20 Ekim 2010 Çarşamba

Attila İlhan Anısına...

Kanada'da olduğumuz son gece (evet, Gülda ile Kanada'ya gittik; yazılar başlayacak) otel lobisindeki koltukta bir çuval gibi oturduğum dakikalarda ne kadar yaşlandığımı kanaat getirmişken o an iki şey düşünüyordum:

1.Attila İlhan'ın Böyle Bir Sevmek adlı şiiri ,hani şöyle başlar...

ne kadınlar sevdim zaten yoktular
yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
azıcık okşasam sanki çocuktular
bıraksam korkudan gözleri sislenir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir....


ve öleli ne kadar zaman olduğu



2.Yukarı kattaki Balo Salonundan gelen Alan Parsons Project'in Old and Wise adlı şarkısını duyduğumdaki şaşkınlık ve her zaman neden ağlamak istediğim...

Dönünce hem şiiri hatırlamak için kitapları karıştırdım hem de Attila İlhan'ın ne zaman öldüğüne baktım. 11 Ekim 2005 tarihinde an gelmiş ve bu dünyadan göçmüş sevgili Attila İlhan. Bunu hatırlayınca da blogda anmadan geçemedim.

an gelir
paldır küldür yıkılır bulutlar
gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
o eski heyecan ölür
an gelir biter muhabbet
çalgılar susar heves kalmaz
şatârâbân ölür

şarabın gazabından kork
çünkü fena kırmızıdır
kan tutar / tutan ölür
sokaklar kuşatılmış
karakollar taranır
yağmurda bir militan ölür

an gelir
ömrünün hırsızıdır
her ölen pişman ölür
hep yanlış anlaşılmıştır
hayalleri yasaklanmış
an gelir şimşek yalar
masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
direkler çatırdar yalnızlıktan
sehpada pir sultan ölür

son umut kırılmıştır
kaf dağı'nın ardındaki
ne selam artık ne sabah
kimseler bilmez nerdeler
namlı masal sevdalıları
evvel zaman içinde
kalbur saman ölür
kubbelerde uğuldar bâkî
çeşmelerden akar sinan
an gelir
-lâ ilâhe illallah-
kanunî süleyman ölür

görünmez bir mezarlıktır zaman
şairler dolaşır saf saf
tenhalarında şiir söyleyerek
kim duysa / korkudan ölür
-tahrip gücü yüksek-
saatli bir bombadır patlar
an gelir
Attila ölür


4 yorum:

danzon dedi ki...

niye sesiniz sedanız çıkmıyor diye merak etmeye başlamıştım :)
yazılarınızı merakla bekliyorum...

Peyman dedi ki...

Bu ara bana uyan şiiri...

söyleşir
evvelce biz bu tenhalarda
ziyade gülüşürdük
pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
ne meseller söylenirdi mercan koz nargileler
zamanlar değişti
ayrılık girdi araya
hicrana düştük bugün
ah nerde gençliğimiz
sahilde savruluşları başıboş dalgaların
yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
elde var hüzün

kalemine sağlık Billur, ne güzel yapmışsın Attila İlhan'ı anmakla...

Gulda dedi ki...

Ben son otel lobisini kaçırmışım:)Tahminen yine dışarıda sigara içiyordum.

Danzon bloğunuzun istatistiklerinde de göreceksinizdir. Son 15 gündür sizi Kanada'dan takip etmeye devam ettik:)

danzon dedi ki...

sizin gibi takipçilerim olduğu için çok şanslıyım ve mutluyum; teşekkür ederim...

bu süre zarfında benim de, "acaba internet bağlantılarında bir sorun var da, o yüzden mi "ayşe'nin kitap kulübü"nün yeni yazıları benim blogumda gözükmüyor" diye düşünerek, bir kaç kere blogunuzu kolaçan etmişliğim var :)
meğer seyahatteymişsiniz; artık yedikleriniz, içtikleriniz, gördükleriniz; hepsini paylaşacaksınız umarım...

İlginizi Çekebilir

Related Posts with Thumbnails