mart 2009 Pazar

Kirpinin Zarafeti - Muriel Barbery - 23.01.2009



Kitap : Kirpinin Zarafeti
Yazar : Muriel Barbery
Türü : Roman


Mekan : Tokyo Restaurant / İstiklal Cad. - Beyoğlu
Tarih : 23.01.2009
Saat : 19:30
Sunucu : Peyman
Katılımcılar : Ayşe, Aycan, Aysen, Aysun, Bilgen, Billur, Gülda, Gülden, Nur, Belkıs, Yonca


'' Etrafı bayağılıklarla çevrili olsa bile bayağılığın erişemediği bir kadın. ''


Yazar Hakkında

Fransız yazar ve felsefe profesörü olan Muriel Barbery, 1969 yılında Casablanca’da doğdu.
1990 yılında École Normale Supérieure de Fontenay-Saint-Cloud’a giren Barbery 1993’te felsefe dalında doçent oldu.
Lisede, Saint Lo Öğretmen Eğitim Enstitüsü’nde ve Bourgogne Üniversitesi’nde felsefe dersleri verdi.
Yazarın 2000 yılında yayınlanan ilk romanı Une Gourmandise (A Delicacy), yakın zamanda ölecek, aile içi ilişkileri birbirine uzak olan bir adamın dünya mutfakları hakkındaki yorumlarını, insan ilişkilerindeki beklentiler ile harmanlayarak aktarmaktadır.
Barbery’nin ikinci romanı olan Kirpi’nin Zarafeti, yayınlandığı Eylül 2006 itibariyle 102 hafta boyunca Fransa listelerinde en üst sıralarda yer aldı, yarım düzine yabancı dile çevrildi, pek çok ödül aldı ve filme uyarlandı.
Muriel Barbery 2008 yılında sanatçı rezidansı Villa Kujoyama’da çalışmaya hak kazandı.
Halen eşiyle Japonya’da Kyoto’da yaşıyor.


Karakterler

Reneé Michel
54 yaşında, ufak tefek, çirkin, tombul, ayaklarında nasırlar olan, bir mamut gibi nefes alıp veren, yoksul, ölçülü, Grenelle Sokağı 7 numarada iç avlusu ve bahçesi olan bir apartmanda 27 yıldır kapıcılık yapmaktadır.
12 yaşında okulu bırakır, 17 yaşında Lucien ile evlenir.
Tek dostu Manuela’dır.
Lev adında bir kedisi var.



Paloma Josse
12 yaşında, kendi deyimiyle “zenginlerin apartmanında oturan potansiyel zengin”.
Babası milletvekili olmadan önce bir bakandı.
Annesi edebiyat doktorası yapmış, konuşmalarını edebiyat göndermeleriyle süsleyen bir eğitimli. Ablası Colombe Josse Yüksek Öğretmen Okulu’nun felsefe bölümünde okuyor.
Anayasa adında bir kedisi var.



Kakuro Ozu
Apartman sakinlerinden Arthens’lerin dairesini satın alan Kakuro Ozu altmış yaşlarında, ufak tefek, zayıf, gösterişli bir Japon.
Mesleği, Büyük Avrupa markaları için Hi-fi sistemleri ithal etmek.
Japonya’da yaşayan bir kızı ve torunu var.
İki kedisi var; Levin ve Kitty.



Karakterlerin Ortak Yönleri

* Ozu’nun Japon genleri ile Renée ve Paloma’nın Japonya’ya, Japon kültürüne ve sanatına duydukları hayranlık ortak noktada çakışıyor.
* Renée ve Paloma insanlardan uzakta kendilerine ait bir dünyada düşünceleri ve kitapları ile başbaşa kalmayı seviyorlar.
* Ozu ve Renée Rus edebiyatını, 17.yy Hollanda resmini seviyorlar.
* Ozu ve Renée kedilerine Rus edebiyatından, Tolstoy’dan esinlenerek isim veriyorlar.
* Renée ve Paloma, her ikisi de güzelliğin yalan olduğunu savunuyor ve onun peşinden koşuyorlar.
* Ozu ve Renée’nin eşleri kanserden vefat etmişler.
* Üçünün de kedisi var.
* Renée ve Paloma yaseminli çay seviyor.


