tag:blogger.com,1999:blog-8576288360141192468.post3893642032387479944..comments2024-01-17T11:29:35.484+03:00Comments on AYŞE'NİN KİTAP KULÜBÜ: YALANCI TANIKLAR KAHVESİ-VEDAT TÜRKALİAyşe'nin Kitap Kulübühttp://www.blogger.com/profile/11021677991407944662noreply@blogger.comBlogger2125tag:blogger.com,1999:blog-8576288360141192468.post-90158275865409597582011-06-08T17:47:34.092+03:002011-06-08T17:47:34.092+03:00Vedat Türkalinin tüm eserlerini okuyan biri olarak...Vedat Türkalinin tüm eserlerini okuyan biri olarak son kaleme aldığı Yalancı tanıklar Kahvesinin içerik olarak diğer romanlarına göre etraflıca yorumlanamadığını söyleyebilirim. Ama bu durum bile bu kitabın diğer yazarların tarihsel kitaplarından içerik olarak daha zengin olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. 80 li yılları ilerleyen yaşına ve sokaklarda tam olarak olmadan geçnlik değilde olgunluk dönemi yıllarına geldiği için diğer romanlarına göre eksiklik olarak niteleyebiliriz, fakat kitabın içindeki tarihsel notlar, döneme, gençliği, devrim düşünü anlamaya yorumlamaya yeteceğini düşünüyorum. Solun din ile bütünleşememesi konusu her kitabında yer bulan altı çizilen ve haklılık payı olan bir özne olduğunu düşünüyorum. Elitist bir sınıfı olmayan fakat kendi içerisinde elitist gibi yaşamak isteyen solcuların dine mesafeli duruşunun altı birçok romanında çizilmiştir. Yalancı Tanıklar Kahvesinde ise 80lı dönemlerde artık Sol ile Din olgusunun büyük kırılma yaşadığı kitaba yansımıştır. Her kitabı hakkında sayfalarca yorum yapılacak tartışılacak öğeler barındıran eserleri Solun ve ülke siyasetimize ayna tuttuğunu belirtmek isterim.<br />Saygılarımla...TriMurtihttps://www.blogger.com/profile/04674754309257557113noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8576288360141192468.post-9655905993429683542009-08-17T22:15:26.803+03:002009-08-17T22:15:26.803+03:00Ben bu romanı çok iyi ve yerinde tespitlerle dolu ...Ben bu romanı çok iyi ve yerinde tespitlerle dolu bir ders kitabı niteliğinde okudum. Kitabı bitirdiğimde nerede ise kıvrılmamış sayfası, altı çizilmemiş cümlesi kalmamış gibi idi. Hatta bu roman sonrası epey bir Dr. Hikmet Kıvılcımlı araştırması da yaptım. Kitabın kurgusunda takıldığım ve üzerinde çokça eleştiriler yaptığım bölümler de oldu. Münasebetsizlik olmasın diye diğerlerini burada yazmayacağım ama yetmişlerde lokantada Fransız şarabı içen Ankaralı devrimcileri hala yerine oturtamadım. Konu ile ilgili araştırmalarım sürüyor.<br /><br />Aslında biz, geçmişini unutmuş bir kuşağız. Vedat Türkali’nin en önemli kaygılarından biri de bu. Temel toplumsal yapımızı doğru saptayabilmek için geçmişte yaşananları tekrar tekrar anlatıyor ve unutulmasına çalışıyor. 40’ları, 60’ları, şimdi 70’leri, arada 50’leri anlattığı romanları ile her seferinde sorguluyor ve yanlışları bulmaya davet ediyor herkesi. Bu sefer; ne öğrenci, ne devrimci, ne iyi bir evlat, ne doğru düzgün bir ağa oğlu, ne iyi bir âşık olmayı başaramayan Muhsin karakterini merkez alarak sorgusuna devam ediyor. 70'lerde genç olan Muhsin ile apolitik 2000 gençliği arasında da büyük bir benzerlik yakalıyor<br /><br />Vedat Türkali’nin tanıklarından biri romanın bir bölümünde; “Devrim şiir gibi oğlum; başka dile çevrilmesi güç iş!”(sy:214) diyerek hepimizi başka bir noktaya bakmaya çağırıyor. Bu korkularla bir yere varamayız; saygı duymadan, anlamadan diyor.<br /><br />Bu son derece aksi delikanlı -yaşlı denmesine de son derece sinirlendiğinden- 2009’dan 70’lere bakıyor ve süreçte yaşananların/hataların bu güne katkısı olabileceğini göstermeye çalışıyor ve sanki bizi ders almaya çağırıyor. <br /><br />Bu arada onunla yapılan röportajlardan birinde; <br /><br />- Romanı okuyup, 'Vedat Türkali, yaşı ilerlediği için dini hatırladı,' biçiminde yorumlara kalkışanlara ne yanıt verirsiniz? sorusuna:<br /><br />- Gülerim, ne diyeceğim? 'Önce okuduğunuzu doğru anlayın,' derim diyor.Guldahttps://www.blogger.com/profile/00013819163448280685noreply@blogger.com