Kitap Özeti

Marx, Kant, Epikür, Platon, Husserl, Tolstoy okuyup, İtalyan resmi ile Hollanda resmi arasında seçim yapabilecek kadar bilgiye sahip olan entelektüel Michel Renée, hayatın anlamının, güzelliğin asla gibi bir zamanlamada saklı kaldığına inanır ve olduğundan farklı olamayacağına göre olduğu şeye dair susmayı tercih eder. “Hayatın bir anlamı vardır ve bunu da büyükler bilir” lafının herkesin inanmak zorunda kaldığı evrensel bir yalan, hayatın anlamsızlığının peşinde koşan insanların aslında zaman kaybettiklerine inanan Paloma, bu anlamsızlığı yaşamamak için 13. yaş gününde intihar etmeye karar verir. Nasıl ölündüğü değil, ölürken ne yapıldığı düşüncesinde olan Paloma, Taniguchi’de kahramanların Everest’e tırmanırken ölmesinden esinlenerek, kendisinin yapabileceği en önemli şeyin olası en fazla derin düşünceye sahip olmayı ve bunları bir deftere kaydetmeyi hedefler: Bu derin düşünce, Japon tarzı küçük bir şiir niteliğinde olmalıdır; bir hokku (3 dize) ya da bir tanka (5 dize). Hayatta düşünecek ya da söyleyecek bir şey kalmamışsa, hareketin hayata kattığı anlamı da irdeleyip bir günlük olarak yazarak hem tine hem de bedene hitab etmeye karar verir. Apartman’a taşınan görmüş geçirmiş bir Japon beyefendisi olan Kakuro Ozu, çevresine ve insanlara bakmasını bilen, kendi sınırlarının ve değer yargılarının ötesine geçemeyen aslında yüzleşemedikleri için kendilerini bile tanımayan diğerlerinin sığlığını açığa çıkarıyor. Ozu ile tanıştıktan sonra Paloma, Renée’de kirpinin zarafeti olduğunu söylüyor; dışardan dikenlerle zırhlı, tam bir kale, ama içinde kirpiler kadar doğrudan bir rafinelik var. Onlar haksız yere duyarsız, uyuşuk görülen, şiddetle yalnız ve korkunç bir şekilde zarif hayvanlar. Kapıcı kimliğini, entelektüel kişilik özelliğinin önünde tutarak, kirpinin tehlike anında dikenlerini dikleştirmesi gibi kendine savunma kalkanı yapıyor. Hayatta karşılaşabileceğimiz ve hiç ummadığımız şeylerin yazgımızı değiştireceğine inanan Renée’nin entelektüel kimliğini keşfeden Ozu, aynı zamanda Renée’nin nadasa bıraktığı duygularını da hareketlendirir. Paloma ise Renée’den aldığı feyz ile güzelliklerin peşinden koşmaya karar verir ve intihar etmekten vazgeçer.


Yazarın Kitaba Kendinden Kattıkları

* Kendi felsefi bilgisini, edebiyattaki anlatım zenginliği ile açığa çıkartıyor.
* Karakterlerinde, kendi yapmaktan hoşlandığı veya kendisini etkileyen hareketleri yansıtmayı tercih ediyor. Japonya’ya, Taniguchi’ye duyduğu hayranlığı yansıtması gibi.
* Colombe Josse’yi Yüksek Öğretmen Okulu’nun Felsefe bölümüne giden bir karakter olarak yaratıp romanda, filmlerde yönetmenlerin veya senaristlerin ufak bir rol almaları gibi kendine roman sayfalarında yer ayırıyor.




Kitapta Dikkatimi Çekenler

* Kitabın baş karakterlerinden Renée Michel’e adı, filozof Descartes’in ön adından esinlenerek verilmiş olabilir.
* Kitabın yan karakterlerinden olan Pierre Arthens, yazarın ilk romanı Une Gourmandise’in baş karakteri olan gastronomi eleştirmenidir. İlk romanında da Renée’den bahsetmektedir. Bu da yazarın romanlarında bir anlamda sürekliliğe özen gösterdiğini belgeler niteliktedir.


Kirpinin Filozofları

* Descartes: Kesin olan bir şey var. Bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek. Şüphe etmek düşünmektir. Düşünmekse var olmaktır. Öyleyse var olduğum şüphesizdir. Düşünüyorum, öyleyse varım.
* Karl Marx: İnsansal öz, tek tek her bireyin doğasında bulunan bir soyutlama değildir. Gerçekliği içersinde, bu, toplumsal ilişkilerin bütünüdür.
* Tolstoy: Aşk, kızıl gibi geçirilmesi gereken bir hastalıktır. Bir insanı, bulunduğu mevki ile değil, göz koyduğu mevkiyle ölçmelidir. Güzel olan sevgili değil, sevgili olan güzeldir. Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür, ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez.
* Feuerbach: Ne kadar çok iyi kitapla tanışırsan, birlikte olmaktan zevk aldığın kişilerin sayısı o kadar azalacaktır. Hiçbir şey olmamak ve hiç bir şeyi sevmemek, aynı şeylerdir.
* Platon: Başarılması gereken iş ne kadar büyük olursa olsun, bu durumda her zaman ve herkesçe kabul olunan kural şudur; pek büyük konulara geçmeden önce, ilkin küçük ve daha kolay örnekler üzerinde denemelerde bulunmalı..
* Epikür: Ölümden korkmak anlamsızdır; çünkü yaşadığımız sürece ölüm yoktur, ölüm geldiğinde ise artık biz yokuzdur.
* Freud: Henüz yanıtlanamamış ve kadın ruhuyla ilgili otuz yıl süren araştırmalarıma karşın benim de yanıtlamayı başaramadığım çok önemli bir soru var: Kadın ne ister?
* Hegel: Çiçek, meyvenin ortaya çıkmasına yol açar, ama meyvenin ortaya çıkması için de, çiçeğin ortadan kalkması gereklidir. Demek ki üremenin gerçeği, hem çiçek hem meyve olmaktır. Ölüm hem ortadan kaldırmadır, hem yeniden doğuşu sağlayan koşuldur.


Yazardan Mesajımız Var :) - 08.01.2009 -

Dear Peyman,
Thank you very much for your very kind words.And first of all, I apologize for my very bad english and for my late answer. I'm moving just now in a new house and we are pretty busy.Your message came just after I had lunch with a japanese friend (I live now in Kyoto). The conversation went about travels and he told me that his main dream was to go in... Istanbul. What a coincidence...I'm very honored to be translated into turkish ; I don't know yet your country but I agree with my best japanese friend : its name make us dream of a world of refinement, old culture and civilization, hospitality and art de vivre.I hope that my novels can talk to your hearts.


Thank you again,
Warmly,
Muriel Barbery


Yazardan Ikinci Mesaj...- 17.02.2009 -

Dear Peyman,
Thank you very much for your very moving email and for the pictures. Such beautiful and elegant women ! I'm very impressed and honored.If one day or another you come to Japan, please don't forget to visit us.

Warmly,
Muriel

8 yorum:

Adsız dedi ki...

Sevgili Speedy Gonzales Peyman Hanim Efendizaleri,

Bu ne hiz!... Seni tebrik ediyor ve parmaklarinin hic durmamasini diliyorum. Ayse

Adsız dedi ki...

''Etrafı bayağılıklarla çevrili olsa bile bayalığın erişemediği bir kadın'' bu cümleyi dönüp dönüp defalarca okudum, altını renkli bir kalem ile çizdim çünkü bu cümle günümüzde beni, Peyman'ı, Ayse'yi, Aysen'i, Aysun'u, Belkıs'ı, Bilgen'i,Billur'u,Gülda'yı,Gülden'i,Nur'u,
Ozlem'i,Yonca'yı,Reyhan'ı ve bize benzeş olan azınlığı anlatıyordu. çok sevdim ben bu cümleyi ... teşekkürler Muriel Barbery, teşekkürler Peymoş !!!

Adsız dedi ki...

One down, several more to go....

Dip Note: video ;))))

Ayse

Unknown dedi ki...

Eğer ben bu kitabı üniversite zamanımda ama başında hele hele lisenin son 2 yılında okusaydım, herhalde uzun süre en etkileyici kitaplardan biri olarak addeder ve herkese tavsiye ederdim.

zero dedi ki...

Kazuo Ishiguro'yla ilgili yazdıklarınızı okumak için geldim ama bu yazıya takıldım kaldım, hele de sonunda barbery'le olan mesajlaşmanıza şahit olmak müthiş keyiflendirdi beni. Beni derinden sarsan, hayatımda kalıcı olmasını istediğim, bunun için uğraştığım değişimler yapmama neden olan bir kitap oldu Kirpinin Zarafeti. Size ve arkadaşlarınıza hayran kaldım. Enerjiniz ve duruşunuz hiç eksilmesin. Şimdi de Ishiguro sayfasına doğru yola çıkıyorum :)

Peyman dedi ki...

Yorumunuz için çok teşekkürler Zero.
Bazen bir kitaptan, bazen bir fotoğraftan, bazen de hayatın taaa içinden bizi değişimlere iten paydalar alırız. Barbery, karakterleri yoluyla bizlere çok güzel mesajlar iletmiş bu kitabında. Henüz Türkçe'ye çevrilmemiş Une Gourmandise adlı kitabını da heyecanla bekliyorum.
Blogumuzda keyifli vakit geçirmeniz dileğiyle :)

Imge dedi ki...

Geçtiğimiz hafta hastayken okudum ve bayıldım. Şimdi de yazacak zamanım olmayacağını düşüneek kitabı öneri bölümünde tavsite edip, sizin tanıtım yazınıza link veriyorum kızlar.. Kitap kulübünüze bayıldığımı daha önce söylemiş miydim? :)
Sevgiler.

melda dedi ki...

Çok güzel, yeni bitirdim, kitabı da paylaşımınızı da çok beğendim..

İlginizi Çekebilir

Related Posts with Thumbnails